Sayfa Yükleniyor...
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, AKP'nin 1 Mart'ta TBMM'nin reddettiği tezkereyi bu kez TBMM'nin kabul etmesini istediğini belirterek "Türkiye'de hangi amaçlar olursa olsun yabancı askerin geçiş ve bulundurulması çok vahim bir durumdur" dedi
Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Yeniçeri, Cumhurbaşkanı Erdoğanın ABD ziyaretinin Türkiyedeki sistemle ilgili olarak birçok sorunun doğmasına neden olduğuna dikkat çekti. "Sarığı çıkarıp fesi giydirmek için de fesi çıkarıp şapkayı giydirmek için de başların kesildiği yerde başın değeri yoktur fesin değeri vardır" diyen Yeniçeri, "Başın nasıl bağlanacağıyla ilgilenenler başların nereye bağlı olduğu konusuyla hiç ilgilenmemişlerdir. Halbuki önemli olan başın nasıl bağlandığı değil başın nereye bağlı olduğuydu. AKP, başörtüsünü Türkiyede bir rejim ve hesaplaşma aracı olarak kullanılmaktadır. Başörtüsünü AKPye oy deposunun akaryakıtı olarak görmektedir. Başörtüsü serbestisini taksit taksit uygulamaya sokmasının amacı budur. Bu bakımdan da başörtüsü AKPnin her sıkıştığında istismar ettiği bir alan olma özelliğini sürdürmektedir. Başörtüsü konusunun bir yolunu bularak gündem yapılmasının nedeni başörtüsünü serbest bırakmaktan çok 2015 seçimlerine yatırım amaçlıdır. Reşit olmayan çocukların özgür karar veremeyecekleri ve ailelerinin baskısıyla başlarını örtecekleri ileri sürülüyor. Aynı şey başı açık olanlar için de ileri sürülebilir. Çocuklarının hayat tarzını ve gidecekleri yolu devlet değil anne ve babalar belirler. Dindar aileler okulda yasak olsa dahi, sokakta başını örtüyor. Öyleyse, aynı şeyi sınıflarda yapmasının ne zararı var? Şunu bilmek gerekir ki, ne geçmişte uygulanan başörtüsü yasağıyla din elden gitti, ne de orta öğretimde başörtüsü serbestisi gelmesiyle laiklik elden gidiyor. Kılık ve kıyafet üzerinden rejim ve sistem hesaplaşması artık sona ermelidir. Dini simgeler, hassasiyetler siyasi ve ticari rant araç olarak kullanılmaktan vaz geçilmelidir. İsteyenin başı açık ya da başı kapalı okullara gidebilmesi sanıldığı gibi laik-demokratik sistemi imha etmez. Aksine demokrasi ve özgürlükleri güçlendirir. Başörtüsünden değil cahillikten korkunuz" diye konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİNE ELEŞTİRİ
Çözüm sürecinde gelinen noktayı da eleştiren Yeniçeri, Çözüm Süreci'nin AKPnin söylem ve siyasi bir manevra alanı olmanın ötesinde bir anlamı da kalmadığını ifade etti. Yeniçeri, "PKK silahlı güçlerini hâlâ ülke dışına çekmediyse, üstelik Kuzey Suriyedeki gelişmeleri bahane ederek gün aşırı Türkiyeye karşı yeniden saldırı başlatabileceğini ilan ediyorsa, blöf diyenlere 'oraya gelirsek ne yapacağımızı görürsünüz' gibi tehditler savuruyorsa böyle bir örgüte Türkiye neden yardım etsin? İşin en ilginç yanı da şu ki, bu örgüt bir yandan Türkiyeye savaş açtığı tarihi veriyor bir yandan da Türkiyeyi PYDye silah yardımı yapmamakla suçluyor. Hangi devlet kendisine saldıracağını ilan eden bir gücün eline silah verir; bunun herhangi bir mantığı, açıklaması var mıdır?" diye sordu.
DOĞRU STRATEJİ HER ŞEYDEN ÖNEMLİ
Tezkere konusuna da değinen Yeniçeri, Türkiye'nin bir savaşın eşiğinde olduğunu belirterek böyle bir aşamada doğru tespit, doğru ilişki ve doğru strateji her şeyden önemli olduğunu söyledi. "İktidarın milli bir sorunu yalnızca AKPnin yetkilileriyle görüşüp bir tezkereye dönüştürmüş olması düşündürücüdür" diyen Yeniçeri, "Tezkere hazırlıkları sırasında ya da tezkere öncesi muhalefetle görüşülmemiş, muhalefet bilgilendirilmemiş ve muhalefetin düşüncelerinden yararlanılmamıştır. Bu durum milli sorunlar karşısında milli bir duruş göstermeyi engellemektedir. Bunun müsebbibi iktidar partisidir. Millet, milli güvenlik, milli savunma ve milli çıkarlar partiler üstü davranışı zorunlu kılar. Partiden önce Millet diyenlerin böyle durumlarda tavrı açıktır. Tezkere gibi milli bir sorun karşısında da durum aynı olacaktır" şeklinde konuştu.
Tezkerede TSK'nın, sınırda güvenli bölge oluşturulması durumunda uluslararası koalisyondan destek alınmasını gerekli olacağını öngörüyor olduğunu belirten Yeniçeri, "TSK, insani amaçlı yardımların ve lojistik destek söz konusu olduğunda üslerin kullanılmasına olanak sağlanmasını da öngörüyor. Askerin, yabancı asker bulundurma ve yurtdışına gitme talepleri tezkereye açıkça yansırken İncirlik dahil 'Üs kullanımı' konusunda açık ifade yerine 'Esasları hükümet belirlemesi' tanımına yer verildi. AKP 1 Martta TBMMnin reddettiği tezkereyi bu kez TBMMnin kabul etmesini istiyor. Türkiyede hangi amaçlar olursa olsun yabancı askerin geçiş ve bulundurulması çok vahim bir durumdur. Tezkerede en tehlikeli tarafı burasıdır. AKPnin yabancı asker aşkı Türkiyenin başını fena halde belaya sokabilecektir. Hükümetin tezkereyle TBMMden alacağı yetkiyi kullanılabilmesi için IŞİDe karşı ABD liderliğinde kurulan uluslararası koalisyon gücünün, Türkiyenin güvenli bölge kurulmasını kabul etmesi ve askerlerini göndermesi gerekiyor" dedi. (HABER MERKEZİ)
Haber Merkezi