Sayfa Yükleniyor...
Yerel seçimlerden sonra başkan adaylarının İzmir’in kent yapısına uygun çalışmalar yapması gerektiğini belirten Karaçorlu, Konak Pier, Kemeraltı Çarşısı, İncialtı ve Kültürpark için ise acilen eyleme geçilmesi gerektiğini vurguladı
YAREN GÜZELKAN/ÖZEL HABER - Türkiye’de 31 Mart yerel seçim hareketliliği devam ediyor. İzmir’de ise, Büyükşehir Belediye Başkan adayları ve ilçe belediyelerin adayları belirlendi. Adaylar yapacakları projeleri kamuoyu ile paylaşmaya başladı. Yüksek Şehir ve Bölge Koruma Plancısı, Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Kurucu Başkanı, Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi Sözcüsü Ahmet Tuncay Karaçorlu, adaylardan yapacakları çalışmalar konusunda; İzmir’in bölge yapısı ve sosyokültürel değerlerini göz önünde tutulup ülke ve bölge planlarıyla uyumlu 1/1000 ölçekten 1/500 ölçeğe kadar alt ölçekteki şehir planlarının oluşturulması ve önceki yapılmış olan planların da sağlıklaştırılması konusunda talepte bulunarak seçmenlerden de bu önerileri dikkate alan adaylara oy vermelerini istedi. Karaçorlu, İzbb başkan adaylarından kentin doğal ve kültürel değerlerinin korunmasına ilişkin kadroların kurulup bu sorumluluğu yürütecek proje çalışmalarını yapmalarını istiyor. Şu anda Konak Pier alışveriş merkezi olan gümrük binası, Kültürpark, Tarihi Kemeraltı Çarşısı, İnciraltı gibi yerler için acilen harekete geçilmesine vurgu yapan Karaçorlu, “Yerel yönetimlerin kentsel çevre anlayışı, kentin gündeminde olan ve kentin kamusal, ortak kentli kullanımından uzaklaştırılmış alanlardan, bütün İzmirlinin kullanabileceği kamusal mekanlara hemen dönüştürülmeli” çağrısında bulundu.
Karaçorlu, yerel yönetimlerin kentsel çevre anlayışının altyapıdan ulaşıma kadar uluslararası yabancı kredi kaynaklarına bağımlılık zemininde asla olmamalı ve bağımsız kent ekonomisini sağlamasına değinerek, “Yerel yönetimlerin kentsel çevre anlayışı, kentin gündeminde olan ve kentin kamusal, ortak kentli kullanımından uzaklaştırılmış alanlardan, bütün İzmirlinin kullanabileceği kamusal mekanlara hemen dönüştürülmeli. Bu anlamda yakın zamanda gündeme getirdiğimiz Konak Pier, gümrük binamız, bir kültür adası olarak gecikmeden topluma açılmalı. Yerel yönetimlerin ilk çalışmaları arasında bu olmalı diye düşünüyorum. Adayların ilk işi, bu özel bir alışveriş merkezine çevrilmiş tarihi ve kültür mirasımız olan gümrük binamızı İzmirliye kazandırmak olmalı” dedi.
Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi olarak gerçekleştirilen 7, 8, 9 Kasım 2023 tarihlerinde yapılan Tarihi Kemeraltı Bölgesi Çalıştayı ve etkinliklerinde her alanda geliştirilmiş öneriler ve Kemeraltı’nı bir ilçe olarak kabul edip özerk bir yapısı olması gerektiğini söyleyen Karaçorlu, “Kemeraltı’nın korunması ve yaşatılması için kentsel altyapısından tarihi mekanlarının İzmir’in konut sorununu, ihtiyaç olunan belediye hizmet alanlarının, merkezi idarenin kuruluşlarının da kullanımına açılmalıdır. Kemeraltı’ndaki birçok tarihi mekanlar sadece esnafa dönük değil, kamuya da dönük olup Kemeraltın’da kullanım sağlayabilmeli. Bu da Kemeraltı’nın korunmasını sağlayan bir başka önerimizdir. Kemeraltı’nı özellikle Damlacık Bölgesi’nden tutun da Basmane bölgesine kadar önemli tarihi konut stoku var. Konut alanı olarak restore edilerek oranın yaşaması anlamında kazanım alanı olarak düşünülebilir. Kemeraltı; Agora’dan başlayıp, Kadifekale’ye kadar uzanan ve Konak İskelesi’ni de kapsayan nokta için Kemeraltı diyebiliriz. Kemeraltı sadece çarşı olarak değil tarihi koruma bölgesi içerisinde sit alanıdır ve İzmir’in tarihsel kurtuluş zeminidir. Gelecek olan aday, İzmir’in geleceğine dair önemli bir yol izleyeceğini ilan etmeli… Yani İzmir’de de Nazım Hikmet’in dediği gibi ‘bu ata binebilecek yerel bir bilek ve bir yürek gereklidir.’ Kemeraltı’nda, belediye boyutunda çalışan idari altyapı, bu işleri yapabilmek için, tıpkı yüksek yapılar yönetmeliği, yerel tarihi koruma ödülleri yönetmeliği gibi yönetmeliklerle kentin geleceğine bir belgesel, anayasal miras olarak bırakılmalı” ifadelerini kullandı.
Kültürpark, sadece bir park değil aynı zamanda kültür yuvasıdır ve İzmir’in her ilçesine küçük veya büyük yeni kültürparklar yaratılmalıdır. Hem kente daha çok yeşil alan sağlanması hem de deprem gibi doğal felaket anında vatandaş için kaçış noktası olacaktır diyen Ahmet Tuncay Karaçorlu, “Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi’mizin ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şubemizin 1990’lı yıllardan bu yana kentin gündeminde tuttuğu, mücadele ve öneri sürekliliği geliştirdiği Kültür Parkımız da büyütülmeli. Şu an Kültür Parkı yakınındaki yasa dışı eski Belediye hizmet binasının bulunduğu çukur alan kamulaştırılmalı ve Kültür Park’a dahil edilmelidir. Daha önce Kültürpark alanına Folkart yapılması istenmişti ama o durduruldu. Burhan Özfatura döneminden başlayıp Aziz Kocaoğlu dönemine kadar yanlış politikalar izlendi. Tunç Soyer döneminin de bu yanlış giden düzene ortak olmaması açısından biz Şehir Plancıları Odası olarak doğru bir duruştur. Kemeraltı’nın Atatürk Lisesi’nden başlayan ve 9 Eylül Üniversitesi rektörlük binasına ve oradan da denize kadar ulaşan alan, kamusal bir düzenleme ile kamulaştırılıp Kültürpark içinde bulunan Atatürk Lisesi gibi eğitim kurumları ve rektörlük binası gibi yapılarla birlikte yeni kamusal mekanlar onarılarak, restore edilerek ve yeniden düzenlenerek kamusal yapılara dahil edilmelidir. Yani Kültürpark Atatürk Lisesi’nden İzmir Körfezi’ne kadar büyütülmeli ve buna ilişkin yaratıcı kentsel tasarım önerileri planları geliştirilmelidir” dedi. Arkeolojik bölgelerin olduğu yerlere yeni müzelerin açılması konusunun gündeme alınmasını isteyen Karaçorlu, “Seçilecek olan yerel yönetim adayları, kentimizin önemli değerleri arasında yer alan arkeolojik bölgelerimiz Agora’dan Bayraklı Tepekule bölgesine, oradan Menemen Banaztepe’den Aliağa Kyme antik kenti bölgesine kadar, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğu ve yükümlülüğü altındadır. Bu anlamda bu bölgelerde Foça gibi kararı alınmış yerlerde, Aliağa Arkeoloji Müzesi gibi tamamlanmış müzeler halkın kullanımına açılmalıdır” diye konuştu.
İnciraltı’ndaki açık alan ihtiyacının korunması ve sadece orada bulunan arsa sahibi kişilerin değil İzmirlinin kullanabileceği yer haline gelmesi önerisinde bulunan Karaçorlu, “Yine Tunç Soyer döneminde başlatılan kentsel tarım anlamında İnciraltı bölgemiz 1. derece doğal sit özelliğinde bulunan değerleri ile önemli bir kamulaştırma çalışması da yapılarak İnciraltı bölgesinde halk bahçeleri oluşturulmalıdır” ifadelerini kullandı.
İzmir’in deprem bölgesi olduğundan dolayı kentsel dönüşümün acilen sağlanması gerektiği konusunda vurgu yapan Karaçorlu, “Gecekondu bölgelerimizin gerek mekansal altyapı kullanımı, gerekse sosyal donatı alanlarının azlığı ve dayanıksız yapılardan oluşmuş olmasından dolayı; gecekondu bölgelerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri ile sosyal mekansal konut bölgeleri oluşturulmalı. Bu anlamda kentsel dönüşüm yasası, sosyal mekansal dönüşüm ilkeleri ile konut sahibi olmayan ve ucuz kiralık konut sorunu yaşayan İzmirliler için, yeni konut bölgeleri kamulaştırma yöntemleri kullanılarak, yoksul ve dar gelirli İzmirlinin ihtiyacını sağlamalıdır. Var olan bütün spor alanlarına yenileri de eklenerek futbol merkezli değil, diğer spor dalları açısından da geliştirilip çoğaltılması ve bu alanların deprem sonrası, barınma bölgeleri olarak kullanıma hazır hale getirilmelidir. En önemlisi kentsel politika olarak, bağımlı kentleşmeyi getiren uluslararası Kredi kuruluşları ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ve Ankara Belediyesi’nin düştüğü yanlışa düşülmemeli. Chattem gibi uluslararası banker ve inşaat şirketlerin yönettiği kuruluşlardan asla kredi alınmamalı. Tunç Soyer yönetiminin bu anlamda; 1920’li yıllarda ülkesel bağımlılığa neden olan Sevr Antlaşması’nı da hazırlayan, kentsel bağımlılık anlamında da işlev de gören bankerlerin ve uluslararası inşaat şirketlerinin kuruluşu olan Chattem House’la ilgili, Tunç Soyer yönetiminin bağımsızlıkçı ve ilkeli kentsel duruşu, hem Büyükşehir Belediyesi temelinde hem de ilçe belediyeleri temelinde devam ettirilmelidir” çağrısında bulundu.
HABER MERKEZİ