- Siyaset
- 29.04.2025 16:53
TBMM Başkanı Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım ile Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Çekmeköy’deki Öğretmen Semiha Yıldırım İlkokulu’nda 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı açılışı programına katıldı.
Yıldırım, yeni eğitim-öğretim yılının hayırlı olmasını temenni ederek, sözlerine “Bu okul, sevgili hayat arkadaşım, öğretmen Semiha Hanım’ın adını taşıyor. Semiha Hanım, tebeşir tozu yutmuş, emekli bir öğretmen. Onun zamanında akıllı tahtalar yoktu, kara tahta vardı, tebeşir tozu vardı, yoksunluk vardı. O, bugüne kadar zor şartlarda binlerce öğrenci yetiştirdi. Allah nasip etti, adına bir okul yaptırma bahtiyarlığına da erişti. Bu mutluluğun tarifi yok” diyerek başladı. Türkiye’deki birçok hayırsever vatandaşın geçen 16 yıl içinde 100 binlerle ifade edilen sayıda okul ve sınıfı Milli Eğitim Bakanlığı’na kazandırdığını aktaran Yıldırım, “Eğitim-öğretim yılı açılışı vesilesiyle bütün vatandaşlarımıza, hali vakti yerinde olan iş adamlarımıza bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Okul, sağlık ocağı, hastane, köprü, çeşme, elinizden ne geliyorsa mutlaka yapınız, çünkü dünyanın malı dünyada kalıyor” dedi.
SİZLERDE NÖBETİ DEVRALACAKSINIZ
Yıldırım, başbakanlığı döneminde yapılan yasal düzenlemeyle okul, hastane, sağlık ocağı, ibadethane yapanların bu eserler için katma değer vergisi ödemediklerini hatırlatarak, varlıklıyken eser yapmayı, geleceğe ve gençlere yatırım yapılmasının ihmal edilmemesini istedi. Türkiye’nin 2020’ye kadar tekli öğretime geçme hedefi olduğuna değinen Yıldırım, “5-6 büyük il dışında bugün Türkiye, bunu hemen hemen halletti. O illerimizde de inşallah yoğun bir çalışmayla hayırseverlerimiz, Milli Eğitim Bakanlığımız, valiliğimiz, belediyelerimiz çalışarak bu hedefi gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.
“Sahip olduğumuz değerlerin yaşatılmasında öğretmenlerimizin rolü çok büyük”
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, öğrencilere şöyle seslendi: “Bizler dün, sizin bulunduğunuz sıralardan geçtik, İstiklal Marşımız ile ders başı yaptık, tatile çıktık. Bizim zamanımızda okullar sobalıydı. Sizin kadar şanslı değildik. Hatta okula giderken, defterlerimizle beraber odunumuzu da götürürdük, sobanın yakılmasını nöbetleşe yapardık. Bütün bu zorluklara rağmen okulu severdik, okulumuzu tertemiz tutardık. Yarın sizler de nöbeti devralacak hepimizin iftihar ettiği pırıl pırıl gençler olarak bizlerin yerini alacaksınız. Az önce bir yavrumuzla, Ahmet Bayoğlu ile sohbet ederken, ‘Ne olacaksın?’ diye sordum, ‘Robot yapacağım. Teröristlere karşı askerlerimizi korumak için robot yapacağım.’ dedi. İşte bizim ihtiyacımız olan gençlik bu. Hem insan hayatının kutsal olduğunu hem de güvenliğin bir ülkenin istiklali, istikbali için olmazsa olmaz olduğunu biliyor.” AA