"Amacımız dikkatleri üzerimize çekmek"

Türkiye’de 10 binin üzerinde lisanslı tenisçi bulunduğunu açıklayan Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, tenis sporunu hak ettiği yere taşımak için amaçlarının dikkatleri üzerilerine çekmek olduğunu söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 21.02.2016 08:42
  • Güncelleme Tarihi : 21.02.2016 08:42
  • Kaynak : HABER MERKEZİ

NİLGÜN TAZE

1953 yılında bağımsız bir federasyon olarak yapılanan Türkiye Tenis Federasyonu, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (TİCİ) örgütlenmesi içindeki Sportif Oyunlar Federasyonu’na dahil yönetimi baz alınırsa cumhuriyetle yaşıt bir federasyon. Türkiye’de tenis faaliyetlerini yürüten federasyon bugün Ankara ve İstanbul’daki ana ofisleri dışında, İzmir’de bulunan Avrupa çapındaki Ulusal Tenis Eğitim Merkezi,  Altyapı Tesisleri ve il temsilcilikleri ile hizmet veriyor.

Türkiye Tenis Federasyonu’nun 2004 yılında özerk bir yapıya kavuştuğunu ve günümüzde 150'ye yakın federe kulübün bulunduğunu belirten Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş, 10 binin üzerinde lisanslı tenisçiye sahip ülkemizde bu sporu hak ettiği yere getirmek için çalıştıklarını söyledi. Durmuş, TTF’nin en büyük hedefinin en kısa zamanda Türk tenisini global arenanın aktif oyuncularından biri haline getirmek olduğunu ifade ederek, “Türkiye Tenis Federasyonu olarak bu amacımızı gerçekleştirebilmek için sponsorluğa büyük önem veriyoruz. Bu hedefle Türk tenisini ve öğelerini markalaştırmak için çalışıyoruz. Kamuoyu ile daha fazla ve yakın iletişim kurabilmenin yolu medyada görünürlüğü artırmaktan geçiyor. Bu bağlamda göreve geldiğimizden bu yana medya ile ilişkilerimizi geliştirmek için çalışmalar yapmaktayız. Tenisi potansiyel sponsorlarımız için daha çekici hale getirebilmek ve daha fazla sponsor kazanabilmek amacıyla turnuva yelpazemize toplumun tüm katmanlarına hitap edebilecek organizasyonlar kattık” dedi.

SPONSORLUK ÇALIŞMALARI

Türkiye Tenis Ligi'nin ve Türkiye şampiyonalarının marka değerini artırabilmek için profesyonel firmalarla ortak çalışmalar yürüttüklerini belirten Durmuş, “Sponsorlukta önemli olanın ortaklığı her iki taraf için de kazançlı hale getirebilmek olduğunu biliyoruz. Mevcut sponsorlarımızla bu durumu sağladıkça yeni sponsorlar kazanacağımıza da inanıyoruz. Türkiye Tenis Federasyonu'na ve ülkemizdeki tenisin gelişimine destek veren tüm sponsorlarımıza teşekkür ederiz” açıklamasını yaptı. 2016 yılında ülkemizde düzenlenmesi planlanan ITF Pro Circuit turnuvaları için 31 Ağustos 2015 ve 10 Eylül 2015 tarihlerinde iki ayrı duyuru ile taleplerin toplandığını belirten Durmuş, “Başvuru süresi sona erdi. 2016 için uluslararası turnuva talebinde bulunan kulüplerimiz Alibey Club, GD Tenis Akademisi, Manisa Tenis Dağcılık Spor Kulübü, Marmaris Tenis Akademisi, Optimum Tenis Akademisi, Tenis Eskrim Dağcılık Spor Kulübü, Tenis Organizasyonları Spor Kulübü’dür. Yapılacak değerlendirmeden sonra 2016 uluslararası profesyonel turnuva takvimi sitemizden duyurulacaktır” ifadelerini kullandı.

TENİSİN DOĞUŞU

Bilinen ilk tenis kitabının Trattato del Givoco della Palla di Messer (Top Oyunun Prensipleri Üzerine), Antonio Scaino da Salo tarafından 1555 yılında Venedik'te yazıldığını ifade eden Durmuş, aynı kişinin bundan 13 yıl önce, 1970'lerde görülen raketlere benzer ilk telli raketi yaptığını belirterek şöyle konuştu: “Orta çağlarda tenisin ilk versiyonlarından sayabileceğimiz bir oyun el ile oynanıyordu ve zamanla oyun taktikleri kuvvete dayandığında top eli incitmeye başladı. Oyuncular ellerini sarmaya başladılar, fakat bu da yeterince koruma sağlamayınca tahtadan yapılmış raketler kullanılmaya başlandı. Bu raketler acıyı hafiflettikleri gibi, toptan ele aktarılan titreşimi de bozdular ve elediler.
Binbaşı Wingfield'in promosyon aktivitelerinden sonra çim tenisi çiçek açmaya başladı. Fakat oyun kuralları ve sahası için belirli bir standart yoktu. İlk tenis turnuvası 1877 yılında Wimbledon'da düzenlendi. Turnuva komitesi kuralların ihtiyacı karşılamadığına karar verdi ve dönemin kroket kulübünün üç üyesine (Messrs Julian Marshall, Henry Jones, C.G.Hethcote) kuralları belirleme ve düzenleme görevi verdi. Bu kişiler görevlerini o kadar iyi yaptılar ki, koydukları kurallar hala temel olarak kullanımdadır.”

SPOR VE EGZERSİZİN ETKİSİ

Sporun büyüme ve gelişmeye olan etkilerini ortaya çıkarmak için çocuklarda birçok çalışma yapıldığını ve düzenli yapılan sportif aktivitenin çocuğun boyuna ve vücut ağırlığına etkisinin araştırıldığını belirten Durmuş, “Sportif başarı amacıyla spora başlama yaşının giderek düşmesi, antreman veya egzersizin kaslar, büyümeyi uyaran hormonlar ve henüz kapanmamış olan büyüme plakları üzerindeki etkilerine ilişkin tartışmalar güncelliğini korumaktadır. Düzenli fiziksel aktivite, spora katılım veya antrenmanın, ulaşılan boy uzunluğu, boy uzama hızının zamanı ve boy uzama hızını etkilediği henüz tam olarak gösterilebilmiş değil. Ancak yüzme, tenis, basketbol ve kürek gibi spor türleriyle uğraşan çocukların yaşıtlarından daha uzun ve ağır oldukları gözlenmektedir. Bu durum bazı spor türlerinin daha avantajlı olabileceğini düşündürmektedir. Futbol, yüzme ve kürek gibi spor türlerinde erken olgunlaşma özellikle erkekler; cimnastik, paten gibi spor türleri ve bale gibi sanat dallarında geç olgunlaşma özellikle kız çocukları için avantaj oluşturabilmektedir. Bu nedenle spora bağlı seçimler yapılırken antrenmanın olgunlaşma üzerine olan etkilerinin dikkate alınmasında yarar vardır. Uluslararası organizasyonlarda performans yaşının bazı spor türlerinde giderek düştüğü görülmektedir. Bu durum spora daha erken yaşlarda başlanmasına neden olmaktadır.” şeklinde konuştu.

TÜRK TENİSİNİN SORUNLARI

Tenis sporu ile ilgili sorunların sadece federe kulüplerin istekleri olarak ele alınmaması gerektiğini, Türkiye'de çok büyük bir kitlenin tenis oynamak istediğini belirten Durmuş,  “Ülkemizde tenisi geliştirmek için önce neler lazım sorusuna cevap vermemiz gerekiyor. Temel olarak sıralama yapacak olursak; kort sayısının azlığı belki de yokluğu, malzeme ve özellikle top fiyatlarının yüksekliği, hükümet ve belediyelerin tenise  yeterli desteği yapmamaları, sponsorluk kurumlarının işletilememesi ve basın ile ilişki kurulamaması sıralanabilir.  Yeterli ve iyi antrenörler ve sistematiğin oluşması içinde gerekli imkanların oluşturulması gerekiyor” açıklamasını yaptı.

TENİSİN TARİHÇESİ

Birçok mağara resimleri hedef oyunları oynayan insanlar resmeder. Tarih öncesi yazıtlarda ise insanların birbirlerine top attıkları bazı oyunlardan söz edilir. Zaman geçtikçe insanlar ve oynadıkları oyunlar daha gelişti ve karmaşıklaştı. Gerçek tenis bin yıl kadar önceye dayanır. 1874'te Binbaşı Walter Clapton Wingfield bu oyunda zengin olabilme fırsatları sezinledi ve "Sphairistike" ismiyle bu oyunun patentini aldı, daha sonraları bu isim "çim tenisi" haline dönüştü. 1872'de Binbaşı Harry Gem ve Augurio Pereira'nın Leamington Spa bölgesinde kurduğu kulüp ise tarihin ilk tenis kulübü olarak bilinir. Kadın ve erkeğin aynı anda oynayabildiği nadir oyunlardan olduğu için Çim Tenisi kısa sürede popüler oldu. Sadece çim üzerinde değil her türlü yüzeyde ve kapalı alanlarda da oynandı. Bu yüzden 1970’lere kadar oynandığı yüzey ne olursa olsun bu oyunun ismi Çim Tenisi olarak kaldı. 1970'lerde ülkeler çim kelimesini atarak kısaca tenis demeye başlasalar bile Uluslararası Tenis Federasyonu oyunun ismini 1977 yılına kadar değiştirmedi. İngiltere Tenis Federasyonu kendine hala Çim Tenis Birliği demektedir.

SAHA

Saha, 23.77 m. uzunluğunda ve 8.23 m. genişliğinde dikdörtgen şeklindedir. Saha, ortasından boydan boya bir ağ ile ikiye bölünür. Ağ, çapı en çok 0.8 cm. olan bir ip veya metal kabloya asılır ve iki ucu, kenarları 15 cm.den fazla olmayan, kare şeklinde veya 15 cm. çapında yuvarlak iki adet direğe raptedilir veya tepelerinden geçirilir. Direklerin yükseklikleri, ip veya metal kablonun üst noktasından 2.5 cm.den fazla olmamalıdır. Direkler, merkezleri sahanın her iki yanından 0.91 m. olacak şekilde dikilmelidir. İp veya metal kablonun üst seviyesi, yerden 1.0 m yükseklikte olacak şekilde ayarlanacaktır.

Birleşik haldeki tekler ve çiftler sahası, çiftler ağı gerilmek suretiyle tekler için kullanılırken, “Tekler Direkleri” denilen direkler vasıtasıyla ağ desteklenerek1.07 m. yükseklikte durması sağlanır. Bu tekler direkleri kare kesitinde ise kenarları, daire ise çapları 7.5 cm.den fazla olmamalıdır. Tekler direkleri, merkezleri tekler sahasının her iki kenarından 0.91 m. uzaklıkta olacak şekilde yerleştirilir.

NEDEN TENİS?

  • Tenisi, her yaşta başlayıp, öğrenebilirsiniz. Üstelik üç kuşak bir arada.
  • Artık her yerde oynayabilirsiniz, zannettiğiniz kadar pahalı değil.
  • Bayan ve erkek beraberce oynanabileceği gibi, ferdi ve grup olarak da oynayabilirsiniz.
  • Tenisin gelenekleri ve kuralları size sporun neler verebileceğini gösterir.
  • Tüm kaslarınız ve beyniniz koordineli olarak çalışır.
  • Sakatlanma riskiniz neredeyse sıfır.
  • Formda kalırsınız, çünkü yağ ve kalori yakımını maksimuma çıkarır.
  • Biz değil, oynayan herkes stresini tenis oynayarak attığını söylüyor.
  • Sosyalitesi yüksektir. Yeni sporcu arkadaşlar edinirsiniz.
  • Nefis koleksiyonları ve aksesuarlarıyla kortlarda defile yapabilirsiniz.
  • Kalp ve damar sisteminizi olumlu etkiler, atletik kondisyonunuzu yükseltir, iyi huylu kolesterol üretimini sağlarsınız.
  • Kendinize güveniniz ve disiplininiz artar, sinirleriniz güçlenir.
  • Yaşam tarzınız, tutkunuz olur. Spor çantanız ve raketiniz en iyi arkadaşınızdan biri olur.
  • Sigaradan uzak kalabilmek için harika bir fırsat. Eminiz tenis sizi bu illetten kurtaracak.
  • Bugüne kadar tenis oynamayarak kendinize nasıl haksızlık etmiş olduğunuzu öğrenirsiniz.
  • Su içmenin keyfini, akşamları rahat uyumanın sırrını çözmüş olursunuz.
  • Sporun tüm faydalarının ne olduğunu, tenis oynarken fazlasıyla hissedersiniz.
  • Bir bay tenisçinin ne kadar centilmen, bir bayan tenisçinin ne kadar şık ve zarif olduğunu, sporlar içerisinde tenis oynarken göreceğiniz kuşkusuz.
  • Yaşlandığınızda genç kalabilmenin sırrı ne zannediyorsunuz?
  • Sporda var olan ve olmasını düşündüğünüz her şeyi teniste bulacaksınız, kendinizi kortların büyüsünden kurtaramayacaksınız.

Haber Merkezi