- Spor
- 21.04.2025 16:11
İzmir Efe Spor Genel Koordinatörü İrdel, çocuklara sadece basketbol öğretmediklerini belirterek, “Öncelikle insan yetiştiriyoruz. Basketbolun Altınordu’su olmayı istiyoruz. Hayal ettiğimiz nokta o” dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN - ÖZEL HABER
İzmir Efe Spor (İZEFE) ve Cedi Osman Akademi İzmir Genel Koordinatörü Feyyaz İrdel’le basketbol, altyapı eğitimi, gençlerin spora eğilimi ve yaz döneminde spor okullarının faaliyetleri hakkında konuştuk. İLKSES Gazetesi Köşe Yazarımız ve aynı zamanda İzmir Efe Spor’un koçlarından olan Hüseyin Demir de bu keyifli sohbette bize eşlik etti.
ÇOCUKLAR ÇOK FAZLA KİLO ALDI
Genel Koordinatör İrdel, öncelikle toparlanmaya çalıştıklarını ve kulübün kurulalı sadece 2 yıl olduğuna dikkat çekerek, “Ancak 1,5 yılımız pandemi içinde geçti. Yarım yıllık periyotta okul olarak 5-18 yaş arası 170 çocuğa ulaştık. Pandemiden önce bize kayıt olan çocuk ile şu andaki çocuk bambaşka bir çocuk. Çocuklarımız fiziki olarak çok farklı döndü. Evde kalınan sürede çocuklar çok fazla kilo aldı. Şu anda en büyük sorunumuz Kovid-19 olarak gözükürken aslında en büyük sorunumuz bu çocuklar her gün 10 saat ekran başında kaldılar. Online eğitim, oyun derken çocuklar tamamen asosyal oldular” dedi.
HİÇ TATİL VERMEYECEĞİZ
Şu andaki birinci önceliklerinin basketboldaki başarıdan çok çocukların fiziki gelişimini toparlamak olduğuna vurgun yapan Genel Koordinatör İrdel, “Çocukların ilk olarak performans ölçümlerini yaptık. Daha önce yaptığımız ölçümlere göre kötü durumdalar. Yaz aylarında aileler tatil moduna geçiyor ister istemez ama bu yazı çocukların boş geçirmemeleri gerekiyor. Bu yüzden hiç tatil vermeyeceğiz. 1 Temmuz itibariyle haftanın 7 günü salonumuz açık kalacak. Bornova’da kız ve erkek takımlarımız var. U21 erkek takımını yeni sezonda kurmayı planlıyoruz. Bunun yanında da Kadınlar Liginde A takım projemiz var. Onunda hazırlıklarına başladık ve projesini oluşturduk. Önümüzdeki sene İzmir’de üniversite okuyan 21 yaş altı birkaç tane tecrübeli oyuncu ile bölgesel ligden katılacağız. Bu uzun süreçli bir aşama ancak uzun vadeli planlar yaptık. 5 yıl içinde üst lige çıkma planımız var. 5 yıl içinde aynı zamanda kendi tesislerimizi kurmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
İZMİR’DE ÜÇ SALONDA OLACAĞIZ
Spor okulunda franchise sisteminde Cedi Osman Akademi ile çalıştıklarının altını çizen Genel Koordinatör İrdel, “Projelerde erteleme yapmayacağız. İki üç farklı proje çizeceğiz. Tesisimiz ve merkezimiz Bornova olacak. Karşıyaka tarafına bir şube açma planımız var ancak Göztepe tarafından da çok talep alıyoruz. Eğer gerekli tesisi bulursak İzmir’de üç salonda olacağız. Talebi karşılayacak ekibimiz var. Yeni kurulmamıza rağmen tek işimiz bu olduğu için işimize dört koldan sarılıyoruz. 2 yıl içinde çok büyük yol kat ettik. Pandemi dönemini iyi atlattık. Normalleşme döneminde birçok kulübün kapandığını gördük ancak aldığımız tedbirlerle işimize sıkı tuttuk. Ekip arkadaşlarımızla birlikte her zaman A ve B planlarını hazırda beklettik. Kapanma dönemlerinde psikologlarımızla birlikte çocuklara psikolojik destek sunduk. Haftanın bir günü kuvvet antrenmanı yaptık. Hiç boşluk vermediğimiz için çocuklar adaptasyon sorunu yaşamadan salona geri dönebildiler. Fiziki eksiklikleri de 2-3 aylık periyotta halledip eylül ayında liglere hazır durumda olacağız” ifadelerini kullandı.
SADECE BASKETBOL ÖĞRETMİYORUZ
Altyapı kulüplerinde diyetisyen ve psikolog bulunduran olan kulüplerden biri olduklarını belirten Genel Koordinatör İrdel, “Bizler saha içi ile ilgilenirken diğer ekibimiz de saha dışı ile ilgileniyor. Sporcularımızı sürekli kayıt altında tutuyoruz. Veliler çocuklarının gelişimlerini gözlemleyebiliyorlar. Kulübümüz tamamen bilimsel metotlarla hareket ediyor ve Z kuşağını yakalamaya çalışıyoruz. Yeni nesil daha çok sonuç odaklı. Kayda gelen çocuk ben NBA’de oynayacak mıyım ya da veli benim çocuğum NBA’de oynayacak mı diye sorduğunda onlara ve velilere daha farklı yaklaşıyoruz. Örnek vermek gerekirse eskiden bir çocuğun üzerine antrenörler çok gidiyordu. Ancak bizde asla küfür, hakaret ve şiddet yok. Çocukların ilk defa geldiği bir ortamda antrenörün ona hakaret etmesi çocuğu sadece o ortamdan değil spordan soğutuyor. Antrenmana yarım saat erken gelen çocuk kitap okuyacak. Sadece basketbol öğretmiyoruz. Burada her konuda profesyoneller ile çalışıyoruz. Kariyerinin yönetilememesi sonucunda hayal kırıklığı yaratan çok fazla sporcu var” dedi.
HEDEF JENERASYONLAR KAYBOLDU
Genel Koordinatör İrdel, spor okullarına giden çocukların yüzde 99’unun profesyonel sporcu olamadığını ifade ederek, “Profesyonel sporcu olma yüzdesi çok düşük. Ama spor yapan bir çocuk ileride iş hayatında çok fazla katkısını görür. Sporla uğraşan çocukların öncelikle takım çalışması, özgüveni, zorluklara karşı bakış açısı daha farklı oluyor. Çocuklara ilk kayıtta söylediğimiz şey sağlıklı bir şekilde oyundan ve ortamdan keyif almalısınız diyorum. Bana veliler lige katılacak mısınız ya da şampiyon olacak mısınız diye sorduklarında onlara anlatıyorum. Benim 7 tane şampiyonluğum var. Bunların içinde Avrupa şampiyonluğu ve dünya üçüncülüklerim var. Üç tane Türkiye şampiyonluğum var ama A takımlarda ben çok başarılı olamadım. Altyapıya bakarsak benim NBA’de oynamam lazım. Altyapı ile A Takım aynı şey değil. Bir aylık boşluk bile her şeyi değiştirebilir. Profesyonel sporcu olarak kesin basketbolcu olacak dediğimiz sporcu şu anda ne durumda? Hedef jenerasyonların hepsi pandemi döneminde kayboldu. O yüzden çocuklara misyon yüklerken çok dikkat etmek lazım. Buraya gelme amaçları bir aktivitedir. Beklentiyi veli yükseltmeyecek. Çocuk hedefini kendisi koyacaktır” diye konuştu.
İSTEKSİZ ÇOCUK GELİŞİM GÖSTERMEZ
Antrenörlük kariyerinin çok uzun olmadığını ama bu süreçte iki tane gurur verici olay yaşadığına vurgu yapan Genel Koordinatör İrdel, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Doktor tavsiyesi ile otizmli iki sporcu kulübümüze geldi. Otizm başlangıcı vardı. Bu özel çocukların burada aldığı eğitimle kaydettikleri aşamaya inanamazsınız. Adaptasyonu sağlayıp rekabet ortamının içine girdiler. Sporun ve basketbolun her türlü faydasını gördüler. Onlar buraya sadece doktor tavsiyesi ile geldiler. Ancak biri hala basketbol oynamaya devam ediyor. Özel durumlarını atlatmışlar diyebilirim. Kimisi kilo vermek, kimisi performans kimisi de şansını deniyor olabilir. Ancak benim en istemediğim durum ailesinin zoruyla spor okullarına gelendir. İstemeyerek gelen sporcular hiç gelişmiyor. Çünkü isteksiz çocuk hiçbir gelişim göstermez. Ölçümler sonucunda bu da belli oluyor. Yaptığımız ölçümlerle yatkınlık seviyelerini gözlemliyoruz. Bizler sadece aidat odaklı düşünmüyoruz. Spor okulları aidatla yönetilir ancak bizim 30’a yakın burslu oyuncumuz var. 170 aktif sporcumuz var. Hedefimiz tamamını burslu yapmaktır. Para veremeyecek diye çocukları görmezden gelemeyiz. Ticari olarak bu işlere giren çok insan oldu. O yüzden biz asıl amacın ticaret değil spor olduğunu unutmamak lazım. Kulüp olarak en büyük hayalimiz kadınlarda ya da erkeklerde bir sporcumuz milli takımlarda görürsek hepimiz onu izlemeye gidersek ekibimle bu işleri büyütebiliriz ve doğru yoldayız diyebilirim. Amaç öncelikle insan yetiştirmek. Biz Basketbolun Altınordusu olmayı istiyoruz. Hayal ettiğimiz nokta o.”