En zor 2. spor dalı: Sutopu

Sutopu sporunun bilimsel olarak toplanan verilere göre dünya genelinde Buz Hokeyi’nden sonra en zor spor dalı olarak 2. sırada yer aldığını belirten Türkiye Sutopu Federasyonu Başkanı Vedat Akgün, sutopunun aynı zamanda bir takım sporu olması nedeniyle koordinasyon, hızlı karar verebilme ve takımdaşlık gibi kavramları da geliştirdiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 21.05.2016 07:17
  • Güncelleme Tarihi : 21.05.2016 07:17
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
En zor 2. spor dalı: Sutopu haberinin görseli

NİLGÜN TAZE - ÖZEL HABER

1957 yılında kurulan Türkiye Yüzme Atlama Sutopu Federasyonu çatısı altında 2005 yılına kadar faaliyetlerini sürdüren bu spor dalı ilk kez 20. yüzyılın başlarında İngilizlerce oynanmış. Türkiye’de bu sporu ilk tatbik eden Türk kulübü ise 1910'da Galatasaray Spor Kulübü olmuştur.

1930'larda modern havuzların açılmasıyla ilk turnuvalar yapılmaya başlanır ve 1931 yılındaki ilk İstanbul şampiyonluğunu Galatasaray Spor Kulübü kazanır. Tesis problemleri nedeniyle süratli bir gelişim evresi yakalayamayan sutopu 2005 yılında Yüzme, Atlama, Sutopu Federasyonu’ndan ayrılarak bağımsız federasyon yapısıyla yoluna devam eder…

Türkiye'de yaşanan tesisleşme hamlesiyle su sporu için uygun havuz sayısının çoğaldığını ve bugün Türkiye'de 20 ilde aktif olarak oynanır hale geldiğini açıklayan Türkiye Sutopu Federasyonu Başkanı Vedat Akgün, “Su topu öğrenmek için her sporda olduğu gibi uygun fiziki yapıda ve atletik özelliklere sahip olan sporcu adaylarımız ön plana çıkıyor. Bunun yanında sporcu adaylarımızın branşımıza özgü olarak sporculuk seviyesinde yüzme altyapısı olması da avantaj. Sutopu sporuna direk başlayan sporcularımız ise öncelikle antrenörleri tarafından öngörülen sürede yüzme ve kondisyon antrenmanlarından geçirildikten sonra takım antrenmanlarına ve branşımıza özgü teknik-taktik eğitimlerine alınmaktadırlar” dedi.

İLGİ İSTENİLEN SEVİYEDE DEĞİL

Diğer dünya ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye’de sutopuna olan ilginin genel bir karşılaştırma için çok reel sonuçlar ortaya çıkarmayacağını ifade eden Akgün, “Gerek genç nüfus oranları gerekse de coğrafi konum itibari ile değerlendirirsek bu konularda eşit durumda bulunduğumuz Dünya ülkeleri arasında ilgi konusunda çok gerilerde kaldığımızı kabul etmek gerekli. 2005 sonrası yapılan tanıtımlar ve yatırımlar karşılığında her ne kadar ilgi konusunda yukarı bir ivme yakalanmış olsa da henüz istenilen seviyede ilgiye sahip bir branş değiliz” açıklamasını yaptı.

DİRENÇ ARTIRAN SPOR

Su sporunun ruh ve beden sağlığına kattığı faydaların başında dayanıklılık geldiğini ve insanın zorlukların üstesinden gelebilme yeteneğini açığa çıkardığını açıklayan Akgün sözlerini şöyle devam ettirdi: “Sutopu bilimsel olarak yapılan çalışmalar sonucunda açıklanan verilere göre dünya genelinde dayanıklılık ve zorluk seviyesinde Buz Hokeyi’nden sonra en zor spor dalı olarak 2. sırada yer almakta. Sporumuzda fiziksel temasın ön planda olmasının yanı sıra, aynı anda hem su ile hem rakip ile mücadele ve bunun yanında topu kontrol edip, hedefe ulaştırma gibi bir arada gerçekleştirilmesi gereken eylemler mevcut. Bu etkenler de göz önüne alarak sporcularımızın sağlıklı bir vücut yapısına ve dirençli bir fizyolojiye sahip olmaları doğal getiridir. Takım sporu olmamız itibari ile de koordinasyon, pratik çözüm bulma, hızlı karar verebilme ve takımdaşlık gibi kavramlarında sporcularımızın ruhen edindiği faydalar arasında gösterilebilir.”

EĞİTMENLİK KOŞULLARI

Eğitmen olabilmek için alınması gereken eğitimleri açıklayan Akgün,sutopu antrenörü olabilmek için federasyonun düzenlediği kurslara katılmak gerektiğini belirtti. Akgün, “Kademe kademe tecrübe seviyeleri olan Antrenör Eğitim Kurslarına katılarak antrenör lisansına hak kazanılması gerekmektedir. 1. kademe antrenörlerimiz ‘Yardımcı Antrenör’ olarak nitelendirilirken, 1. Lig ve Milli Takım seviyesinde antrenörlük yapılabilmesi için en az 2. Seviye Antrenör lisansına sahip olunması gerekmektedir. Milli Takım seviyesinde olan ya da ülkemizi uluslararası düzeyde temsil eden çalışan sporcularımız ve antrenörlerimiz için Başbakanlığın ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın ilgili yasaları ile resmi görevlendirme imkanı ile izin imkanı yaratılabiliyor. Kamu'da görev yapanlar için bu görevlendirmeler yeterli olurken, özel sektörde çalışan mensuplarımızın izinleri konusunda zaman zaman sıkıntılarla karşılaşabiliyoruz” ifadelerini kullandı.

TEK MASRAF YOL ÜCRETİ

Su sporunun eğitimler dahil ulaşım dışında kişiye maliyetinin bulunmadığını açıklayan Akgün şu açıklamaları yaptı: “Sutopu takım sporu olduğundan ötürü bireysel anlamda sporculara herhangi bir branşa özgü maliyete sebep olmamaktadır. Branş itibari ile kale, mayo, başlık, bornoz ve top gibi ana malzemeleri dışında zorunlu malzemesi bulunmayan sporumuzda bu ihtiyaçlarda kulüpler tarafından karşılanması zorunlu olan ürünler kapsamındadır. Sporcularımızın bireysel ulaşımları dışında herhangi bir masrafı olmamaktadır. Ancak her sporda olduğu gibi bireysel gelişime yönelik yardımcı malzemeler konusunda sporcularımızın tercihine istinaden çok yüksek olmayan maliyetler ortaya çıkabilmektedir.”

FEDERASYON ETKİNLİKLERİ

Türk Su topu Federasyonu olarak bu günlerde gerçekleştirdikleri çalışmaları anlatan Akgün, “Son dönemde federasyon olarak branşımızın tanıtımı ve ülkemiz genelinde daha fazla yaygınlaşması konusunda projeler üzerinde çalışıyoruz. Aynı zamanda liglerimizin kalitesini arttırmak içinde bir takım projelerimiz mevcut. Bu kapsamda "Bölgesel Ligler" projemiz ile sporcularımızın yıl içerisinde gerçekleştirdiği müsabaka sayısını arttırmayı ve Türkiye Şampiyonası gibi büyük faaliyetlerimizde oynanan sutopunu daha kaliteli hale getirmeyi amaçlıyoruz. Bunun dışında yine farklı bir proje kapsamında pilot olarak belirleyeceğimiz, henüz aktif olarak sutopu oynanmayan ancak uygun tesisleri bulunan 5 farklı ilimizde federasyonumuz bünyesinde çalışan antrenörlerimizi 6 aylık periyodlar halinde görevlendirerek görevli oldukları illerde sutopu çalışmalarına başlamalarını hedefliyoruz. Pilot illerden alınacak olumlu geri bildirimlere istinaden uygulama illeri sayısını arttırmayı hedefliyoruz” bilgilerini verdi.

HEDEF 2024 OLİMPİYATLARI

Milli Takım bazında Bayan ve Erkek kategorilerinde teknik kadrolarını yenilediklerini ve 2024 Olimpiyat Oyunları’nın ana hedefleri olduğunu açıklayan Akgün, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’na katılım şanslarını son ana kadar zorlamak istediklerini belirti. Akgün, “Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde yaş grupları bazında Türkiye genelinde sporcu gelişim kampları düzenleyerek alt yaşlardan itibaren sporcularımızın belirli eğitimlerden geçmiş aday Milli Sporcu Havuzumuzu genişletmek istiyoruz. Bunların dışında önümüzdeki sezondan itibaren uygulamaya koyacağımız ‘Süper Lig’ uygulamamız ile liglerimize bir üst kademe ekleyerek kaliteli müsabaka sayısını arttırmayı ve sporcularımızın daha fazla üst seviye müsabaka oynamasını sağlamak istiyoruz” şeklinde konuştu.

TANITIM ÇALIŞMALARINA AĞIRLIK

Yaş grupları liglerinde ise bu yıldan itibaren uygulamaya koyulan Tek Devreli Normal Sezon üzeri Final ve Klasman grubu uygulamalarından şu ana kadar oldukça verimli geri dönüşler aldıklarını söyleyen Akgün şöyle dedi: “Bu sayede de yine müsabaka sayılarının artmasını ve birbirlerine yakın seviyedeki takımların daha fazla kaliteli müsabaka ortaya koymasını hedefliyoruz. Şu an araştırma aşamasında olduğumuz bir diğer önemli konu ise sporumuzun tanıtımına çok büyük katkı sağlayacağını düşündüğümüz, her hafta 1 Süper Lig müsabakamızın ulusal bir kanaldan canlı olarak yayınlanması projesinde ise oldukça yol kat ettik. Bu sayede sporcu adaylarımızın evlerine kadar ulaşarak onları sutopuna yönlendirmek ana hedefimiz olacak. Tabii bunun yanında göz önünde olan bir spor olmamızla doğru orantılı olarak gerek federasyonumuz açısından gerekse de kulüplerimize katkı anlamında sponsorluk gelirleri konusunda önemli derecede artış sağlamayı da hedefliyoruz.”

VEDAT AKGÜN KİMDİR?

1 Mart 1955 tarihinde Elazığ'da doğdu. İlkokulu Elazığ Atatürk İlkokulu'nda, orta ve lise öğrenimini İstanbul Vefa Lisesi'nde, yükseköğrenimini ise İstanbul Yabancı Diller Yüksek Okulu Almanca Bölümü'nde tamamladı. Askerlik hizmetini Tuzla Piyade Okulu ve Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nde Almanca Öğretmeni olarak yaptı. Ticaret hayatına atılan Vedat Akgün, sporla da yakından ilgilendi. Türkiye Hentbol Federasyonu ve Türkiye Sutopu-Atlama-Senkronize Federasyonu’nda As Başkan olarak görev yapan Akgün, 2005 yılından itibaren Türkiye Sutopu Federasyonu Başkanlığı görevini yürütmektedir. İyi derecede Almanca ve İngilizce bilen Vedat Akgün, evli ve 2 çocuk babası.

SU TOPUNUN DOĞUŞU

1890 yılında İngilizler ve İskoçlar arasında gölde oynanmaya başlayan sutopu ilk kez 1900 Olimpiyatları'na dahil oldu. 1908'de Londra'da Uluslararası Amatör Yüzme Federasyonu (FINA-Federation Internationale de Natation Amateur) kuruldu ve sutopu da bu yapı içerisinde yer aldı. 20. yy'ın başında İngiltere, İsveç gibi ülkelerin kuvvetli olduğu sutopunda ilk Dünya Şampiyonası 1946'da gerçekleşti. 1950'li yıllara kadar deniz ve göllerde gerçekleşen maçlar, aynı dönemde Macaristan'ın da sporu domine etmeye başlaması ile Almanya ve Avusturya'da da yayıldı. 1960'lardan sonra Akdeniz Ülkeleri spora sahip çıkarken, İtalya ve İspanya gibi ülkelerin yanı sıra günümüze gelindiğinde Eski Doğu Blok'u ülkeleri başarıları ile ön plana çıkıyor. Türkiye'de ilk sutopu maçı 1931'de açılışı aynı yıl yapılan Büyükdere Yüzme Havuzu'nda düzenlendi. Beykoz, Beylerbeyi, Deniz Lisesi ve Galatasaray takımlarının ardından 1932 yılında Fenerbahçe ve ISK sutopu takımları kuruldu. Sutopunda yurt dışında da ilk milli maç 1934 yılında Sovyetler Birliği ile yurt içinde yabancılarla ilk maç ise 1937'de Macarlarla oynandı. Türkiye Sutopu Ligi'nde 1950'li ve 60'lı yıllar boyunca Adana Demirspor öncü durumdaydı. 1970 ve 80'li yıllarda İYİK, 1990'lardan itibaren de Galatasaray öne çıkan kulüpler olarak Türk Sutopunda yerini aldı.