Filistin sporunda yıkım: Binlerce sporcu şehit, hala kayıplar var

Filistin Futbol Federasyonu Başkanı Cibril Er-Racub, Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’te sporun savaş ve işgal gölgesinde sürdüğünü belirterek, binlerce sporcunun yaşamını yitirdiğini, kayıp sporcular ve yıkılan tesisler olduğunu açıkladı.

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : AA
Filistin sporunda yıkım: Binlerce sporcu şehit, hala kayıplar var haberinin görseli

Filistin Futbol Federasyonu ve Olimpik Komitesi Başkanı Cibril Er-Racub, Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde düzenlenen 6. İslami Dayanışma Oyunları sırasında AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail saldırıları nedeniyle Filistin sporunun ağır darbe aldığını söyledi. Er-Racub, binlerce sporcunun şehit olduğunu, 89 tesisin yok edildiğini ve hâlâ kayıp sporcular ile tutuklu antrenörler bulunduğunu ifade ederek, tüm zorluklara rağmen uluslararası organizasyonlarda mücadele etmeye devam ettiklerini vurguladı.

“Binlerce sporcu şehit oldu, 89 tesis tamamen yok edildi, Hala kayıp sporcularımız”

Filistin halkının tek taraflı işgalci İsrail saldırılarının gölgesinde, son derece zor koşullar altında yaşam mücadelesi verdiğini vurgulayan Er-Racup, şöyle konuştu:
"Gazze'de, Batı Şeria'da, Kudüs'te, hatta diasporada halkımız sistematik bir şekilde yok edilmeye, açlığa mahkum edilmeye ve topraklarından çıkarılmaya çalışılıyor. İsrail'in, işgal altındaki topraklarımızda yerleşim inşa etmesi ve Filistin kimliğini haritadan silme çabaları malum. Ama bütün bu acıların, baskıların ve zulmün ortasında Filistin ruhu hala yaşıyor. Bu ruhun en güzel tezahürlerinden biri de spordur. Filistin'de spor, bölünmüşlüğün değil birliğin sembolüdür. Bizim tek bir bayrağımız, tek bir olimpiyat komitemiz, tek bir spor bakanlığımız vardır. Batı Şeria'da da Gazze'de de Kudüs'te de spor aynı çatı altındadır ve ben bu yapının tamamından sorumluyum."
"İsrail'in 8 Ekim 2023'te başlayan saldırılarının ardından tüm spor faaliyetlerimiz durmak zorunda kaldı." diyen Er-Racup, "Gazze'de, Kudüs'te, Batı Şeria'da sahalarımız yıkıldı, salonlarımız yerle bir edildi. Binlerce sporcu şehit oldu, 89 tesis tamamen yok edildi. Hala kayıp sporcularımız, tutuklu antrenörlerimiz ve binlerce yaralımız var. Buna rağmen biz pes etmedik. Uluslararası tüm resmi organizasyonlara katılmaya devam ediyoruz. Riyad'da 56 sporcumuzdan 13'ü kadın sporcu ve madalyalar kazandık." ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin desteği Filistin halkına moral ve umut veriyor

Bu madalyaların sadece başarı değil Filistin'in hala nefes aldığının bir göstergesi olduğunu dile getiren Er-Racup, şunları kaydetti:
"Özellikle Türkiye'ye ve Türk halkına teşekkür etmek istiyorum. Türk yargısının, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer hakkında çıkardığı yakalama kararı, bizim için sadece hukuki bir gelişme değil; insanlık ve vicdan adına tarihi bir adımdır. Filistinliler olarak bu kararı büyük bir memnuniyetle karşıladık. Çünkü bu karar, İsrail'in artık dokunulmaz olmadığını dünyaya ilan etti. Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Filistin davasına verdiği kararlı destek, Filistin halkına moral ve umut vermektedir."
İsrail'in Gazze'de insanlığa karşı işlediği suçların hesabını vermesi gerektiğini vurgulayan Er-Racup, "Türk yargısının bu kararı, savaş suçlularının yargılanabileceğine dair dünyaya verilmiş güçlü bir mesajdır. İsrail, Gazze'de işlediği insanlığa karşı suçların hesabını vermelidir. Binlerce sivilin, kadınların, çocukların, doktorların öldürüldüğü bu süreçte adaletin yerini bulması, sadece Filistin için değil bütün insanlık için önemlidir. Türkiye'nin bu adımı, tüm dünyaya şunu göstermiştir: İnsanlık suçları işleyen hiçbir devlet ve hiçbir lider, sonsuza kadar dokunulmaz değildir. Türkiye'nin kararı yalnızca bir yargı hamlesi değildir. Bu, insanlığın onuru adına atılmış cesur bir adımdır. Biz bu adımı asla unutmayacağız."

"Yeni bir kuşak yetiştirmemiz lazım"

Filistin'deki yıkımdan sonra uluslararası dayanışmaya ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Er-Racup, sözlerine şöyle devam etti:

"Batı Şeria'da, Gazze'de ve Doğu Kudüs'te liglerin ve resmi spor etkinliklerinin tekrar başlaması gerekiyor. Gazze'de tamamen yok edilen spor altyapısının yeniden inşa edilmesi lazım. Salonlarımız, sahalarımız, antrenman merkezlerimiz bombalandı, yıkıldı. Bu tesislerin yeniden yapılması için uluslararası dayanışmaya ihtiyacımız var. İnsan kaynağının rehabilitasyonu gerekiyor, son iki yılda yüzlerce sporcu, antrenör ve idareci ya şehit oldu ya yaralandı ya da kayboldu. Sporun yeniden canlanabilmesi için yeni bir kuşağı yetiştirmemiz lazım. Bunun için de eğitim ve rehabilitasyon programlarına ihtiyaç duyuyoruz."

"Filistin Spor Fonu" oluşturulmasını önerdiklerini aktaran Er-Racup, "Bu fon, şehit ve yaralı sporcuların ailelerine sosyal destek sağlayacak, yıkılan tesislerin yeniden inşasına kaynak aktaracak ve sporun yeniden başlamasını destekleyecektir. FIFA, Avrupa Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi kurumların bu fona destek vereceğine inanıyoruz. Türkiye'nin de bu yapının bir parçası olmasını arzu ediyoruz. Türkiye, gerek siyasi gerek coğrafi yakınlığıyla Filistin'in yeniden ayağa kalkması için en önemli ortaklarımızdan biridir. Filistinliler olarak bu fonun uluslararası denetime açık olmasını, kaynakların şeffaf şekilde kullanılarak tesislerin onarımı, insan kaynağının eğitimi ve sporun yeniden başlaması doğrultusunda kullanılmasını istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye'nin kararı, yalnızca bir yargı hamlesi değildir, bu adımı asla unutmayacağız"

Sporun Filistin kimliğinin bir parçası olduğunu ifade eden Er-Racup, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kudüs'ten Gazze'ye, Batı Şeria'dan diasporaya kadar tüm sporcularımız tek bir bayrak altında birleşmiştir. Bizim milli takımlarımızda, olimpik sporcularımız arasında Gazze'den, Kudüs'ten, Batı Şeria'dan ve diasporadan gelen isimler var. Spor, Filistinlilerin birliği ve direnişinin sembolüdür. Bugün Gazze'de bir çocuk topa vurduğunda, sadece oyun oynamıyor; özgürlük, onur ve var olma hakkı için mücadele ediyor. Biz sporun gücüne inanıyoruz. Spor, bizim için bir umut, bir direniş ve bir yaşam biçimidir."

Riyad'da Filistinli kadın yüzücü Valerierose Tarazi'nin bronz madalya kazandığını da hatırlatan Er-Racup, "Valerierose Gazze'den geliyor, Hristiyan kökenli bir Filistin ailesine mensup ve şu anda ABD vatandaşlığı da var. Burada yüzme branşında madalya kazandı. Bu da gösteriyor ki zorluklara rağmen Filistin sporu ayakta ve başarıyla temsil ediliyor."diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak : AA

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.