- Spor
- 20.04.2025 22:27
Milli takımın eski oyuncularından Gülden Kayalar Kuzubaşıoğlu, “Milletler Ligi’nde, Avrupa Şampiyonası'nda ve Olimpiyat Elemeleri'nde şampiyon olan Filenin Sultanları ülkemizin büyük gururu oldu. Üst üste elde edilen bu başarılarla Türk voleybolu tarih yazıyor” dedi
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında 3 kıtada 3 kupa ile tek şampiyon olan Filenin Sultanları tarihi başarılara imza atmaya devam ediyor. Milletler Ligi, Avrupa Şampiyonası, Olimpiyat Elemeleri'nde şampiyon olan Kadın Voleybol Milli Takımımız başarıdan başarıya koşuyor. Türkiye’nin voleybol ülkesi olmasında büyük emeği geçen, ay yıldızlı formayla 2005 yılında Akdeniz Oyunları’nda şampiyonluk yaşayan, 2012’de Londra Olimpiyat Oyunları'na katılan Eczacıbaşı’nın efsane voleybolcularından Gülden Kayalar Kuzubaşıoğlu gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Ülkemize büyük gurur ve sevinç yaşatan Filenin Sultanları’nın başarılarını, Türk voleybolunun gelişimini ve değişimini anlatan efsane voleybolcu, “Hem kulüpler seviyesinde hem de milli takım seviyesinde inanılmaz başarılar elde ediyoruz. Esasında bu başarılar 20 yıllık birikimin sonunda geldi” ifadelerini kullandı.
GURURLUYUZ
Türk voleybolunun 20 yıl içerisinde sürekli geliştiğini, üst üste elde edilen şampiyonluklarla ülkemizi gururlandıran Filenin Sultanları’nın mimarlarından Gülden Kayalar Kuzubaşıoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında tarihi bir başarıya imza atıyoruz. Milletler Ligi’nde, Avrupa Şampiyonası'nda ve Olimpiyat Elemeleri'nde şampiyon olan Filenin Sultanları ülkemizin büyük gururu oldu. Üst üste elde edilen bu başarılarla Türk voleybolu tarih yazıyor. Özellikle Türk kadınını böyle başarılı bir platformda temsil ettikleri için onlarla ayrı gurur duyuyoruz. 2003 yılında Türk voleybolunda bir fırtına başlamıştı, jenerasyon değişimiyle 20 yıldan sonra başarılarını sürekli geliştiren, hayalini kurduğumuz milli takıma kavuşmuş olduk. Filenin Sultanları destan yazmaya devam ediyor. Filenin Sultanları’nın mimarlarından biri olarak mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu.
TÜRK VOLEYBOLU ALTIN ÇAĞINDA
Türkiye’nin voleybolda hem kulüpler seviyesinde hem de milli takımlarda dünyanın 1 numarası olduğunu ifade eden Gülden Kayalar Kuzubaşıoğlu, "Her nesil kendince başarılıydı fakat sürekli kendini geliştiren ve başarılarını devam ettiren bir milli takımı son dönemde izledik. Türkiye Voleybol Federasyonu'nun, spor kulüplerinin desteği ve yatırımlarıyla ligimizde kalite, rekabet arttı. Kulüpler arasındaki rekabet arttıkça sponsorlar daha çok voleybola destek vermeye başladı. Hem kulüpler seviyesinde hem de milli takım seviyesinde inanılmaz başarılar elde ediyoruz. Esasında bu başarılar 20 yıllık birikimin sonunda geldi. Vargas’ın devşirme olarak milli takımımıza kazandırılması takımımıza ayrıca bir destek sağladı. Milli takımımız uzun yıllardan beri turnuvalara katılarak deneyim ve tecrübe elde etmişti. Ay yıldızlılarımız genç bir jenerasyona sahip olduğu için önlerinde daha çok uzun yol var. Takımda Eda Erdem genç oyunculara yol göstererek onlara liderlik yapıyor. Eda kendine çok iyi bakan bir sporcu… Kaptan ile en son konuştuğumuzda olimpiyatlarda oynamak istediğini ifade etmişti. Voleybolumuzun altın çağında Türk milletinin de yoğun ilgisi ve sevgisi ile sonunda istediğimiz hedefe ulaşmış olduk” diye konuştu.
PERİ MASALI
Filenin Sultanları’nın başarılarıyla Türkiye’de milyonlarca kız çocuğuna ilham olduğunu, haksız eleştirilerin karşısında en iyi cevabı sahada verdiklerini vurgulayan efsane voleybolcu Gülden Kayalar Kuzubaşıoğlu, “Filenin Sultanları, Türk kadınlarının istedikleri zaman neler yapabileceğini tüm dünyaya kanıtlamış oldu. Türk kadını her zaman istediği her şeyi başarır. Yeter ki hep destek verilsin… Kadınlarımızın başarıları bütün kitleleri olumlu bir şekilde etkiledi. Milli takımımızın oyuncuları Türkiye’de milyonlarca kız çocuğuna ilham oldu. Benim oyunculuk dönemimde voleybolumuz bu kadar çok izlenmiyordu. Filenin Sultanları bizlere peri masalını izletti… Milli takımımızın her ne kadar sorumlulukları büyük olsa da onlar başarılarıyla göğsümüzü kabartmaya devam ediyor. Bizim oyunculuk dönemimizde sosyal medya bu kadar etkin değildi. Şimdi herkes klavye delikanlısı olduğu için önüne geleni yazıyorlar. Kadınlarımız her zaman en güzel cevabı sahada veriyor, hiçbir zaman herkesi memnun edemezsiniz. Zaten Filenin Sultanları en iyi şekilde, en profesyonel biçimde işlerini yapıyorlar. Sultanlar kimseyi mutlu etmek zorunda değil! Milli takımımız bu tarz durumları hiç umursamaz bile… Emeklerinin karşılıklarını aldıkları için onlar çok mutlu. Bizim onları başımızın tacı etmek gerekirken haksız eleştirilere maruz kalması rahatsız ediyor” ifadelerini kullandı.
Oyunculuk döneminde Simge Aköz, Gizem Örge ve Hande Baladın ile birlikte forma giyen Gülden Kayalar Kuzubaşıoğlu,” Simge sezonu iyi geçirmese de Gizem Örge bundan önce milli takıma gelmiyordu. Ay yıldızlı formayı giymenin mutluluğu çok farklıdır. Gizem şuan gayet iyi performans sergiliyor. Turnuvalarda günlük performanslar etkili olabiliyor, inişler ve çıkışlar bazen değişebilir. İkisi de milli takımımız için gayet uygun isimler… Takımın kimyası ve uyumu tuttuğu için saha içinde ve saha dışında verimli performansı görebiliyorsunuz. Simge, Eda Erdem ve Hande Baladın ile birlikte oynamıştım. Voleybolu bırakmaya yakın bir dönemde Eda ve Simge’de büyük potansiyel olduğu belliydi. O ışık olmasaydı büyük kulüplerle oynayamazdı. Benim sakatlık dönemimde Simge görev alıyordu. Eda Erdem ise uzun yıllardır Fenerbahçe’de ve milli takımda kaptanlık yaparak lider olduğunu kanıtlamış durumda… Eda gibi kaptan her takıma lazım… Eda’yı yakından tanıyan biri olarak söylüyorum; kendisine çok iyi bakıyor, hayatını voleybola adamış” dedi.
TAKIMDA EGO SAVAŞI YOK
Onlar hedeflerini gerçekleştirdi ama bundan sonra tabi ki işleri çok zor! Üstlerinde sorumluluk yükü artmaya başladı. Eminim onlar da olimpiyatlarda elinden gelenin en iyisini yapacaklardır. Eğer ciddi bir sakatlık ve aksilik olmazsa Filenin Sultanları’nın madalya kürsüsünde olacağından eminim… Kürsüde kesin olacağız ama madalyanın rengini bilemiyorum. Takımımız hep yardımlaşma ve dayanışma içerisinde hareket ederek mücadeleci ruhunu sahaya yansıtıyor. Üstüne düşen görevi yapan oyuncularımız takım içerisinde hiçbir ego savaşı yaşamadan sahaya çıkıyorlar.