- Spor
- 31.05.2025 22:52
İzmir Barosu, 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun mali ve cezai sorumluluklarını ele alan bir konferansa ev sahipliği yaptı. "Spor Hukuku" temalı etkinlikte, sporun hukuki çerçevesi uzman isimler tarafından değerlendirildi. Detaylar haberimizde…
Konferansın oturum başkanlığını Spor Hukuku Enstitüsü Üyesi Avukat Tufan Konuk üstlendi. Etkinliğe; TFF İstanbul İl Disiplin Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ümit Orhan, CAS Hakemi ve Euroleague Tahkim Hakemi Avukat Emin Özkurt, Türkiye Espor Federasyonu Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Gürkan Özocakve İZVAK (İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı) Başkanı Ali Erten konuşmacı olarak katıldı. Avukatlar, sporseverler ve spor yazarları da konferansta yer aldı.Etkinlikte ayrıca uluslararası tahkim uygulamaları, espor hukuku, federasyon kuralları ve kulüp yapılanmaları gibi birçok konu ele alındı. CAS Hakemi Avukat Emin Özkurt, uluslararası spor hukuku ile ilgili deneyimlerini paylaştı. Avukat Gürkan Özocak ise espor dünyasında disiplin süreçlerinin gelişimini aktardı.Etkinlikte, uluslararası tahkim uygulamaları, espor hukuku ve kulüp yapılanmaları gibi konular da ele alındı. Konferans sonunda katılımcılar, yeni yasanın spor camiasına getirdiği yenilikleri değerlendirme fırsatı buldu.
Avukat Gürkan Özocak,” yeni kanunla birlikte spor kulüplerinin artık dernek statüsünde değil, tescile tabi yapılar olarak faaliyet göstereceğini belirtti. Özocak, “Spor A.Ş.’lerin faaliyet gösterecekleri spor dalı için ilgili federasyona tescil zorunluluğu var. Üç yıl üst üste spor faaliyetine katılmayanların tescili iptal edilir” dedi.Yeni yasa kapsamında mali disipline yönelik ciddi düzenlemelerin geldiğini vurgulayan Özocak, spor kulüplerinin veya Spor A.Ş.’lerin bir önceki yıl brüt gelirlerinin en fazla %10’u kadar borçlanabileceğini söyledi. Ayrıca, kulüp başkanları ve yöneticilerin mali sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini hatırlattı.
TFF İstanbul İl Disiplin Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ümit Orhan, 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun getirdiği yeniliklere dikkat çekerek, futbolda disiplin kurullarının karar alma süreçlerinin artık daha bağımsız hale geldiğini belirtti. Görev süresinin 4 yıl olduğunu ifade eden Orhan, diğer spor federasyonlarında ise aynı yapının bulunmadığını vurguladı. Haftalık ortalama 200 dosyayı incelediklerini söyleyen Orhan, "Spor federasyonlarında disiplin meselesi gönüllülük esasıyla yapılmaz. Hukuk kurullarının faaliyetleri çok önemlidir" dedi. Futbol ve basketbol dışındaki federasyonlarda işleyiş açısından ciddi sıkıntılar yaşandığını belirten Orhan, kurullarda yer alacak kişilerin mutlaka sporun içinden gelmiş ancak aynı zamanda hukuk bilgisine sahip kişiler olması gerektiğini ifade etti. Kurullarda görev yapanların büyük çoğunluğunun görevlerini gönüllülük esasına göre yürüttüğünü dile getiren Orhan, bu durumun özellikle daha az kaynak ve ilgiye sahip federasyonlarda sistemin sağlıklı işleyişini zorlaştırdığını sözlerine ekledi.
İZVAK Başkanı Ali Erten, İzmir’in futbol yapılanmasında Türkiye genelinde örnek bir şehir olduğunu vurgulayarak, şirketleşme sürecinde gösterilen başarıya dikkat çekti. Erten, “İzmir’de 10 profesyonel kulüp bulunuyor. Bu sayı ile İstanbul’un ardından en fazla kulübe sahip şehir konumundayız. Kulüplerimizden sekizi şirketleşme sürecini tamamladı. Türkiye’de şirketleşme oranı bakımından oldukça başarılıyız. Bu, İzmir’in kurumsal spor yapısı adına önemli bir şehir başarısıdır” dedi.
FİNANSAL GÜÇ OLMADAN KALICI BAŞARI MÜMKÜN DEĞİL
Futbolun artık küresel çapta dev bir endüstri olduğunu belirten Erten, dünyada bu süreci başarıyla yöneten kulüplere örnek olarak Barcelona, Real Madrid, Napoli, Borussia Dortmund ve Manchester United gibi takımları gösterdi. Türkiye’de ise Trabzonspor’un bu modele en yakın kulüp olduğunu ifade etti.Erten, “Artık güçlü bir finansal yapı olmadan kalıcı sportif başarı elde edilemiyor. Kulüplerin şirketleşmesi, bu bağlamda önemli fırsatlar sunuyor. Spor Yasası’nın çıkarılmasındaki en önemli nedenlerden biri de kulüplerin artan borç stokuydu. Şirketleşme, bu noktada bir zorunluluk haline geldi” diye konuştu.
TÜRKİYE, İNGİLTERE MODELİNE YAKIN
Ali Erten, dünyadaki kulüp yapılanmalarıyla Türkiye’dekini karşılaştırarak şu değerlendirmelerde bulundu:“İngiltere, Türkiye’deki modele en yakın sistemi uyguluyor. Kulüpler özel mülkiyete dayalı olarak yönetiliyor. İspanya’da dernek modeli hâlâ sürüyor, ancak sıkı denetim sayesinde taraftarlar yönetimde söz sahibi olabiliyor. İtalya’da ise daha çok şirketleşme görülüyor fakat Serie A’daki sekiz takım Amerikan fonlarıyla hareket ediyor.”
TÜRKİYE’DE ŞİRKETLEŞME ORANI YÜZDE 60’A YAKLAŞTI
Erten, Türkiye’deki futbol kulüplerinin şirketleşme oranına ilişkin şu verileri paylaştı:Süper Lig'deki 19 kulüpten 14’ü anonim şirket statüsünde faaliyet gösteriyor.Lig’de ise 20 takımdan 12’si anonim şirket olarak faaliyetini sürdürüyor.