İzmir tenisine kadın eli

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Kültürpark Tenis Kulübü'nde önümüzdeki günlerde seçim heyecanı yaşanacak.Kurulduğu günden bugüne kadar sadece İzmir’in değil Türkiye için önemli tenisçiler yetiştiren Kültürpark Tenis Kulübü'nde, Server Uyaroğlu, kulübün başkanlığına adaylığını açıkladı. Uyaroğlu, çocukların ilk kez sarı topla tanıştıkları yerde ilk kadın başkan olarak kulübe hizmet etmek istediğini söyledi.Kültürpark’ta yapılacak genel kurulda iki başkan adayından biri olan Server Uyaroğlu ile kulübün geleceği ve başkan seçilirse yapmak istedikleri hakkında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. İzmir’de tenis dünyasına sihirli bir kadın eli değdirmek isteyen Uyaroğlu, yapmak istediklerini samimi olarak açıkladı. Uyaroğlu’nun yönetim listesinde şu isimler yer alıyor: Tolga Şekercioğlu, Ruçem Canbeyli, Tevfik Pakdil, Rüyam Oflaz, Hüseyin Saygılı, İzzet Kohen, Murat Şener, Feride Berki Saraçoğlu.

Başkan adayı olarak biraz kendinizden bahseder misiniz?

-1965 Aydın doğumluyum. Ortaokul ve lise eğitimimi İzmir Özel Türk Koleji’nde tamamladıktan sonra, Ankara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldum. 1 kız, 2 erkek çocuk annesiyim. Kendi şirketlerimizde finansman yöneticisi olarak çalışıyorum ve 18 yıldır Kültürpark Tenis Kulübü’nün aktif üyesiyim. Spor her zaman hayatımın bir parçası olmuştur (voleybol, yüzme, kayak).

Tenisle ilginiz nasıl oynuyor musunuz? Ailenizde tenisçi var mı? 

-Evet. Eşim de, ben de tenis oynuyoruz. 40+ kategorisinde Veteran – Senior klasman turnuvalarına, Milli Takım seçmelerine katıldım. Şimdi de eşimi turnuvalara hazırlıyoruz. Küçük oğlum Mert, şu an tenis bursuyla Özyeğin Üniversitesi’nde okuyor. 15 yaşında, 2 yıl süreyle Romanya’da Pescariu Tenis Akademisi’nde Daniel Dobre ile birlikte çalıştı. 16 yaş Milli Takım aday kampına çağrıldı. 10 – 15 yaşları arasında katıldığı tüm turnuvalara oğlumla birlikte gittim. Bu işin ne kadar zor olduğunu yaşayarak öğrenenlerdenim. 

Başkan seçilmeniz durumunda kafanızda nasıl bir Kültürpark Tenis Kulübü hayal ediyorsunuz?

-KTK kurulduğu günden bugünlere değil İzmir’de, Türkiye’de tenisin hem bir okulu hem de tenisçi fabrikası olmuştur. Çocuklarımız burada küçük sarı topla tanışmış, çok nezih ve güvenli bir ortamda tenisçi olarak yetişmişlerdir. Tabii ki öncelikle bu misyonumuzun en yüksek seviyelere çıktığını nicelik ve nitelik olarak başarılı tenisçilerimizin arttığını görmeyi  hayal ediyorum. Ayrıca Kültürpark’ı tüm üyeleri ile el birliği içinde, toplumsal olaylara, çevreye ve insan haklarına duyarlı, Atatürkçü, aile değerlerini ön planda tutan, bulunduğu şehre vizyon ve katma değer sağlayan bir kulüp olduğunu görmek ve göstermek istiyorum. Üç jenerasyondan oluşan üyelerin bir arada yaşayabildiği, herkesin birbirini tanıdığı büyük bir aile haline gelmesini hayal ediyorum. 

Göreve gelmeniz durumunda kulübün üye sayısını artırmaya yönelik çalışmalarınız olacak mı?

-Öncelikle kulübümüzü yeni ve rahat konseptler ile cazip hale getireceğiz. Eski üyelerimizi tekrar kazanmak için gayret sarf edeceğiz, genç ve veteran üyelerimize kulübümüzden spor ve sosyal aktivitelerden çeşitli şekillerde istifade edebilmeleri için değişik imkanlar ve ekonomik alternatifler sunacağız. Kulübün fitness merkezi, kapalı kortları, soyunma odaları için gerekli ve acil yenilemeler yaparak mevcut üyelerimizi mutlu etmek istiyoruz. Basınla işbirliği yaparak sosyal, kültürel, eğitsel ve sportif faaliyetlerimizi herkesin duymasını sağlayacağız. Alt yapıya gereken önemi vererek oyuncuları ve ailelerini kulübümüze çekeceğiz. Üyelerimiz kulüp kapısından girdikleri andan itibaren ayrıcalıklı ve ikinci evlerinde olduklarını hissedecekler. Kulüp ekstra hizmetlerinden üyelerimizin lehine fiyat düzenlemeleri yapacağız. Bütün bunlar, elbirliği ile yaşayan bir mekana dönüşen Kulübümüzün aktif üye sayısındaki artışına zaman içinde katkıda bulunacaktır.  

Kulübün sahip olduğu kort sayısı sizce yeterli midir? Kulüpte ne gibi değişiklikler yapmayı planlıyorsunuz?

-Tabi ki yeterli değil. Performansta 5 milli oyuncumuz var. Bu oyuncularımız TOHM  (Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri) projesi kapsamında UTEM’de çalışıyor. Alt yapıda da oyuncularımız var ama yeterli olduğunu sanmıyorum. Bu sayıyı yeni yaklaşımlarla, kendi içimizden yetişmiş olan Esat Tanık ve Burçe Kürkan’la birlikte yeniden yapılandıracağız. 2’si kapalı olmak üzere 7 adet sert kortumuz var. Toprak kortla ilgili tüm fizibilite çalışmaları yapıldı. Teklifler hazır, maliyetler hazır. Bununla ilgili kaynak yaratmak için ekip olarak yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Veteran oyuncularımıza gelince, Türkiye çapındaki oyuncularımız ülkemizde düzenlenen ulusal ve uluslararası turnuvalarda hep başlara oynamaktalar. Çoğu da sık sık senior milli takımlarımızda ülkemizi başarıyla temsil etmekteler. Onların da gelişmeleri için düşüncelerimiz var tabii ki.

Türkiye’de ‘marka’ olabilecek yeteneklerin çıkacağına inanıyor musunuz? Nasıl bir projeyle bu tarz bir başarı gerçekleşebilir?

-Kesinlikle inanıyorum. Ama bu konudaki en büyük problem eğitim sistemimiz. Federasyonun Milli Eğitim Bakanlığıyla ortak çalışarak, sporcu çocuklarımızın eğitim alabilecekleri özel okullar açması gerekiyor. Ayrıca her kulüp civarındaki okullar taranmalı ve spora meyyal olan çocuklar spora ve tabii ki tenise yönlendirilmelidir. Kulüpler de alt yapı çalışmalarıyla, başarılı ve yetenekli oyuncuları çok iyi yetiştirip, yönlendirerek sistemi desteklemeli. Ayrıca eskiden olduğu gibi top toplayıcı sistemini yeniden canlandırılmalı.   

Engellilerin tenis sporuna yönlendirilmesi ile ilgili olarak neler yapacaksınız? Onlarla ilgili olarak proje geliştirmeyi düşünüyor musunuz?

-Engelli Tenisi bizim kalbimiz, gözbebeğimiz. Kısıtlı bütçeyle olmasına rağmen neler başarabildiklerini gördük. Büşra Ün, Nurşen Şen ve Osman Tarın hepimizin gurur kaynağı. Osman Yıldız ve Diana Fowler’ın desteğiyle her girdikleri turnuvadan başarılarla dönüyorlar. Ve artık çok yakında onları dünya sıralamasının ön taraflarında göreceğiz. Önceliğimiz, onların bu işin maddi boyutunu düşünmeden hazırlıklarını yapmaları. Kulübümüzde henüz bir engelli tuvaleti bile yok. Bununla ilgili tüm görüşmeleri yaptık, söz aldık. Gerçekleştirmek için görevi teslim almayı bekliyoruz.

Uluslararası organizasyonların artımına yönelik çalışmalarınız olacak mı?

-Bu olmazsa olmazımız. Yetişmekte olan oyuncular için bu turnuvaların önemini biliyoruz.  Onlara bu vizyonu göstermeliyiz ki hedeflerini büyütsünler. Ayrıca, İzmir çapında düzenlenecek böyle bir veya birkaç turnuvaya ev sahipliği yapmak ve bunlardan en az birini geleneksel hale getirmek en büyük hayalim. 

İzmir’de tenise olan ilgi sizce hangi durumdadır? 

-Olması gereken pozisyonda değil bence. Gerek iklim gerek tesis olarak çok artıları olan bir şehir İzmir. Federasyonla birlikte çalışılarak çok daha iyi konuma getirileceği inancındayım.

Sosyal çalışmalar anlamında, özellikle kültür ve sanat kısımlarında hedeflerinizden bahseder misiniz?

-Kulübümüz sadece sportif faaliyetlerle değil, şehrimizde çocuklarımıza, gençlere, kadınımıza, 7’den 70’e her kesime hitap edecek organizasyonlar, sergiler, seminerler ve hobi alanlarıyla bir cazibe merkezi haline gelecektir.

Hangi tenisçileri beğeniyorsunuz?

-Türk tenisindeki son gelişmeleri keyifle izlemekteyim. Hepsine; Marsel, Çağla, İpek, Çağatay, Kaya ve Berfu’ya emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Eski bir Marat Safin’ciyim. Şimdi ise erkeklerde Federer’i, kadınlarda Serena Williams’ı inanılmaz buluyorum.