Olumsuzluklara rağmen başarmak

Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç, bugüne kadar boks sporunun önüne birçok engel çıkmasına rağmen yılmadıklarını belirterek, Türkiye’yi uluslararası arenada tanıtmak için büyük gayret sarf etmeye devam ettiklerini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 22.06.2016 07:04
  • Güncelleme Tarihi : 22.06.2016 07:04
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Olumsuzluklara rağmen başarmak haberinin görseli

NİLGÜN TAZE

Türkiye’de 20. yüzyılda bireysel faaliyetlerle başlayarak kısa sürede hızla yayılan boks, İstanbul’un işgal yıllarında yabancı askerlerin birbirleriyle yaptıkları karşılaşmalarla başlar.

Boksun yaygınlaşmasına yönelik Türkiye’deki ilk kulüp ise 1920'lerde Musevi Aksiyani Efendi tarafından, Fransa Boks Federasyonu'nun denetimi altında kurulur. ‘İngiliz Kemal’ adıyla bilinen Esat Tomruk, Fenerbahçe futbolcularından Yavuz İsmet Uluğ, Mısırlı Mazhar Bey, Galatasaray futbolcularından Sabri Mahir, Mazlum Kemal gibi isimler ise boks sporunun ilk isimleri arasında yer alıyor. 

Boksun federasyon nezdinde temsili olarak 1924 yılında kurulduğunu 1927’ye gelindiğinde ise federasyonun Uluslararası Boks Birliği’ne (AIBA) kabul edildiğini belirten Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç, bugüne kadar geçirmiş oldukları süreci şöyle anlattı: “Öncelikle, İLKSES Gazetesi’nin değerli okurlarını en içten sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Aslına bakarsanız bizim ve diğer birçok branşın geçtiği süreçler birbiriyle çok benzer. Spor kültürü, bilgisi ve ilgisi ülkemizde neredeyse tamamen futbola ayrılmış durumda. Bu topraklarda gerek boksun gerekse diğer amatör ve profesyonel branşların gelişmesi maalesef kolay olmuyor” dedi.

GELİŞMEYE DEVAM EDİYOR

Yaşadıkları tüm dezavantajlara rağmen uzun yıllardır Türkiye’de boksun gelişmesi ve her geçen gün daha da ileriye taşınması için çok ciddi çalışmalara imza atmakta olduklarını söyleyen Gözgeç,  “Özellikle son 10 yılda Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın federasyonlara ve futbol dışındaki branşlara desteğini ülkemiz spor tarihi açısından bir dönüm noktası olarak görüyorum. Sadece kişilerin tesadüfen kazandığı başarılarla övünülen bir dönemden, bilim ve teknolojinin sporla-sporcuyla birleştirildiği hemen her branşta marka isimlerin ülkemizi başarıyla temsil ettiği bir döneme geçtik” açıklamasını yaptı.

BOKSA ADANMIŞ HAYAT

Son dönemlerde gösterilen gelişmeleri çok önemsediklerini ve bundan sonraki dönemlerde nasıl bir gelişim gösterecekleri konusunda çok ciddi çalışmalara imza attıklarını ifade eden Gözgeç şöyle dedi: “Planlamalar yaparak hedefler belirliyoruz. Hazırlıklarımızın meyvesini dünyanın dört bir yanındaki uluslararası spor organizasyonlarında toplamakla kalmıyor, boksun tepe yönetiminde de yer alarak idari anlamda da ülkemizi en iyi şekilde temsil ediyoruz. Boks Federasyonu Başkanı olabilirsiniz ancak Uluslararası Boks Birliği’nin İcra Kurulu Üyesi olduğunuzda temsil hakkınız daha güçlü oluyor. Ben, son 6 yıldır boksun dünyadaki yönetimi açısından bu görevi de layıkıyla yerine getiriyorum. Boks Federasyonu’nda 7 yıldır başkanlık görevini sürdürüyorum, onun öncesinde bir dönem başkanvekilliği, bir dönem asbaşkanlık ve bir dönem de yönetim kurulu üyeliği görevinde bulundum. Ömrümün yarısı boks federasyonu ile iç içe geçti.”

ÖN YARGILARI KIRMAK

Boks hakkında bilgi vererek bu sporu öğrenmek isteyenlerin ne tür eğitimlerden geçmesi gerektiğini açıklayan Gözgeç, “Bazı spor branşları vardır ki insanların önyargılarını kırmanız çok zor olur. Boks da yakın bir geçmişe kadar bu konuda açıkçası dertli branşlardan biriydi. Boks denildiğinde insanların aklına sadece kavga, dövüş, ölüm riski çok yüksek olan bir spor dalı olması gibi yanlış bilgiler geliyordu. Ancak son dönemlerde boksun sadece beden gücüyle değil, akıl gücüyle de yapılan bir spor olduğunu bizlere gösteren müsabakaların sayısı arttı. Boksun son derece estetik bir spor dalı olduğu kanısı yayıldı. Bununla birlikte, sadece dünya genelinde değil ülkemizde de boks izleyicisinin sayısında ciddi bir artış oldu. Bunda federasyonumuzun hem tabana yönelik çalışmaları hem de çok önemli uluslararası boks organizasyonlarını ülkemize kazandırmamızın büyük etkisi olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.

HALKTAN GELEN HAREKETLENME

Boksun yapmak isteyen herkese kapılarını sonuna kadar açan bir branş dalı olduğunu açıklayan Gözgeç, “İster sağlık için spor amaçlı yapabilirsiniz, isterseniz de profesyonel/amatör boksör olabilmek için bu yola çıkabilirsiniz. Bize müracaat eden herkesi hedefleri doğrultusunda en doğru şekilde yönlendiriyoruz. Teknik ekiplerimiz, hocalarımız ve il temsilcilerimiz de kişinin hangi eğitimden geçmesi, nasıl çalışması gerektiği konusunda yol gösterici oluyor” şeklinde konuştu. Türkiye’nin dünya ülkeleri ile kıyaslandığında boksa olan ilginin son yıllarda çok ciddi bir ivme kazandığını belirten Özgeç şöyle konuştu: “Tabi ki her şey bir anda olmuyor. Öncelikle sporun kültürel anlamda halk nezdinde yayılması çok önemli. Sporu icra edebileceğiniz tesisler bu noktada hayati önem taşıyor. Siz bunları yapmaya başladığınızda tabanda da bir hareketlenme oluyor.

TÜRKİYE OLİMPİYAT HAZIRLIK MERKEZLERİ (TOHM)

Türkiye’de boksun tıpkı yeni doğan bir bebek gibi olduğunu ve gelişmesi için zamana ihtiyaç olduğunu söyleyen Özgeç, şunları söyledi: “Bebek nasıl hemen koşamıyorsa, üzerinde yeni bir yapılanma olan ülkemiz sporunun da özellikle futbol dışı branşlarda bir anda koşmaya başlaması beklenmemeli. Şahsen, boks dahil birçok branşta 2020 yılında ülkemiz sporunun en önemli adımlarını atabileceğine düşüncesindeyim. Hedef bu denli güzel ve bir o kadar yakın olunca çalışmalar da hızla devam ediyor. Yaptığınız her çalışma da branşınıza yönelik ilgiyi daha da artırıyor. Burada, Bakanlığımızın Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri (TOHM) projesine de özellikle dikkati çekmek istiyorum. Anadolu’nun dört bir yanında keşfedilmeyi bekleyen yetenekleri bulup ülke sporuna kazandırabileceğiniz, gelişimlerini sıkı bir şekilde takip edebileceğiniz bir sistem. TOHM’un Türkiye’nin sportif başarı hedeflerine ulaşmasında en önemli aktör olacağına inanıyorum.”

SAYMAKLA BİTMEYECEK FAYDALAR

Özgeç, boksa olan ilginin son yıllarda çok ciddi bir ivme kazandığının sadece gözlemlere dayanmadığını ifade ederek, “Özellikle spor kanallarının boks maçları yayınlamak için kıyasıya bir rekabette olması, boks maçlarının yayınlandığı zaman diliminde reyting başarıları gibi somut verilerle de konuşuyoruz. Tabi ki Amerika gibi, Küba gibi, İngiltere gibi boks ülkelerinin düzeyinde bir ilgi yok. Zaten böyle bir beklenti de pek gerçekçi olmaz. Ama her gün artarak devam eden bir ilgiden ve sürekli hedef kitlesi genişleyen bir branş olma yolunda emin adımlarla ilerlediğimizden bahsetmek mümkün. Ben, boksu insan sağlığına çok önemli faydalar sağlayan sebzelere benzetiyorum. Nasıl ki bazı sebzelerin vücudumuza faydasını saymakla bitiremiyorsak, boksun da saymakla bitmeyecek kadar bedensel, ruhsal faydaları var” dedi.

SAĞLIK İÇİN BOKS

Boks yapmanın dayanıklılığı artırarak defans becerilerinin öğrenilmesini sağladığını söyleyen Özgeç, şunları söyledi: “Boks atak yapma becerilerini geliştirir, yüksek efor sarf edilmesi nedeniyle kilo vermeye destek olur. Örneğin 70 kg bir kişi 30 dakikalık boks antrenmanı ile yaklaşık 450 kalori harcayabilir. Boks, kalp kasının güçlenmesine yardımcı olur, kemikleri ve kasları kuvvetlendirir. Vücudun sıkılaşmasını sağlar, fiziksel ve zihinsel rahatlama sağlar, stres atmamıza ve vücudumuzdaki negatif elektriğin atılmasına yardımcı olur. Bu spor dalı ayrıca, el - göz koordinasyonumuzun artmasını sağlar, hızı ve çevikliği artırır, reaksiyon zamanı geliştirir. Boks yapan insanlarda ruhsal açıdan da bir rahatlama çok net görülür. Çünkü yorgunluğunuzu, sinirinizi, hırsınızı ve daha birçok olumsuz duygunun sizde yarattığı kötü duyguyu boksla atabilirsiniz. Federasyonumuzun belirli aralıklarla antrenörlük kursları açıyor. Farklı kademelerdeki kursları alan ve süreci başarıyla tamamlayan isimler antrenör olmaya hak kazanıyor. Kursların programı federasyonumuz tarafından belirleniyor ve çalışan olsa dahi katılımcılar bu programa uyuyor.”

İSTANBUL’DA EV SAHİPLİĞİ

Federasyon olarak bugünlerde gerçekleştirdikleri çalışmaları anlatan Özgeç, “Federasyonumuz yıl içerisinde çok sayıda bölgesel, ulusal, uluslararası organizasyona imza atıyor. Örneğin Dünya Boks Serisi’nin (WSB) ve AIBA Profesyonel Boks (APB) maçlarına İstanbul’da çok güzel bir ev sahipliği gerçekleştirdik. Geçtiğimiz ay Samsun’da Avrupa Kıtası Boks Müsabakaları Olimpiyat Elemeleri’ni gerçekleştirdik. Avrupa’nın Rio kotası kazanmak isteyen en iyi boksörlerini ülkemizde muhteşem bir organizasyonla ağırladık. Uluslararası boks camiasından tam not aldığımız bu önemli etkinlikte 3 boksörümüz daha Rio Olimpiyatları’na katılma hakkı kazandı. Daha öncesinde de iki boksörümüz kendi sıkletlerinde altın kemer kazanarak Rio 2016 bileti almıştı” şeklinde konuştu.

ONBİNLERCE İNSAN AYNI ÇATI ALTINDA

Okuyucuların bu satırları okuduğu zaman dilimlerinde Kazakistan’ın başkenti Astana’da kadın boksörlerin Dünya Şampiyonası için ringe çıkacağını söyleyen Özgeç, “Hemen ardından Bakü’de Rio için son kotaların dağıtılacağı dev bir etkinlik var. Bunların yanı sıra WSB ve APB çatısı altında da olimpiyatlara gidecek boksörlerin belli olacağı 2 farklı organizasyon olacak. Buralara da katılacak ve mümkün olan en üst sayıda sporcu ile Rio’ya katılma hedefimiz yolunca canla başla mücadele edeceğiz. Ayrıca, bu yılın eylül ayında Yıldız ve Genç Bayanlar Avrupa Şampiyonası’na 15-24 Eylül 2016 tarihlerinde Ordu’da ev sahipliği yapacağız. Tabi, bu saydıklarım sürecin çok küçük bir kısmı. Ulusal anlamda ülkemizin dört bir yanında çok önemli organizasyonlar yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Federasyonumuzun dolu dolu bir 2016 faaliyet programı var. İstanbul’dan Mersin’e, Adıyaman’dan Erzurum’a kadar Anadolu’nun her yerinde önemli turnuvalar düzenliyor, binlerce sporcuyu ve on binlerce sporseveri boks çatısı altında bir araya getiriyoruz” dedi.

CUMHURBAŞKANLIĞI TURNUVASI

Cumhurbaşkanlığı adına turnuva düzenlediklerini ve bugüne kadar boks sporu için önemli işlere imza attıklarını ifade eden Özgeç, şu ifadeleri kullandı: “Biz, sporun en önemli yapı taşlarından birinin de vefa duygusu olduğu inancıyla yoluna devam eden bir federasyonuz. Örneğin, haziranın ilk haftasında Mersin’de Kemal Nacaroğlu adına bir şampiyona düzenleyeceğiz. Kemal Nacaroğlu, Mersin’in boks alanında yetiştirdiği en değerli isimlerden biri. Bu adımlarla, yeni nesil sporcuların eski değerleri tanımasını, araştırmasını, onların gittiği yolu öğrenerek kendilerine yeni bir yol çizebilmelerini amaçlıyoruz. Boks Federasyonu olarak sadece sporla, sporcularla ilgilenmeyi yeterli görmüyoruz. Sosyal hayatın da hemen her noktasında yer almaya özen gösteren bir yapımız var. Bu nedenle kimi zaman doğu ve güneydoğuda çok önemli farkındalık projelerine imza atıyoruz, kimi zaman da tüm kadınlara ücretsiz boks kursu sağlıyoruz. 2013 yılında Şırnak’ta Üst Minikler Türkiye Boks Şampiyonası’nı düzenledik. 30 senedir orada olan bir salonda ilk defa bir boks müsabakası yapıldı. Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar gününde duyurduğumuz bu projeye onlarca şehirden yüzlerce başvuru geldi.”

İYİ NİYET GÜZEL SONUÇ

İyi niyetle atılan her adımın sonucunun da güzel olacağı anlayışı ile büyüdüklerini söyleyen Özgeç, iyi niyetle adımlar atmaya, sporun barış ve kardeşlik tohumunu Anadolu’nun her köşesine ekmeye devam edeceklerini belirtti. Özgeç, “Bu topraklar kan ve gözyaşıyla yeterince yoğruldu. Biz, mümkün olan ilk fırsatta Boks Federasyonu olarak yeniden Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çok özel çalışmalara imza atmaya devam edeceğiz. Artık sıra bilimsel başarılarla, sportif kazanımlarla, bir olarak, birlik olarak ülkemizin adını dünyaya en iyi şekilde duyurmakta. Biz bunun için bu göreve talip olduk, bu hedefle yolumuza devam ediyoruz ve son nefesimize kadar da bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Herhangi bir branşta kazanılan başarının ardından ülkemizin bayrağının orada göndere çekilmesi, milli marşımızın okunuyor olması beni dünyanın en mutlu insanı yapıyor. İnşallah daha fazla ülkede daha fazla sayıda hem bayrağımızı çektirecek hem marşımızı okutacağız. Bu duygu ve düşüncelerle tüm okuyucularımızı bir kez daha selamlıyor, saygılarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.