Orhun Ene: Hedeflerimizin peşinden koşuyoruz

Büyük başarıları hedefleyen TOFAŞ’ın başantrenörü Orhun Ene, “Kurduğumuz bu mütevazi kadroyla hem Türkiye Ligi’ndeki hem de Avrupa Kupaları’ndaki hedeflerimizin peşinden koşuyoruz” dedi.


  • Oluşturulma Tarihi : 24.01.2025 10:54
  • Güncelleme Tarihi : 24.01.2025 08:05
  • Kaynak : HÜSEYİN DEMİR
Orhun Ene: Hedeflerimizin peşinden koşuyoruz haberinin görseli

Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde fırtına gibi esen, üst üste aldığı galibiyetlerle göz kamaştıran TOFAŞ, sezona damga vurmaya devam ediyor. Büyük ivme yakalayan Bursa temsilcisi hem Süper Lig’de hem de FIBA Europe Cup’ta üst sıraları hedefliyor. Türk basketbolunun efsane oyun kurucularından, mavi beyazlıların başantrenörü Orhun Ene, gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Tecrübeli başantrenör ile Türk basketbolcuların gelişimini, TOFAŞ’ın yükselişini ve günümüz basketbolunu konuştuk. Mavi beyazlılar ile hedeflerini anlatan Ene, Türkiye’de ve Avrupa’da olmak üzere her iki kulvarda büyük başarılara imza atmak istediğini belirtti.

SEVİYEMİZİN ÜSTÜNE ÇIKMALIYIZ

Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi'nde 12 galibiyet, 3 mağlubiyetle iddialı bir şekilde zirve yarışında mücadele ediyorsunuz. Sezonun geri kalan bölümü adına neler söylemek istersiniz?

İyi bir takım kimyası kurarak hazırlık döneminden sonra güzel bir başlangıç yaptık. Şu anda ligin yarısı oynandı. Tabii ki aldığımız sonuçlar ilerisi için ümit verici sonuçlar ama Süper Lig’de zor maçlara çıkıyoruz. Kurduğumuz bu mütevazi kadroyla hem Türkiye ligindeki hem de Avrupa kupalarındaki hedeflerimizin peşinden koşuyoruz. İki kulvarda birden oynuyoruz. Onun için bu kadronun ligin sonuna kadar sağlıklı kalması da çok önemli. Bulunduğumuz noktadan daha da ileriye gitmemiz lazım. Ligin kalan süreci daha zor olacak. Ciddi kadrolar var. Onun için bu gelişimimizi devam ettirip, basketbolumuzu daha da ileriye taşıyarak şu anki seviyemizin üzerine çıkmalıyız.

FIBA Europe Cup'ta emin adımlarla ilerliyorsunuz. Geçen sezon Avrupa'da yarım kalan bir hikayeniz vardı. Bu sezonki hedeflerinizden bahseder misiniz?

Geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde son 8’e kalarak önemli bir adım attık. Çok güçlü İspanyol ekiplerinin yer aldığı kupadaki rakiplerimizin arasından ilerledik ve hedefimiz olan dörtlü final’de yer almayı maalesef son maçta kaybettik. Seriyi 2-1 kaybetsek de Tenerife’ye karşı iyi bir performans göstermiştik. Bu sezon yer aldığımız FIBA Europe Cup; Basketbol Şampiyonlar Ligi’ne oranla zorluk derecesi biraz daha az olan bir kupa. Ancak burada da Zaragoza, Bilbao, Cholet, Sassari ve Ludwigsburg gibi önemli rakipler var. Belki ilk turlar kolay geçmiş olabilir ama sonrasında git gide zorlaşacak bir turnuva. Onun için kupada bundan sonra oynayacağımız maçlar zorlu olacak. Avrupa kupalarında geçen seneden daha iyi bir netice almak istiyoruz.

Alex Perez, Marcquise Reed üstün performansıyla göz kamaştırıyor. Süper Lig'de sayı liderliğinde iki oyuncu da üst sıralarda yer alıyor. Perez ile Reed'in takıma olan katkısını nasıl gözlemliyorsunuz?

Alex Perez ve Marcquise Reed ofansif tarafı kadar savunma tarafı da iyi olan oyuncular... İkisi de istatistiklerde önemli katkılar sağlıyorlar. Tabii ki bazı dönemler bazı oyuncular ön plana çıkacak. Onların takımımız adına bu katkıları sağlaması önemli ama genel anlamda baktığınızda bizim hem hücum tarafında hem savunma tarafında takımca bir oyun bütünlüğümüz var. Takımca topu iyi paylaşıyoruz.

SÜREÇ KOLAY DEĞİL 

Süper Lig'de genç ve yerli oyuncuların gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kritik anlarda karar verici, sorumluluk alan oyuncular artıyor mu?

Bu sezon uygulanan 4+3 yabancı kuralı sonrası bir yerli oyuncunun ilk 5 içerisinde yer almasıyla Türk oyuncuların daha fazla sorumluluk aldığını görüyorum. Geçmiş sezonlara göre daha üretken olduklarını söyleyebilirim. Bu da onların kritik anlarda sorumluluk almalarını sağlıyor. Genç oyuncuların da böyle bir ligde oynaması kolay değil. Birçok kaliteli yabancının ve veteran Türklerin arasında şans bulmak için gerçekten fizik olarak da basketbol olarak da üst seviyede olmaları gerekiyor. Genç oyuncuyu oynatmayı arzu eden takımlar var ama her ne kadar teoride düşünülse de pratikte o kadar kolay olmuyor. Burada gençlere ve kulüplere de büyük sorumluluklar düşüyor. O anlamda bu iş sabır isteyen bir iş. Her yapılan antrenmanın, maçta alınan her sürenin genç oyuncular için çok değerli olduğunu düşünüyorum. Onlara yapılan yatırımların meyveleri sonraki süreçte alınacak. Ancak antrenörler için de kulüpler için de hem kazanmak hem oyuncu yetiştirmek kolay bir süreç değil.

Takımın uyumu ve kimyası için neler söylemek istersiniz?

Oynadığımız basketboldan uyumumuzun ve kimyamızın ne kadar doğru olduğu zaten gözüküyor. Onun için şu ana kadar zaten bu iyi olduğu için de bu sonuçları alabildik. Burada açıkçası ligi bilen yabancılara ve takımlarının değerini bilen Türk oyunculara sahip olmamız bu farkı ortaya çıkardı. Berk, Tolga ve Yiğitcan gibi tecrübeli oyuncular bizim gibi takımlarda eğer saha içerisinde de katkı veriyorsa iyi takım oluyorsunuz. Onlar hem Milli Takım kadrosuna giren oyuncular hem de karakter olarak da iyi bir takımı oluşturmak için özveride bulunan, üstlerine düşen görevi yerine getiren arkadaşlar. Bu iş sadece sahada, maçta ve antrenmanda olmuyor. Soyunma odasında da bu tip oyunculara sahip olduğunuz zaman Koçlar olarak şanslı oluyorsunuz. Onun için biz bu anlamda çok şanslı bir takımız.

UROS, BÜYÜK ADIM ATTI

2020-2021 Sezonunda Partizan’da Obradovic ile çalışan Uros, ligimizde daha önce Karşıyaka formasını giymişti. Aynı zamanda Sırbistan milli takımında forma giyen Uros'un gelişimine dair düşüncelerinizi merak ediyoruz?

Uros Trifunovic takımımız için çok önemli bir oyuncu. Çünkü kendisi TOFAŞ’ı, bizi değerli görüp kendisi buraya gelmek istedi. Buraya gelmek için de özveride bulundu ve bazı fedakarlıklar yaptı. Tabii ki bizim takımımızda Euroleague’de oynadığı rolden farklı bir rolde oynamak zorunda. Oynadığı pozisyon ve aldığı sorumluluk Partizan’dakinden daha farklı. O da zaten kendi gelişimi adına bu kararı alarak büyük bir adım attı. Sezonun sonunda da bu anlamda çok daha gelişeceğini düşünüyorum. Onun için bence bu bütün oyunculara da örnek olacak bir davranış. İnsanlar seviyesine bakmaksızın böyle cesur kararlar aldıkları zaman kendilerini daha iyi görme şansı buluyorlar. Bir yerde oturup aynı noktada kalmaktansa hangi yöne gidebileceğinizi görebilecek cesarette olmanız gerekiyor.

SÜPER LİG REKEBATÇİ

Süper Lig'de kalite ve rekabet her geçen gün artıyor. Ligimizin marka değeri açısından Avrupa liglerine göre nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ligi rekabetçi, zor bir lig… Bunu marka değeri ve oyun kalitesi açısından değerlendirdiğiniz zaman düşündüğümüz kadar her şey dört dörtlük değil tabii ki. Bunu değerlendirirken de objektif olmak lazım. Ligimizde sezon sonlarına doğru erken havlu atan, yatırımı kesen, kadrosunu boşaltan takımlar oluyor. İyi liglerde bunların olmaması gerekiyor. Ama zor bir lig. Özellikle Avrupa kupası oynayan takımlar için iki kulvarda mücadele etmek ve dönüp Türkiye liginde aynı performansı göstermek kolay olmuyor. Zorluğu konusunda şüphem yok ama daha kaliteli olabilir.

BUGÜN AYNI ŞEKİLDE OYNARDIM

Günümüz basketbolunda oyuncu olsaydınız. Kendinizi rol ve görev olarak nasıl konumlandırırdınız?

Oynadığım dönemdeki rolümden ve görevimden farklı bir noktada görmezdim kendimi. Bu kadar yabancı arasında bu kadar kolay olur muydu bilmiyorum. Belki daha farklı bir ortam ama bizim oynadığımız döneme kıyasla bu kadar yabancı oyuncu olmasa da çok kaliteli, alternatifi olmadığı düşünülen iyi milli takım oyuncuları vardı. Biz de bu oyucular arasında forma şansı yakalamak için küçük yaşta mücadeleye girmiştik. O da kolay değildi. Ama o gün nasıl oynuyorsam bugün de aynı şekilde oynardım. Aynı altyapıda, aynı eğitimi aldığınızda zaten A Takım seviyesinde oynadığınız basketbol da buna paralel olarak ilerliyor. Bir tek o günün şartlarında biz bu kadar atletik olarak ve fizik olarak antrenman yapmıyorduk. Bugünkü oyuncuların atletizm olarak bizim dönemimizden çok daha ileride olduklarını görüyorum.

Yazarımız Kim ?

HÜSEYİN DEMİR