Ruh ve beden sağlığı için bisiklet

Bisiklet sporunun kalp-dolaşım, kas-sinir, solunum ve sindirim sistemlerine kayda değer yararlar sağladığının bilimsel olarak kanıtlandığını açıklayan Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, bisikletin kişinin ruhsal açıdan rahatlamasını sağlamakta da iyi bir deşarj kaynağı olduğunu söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 11.06.2016 06:43
  • Güncelleme Tarihi : 11.06.2016 06:43
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Ruh ve beden sağlığı için bisiklet haberinin görseli

NİLGÜN TAZE - ÖZEL HABER

Türkiye’de ilk bisiklet etkinlikleri Osmanlı dönemine dayanıyor. Selanik’te yapılan ilk bisiklet yarışlarından sonra yasaklanan yarışlar II. Meşrutiyet’in ilanından sonra tekrar canlanmıştır. 1910-1912 yıllarında bisiklet yarışları düzenlendiği bilinmektedir. 1923’te İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kurulmasından sonra oluşturulan ve aynı yıl FIAC üyeliğine kabul edilen Bisiklet Federasyonu, o dönemde bisiklet sporunun tüm ülke çapında gelişmesinde önemli rol oynar.

Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun 1923’te kurulmasının hemen ardından oluşturulan Milli Takım ile 1924 Olimpiyat Oyunları’na hazırlanıldığı bilgisini veren Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu, o dönemde bisiklet bulunamadığı için olimpiyat yarışmalarında milli takımın ülkeyi temsil edemediğini belirtti. Müftüoğlu, “Bisikletteki ilk milli karşılaşma, 1927’de Taksim Stadı pistinde Bulgaristan ile yapılmıştır. Daha sonra milli takımımız 1928 Amsterdam Olimpiyatları’na katılmıştır. 1928 Olimpiyatları sonrası ‘Ege Turu’ adıyla düzenlenen tur, Türkiye’nin ilk uzun etaplı turudur. 1963 yılında etaplar halinde düzenlenen Marmara Bisiklet Turu, daha sonra uluslararası nitelik kazanarak ‘Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’ adını almıştır. Bu tur dünyanın sayılı turlarından biri haline gelmiştir. 1991 yılında Bisiklet Federasyonu tarafından ilk kez ‘Dağ Bisikleti Yarışması’ düzenlenmiş, aynı yıl Rodos’da yapılan Balkan Şampiyonası’nda Genç Milli Takım 3. olmuştur” dedi.

YENİDEN YAPILANMA

2007 yılında yeniden yapılanmaya girerek federasyonun Ar-Ge sistemlerini geliştirdiklerini ve uluslararası arenada boy göstermeye başladıklarını ifade eden Müftüoğlu, şöyle dedi: “Bunun başlangıcı 2007 yılında düzenlenen Avrupa Dağ Bisikleti Şampiyonası’nın ülkemizde düzenlenmesidir. Nitekim uluslararası düzeyde önemli bir organizasyon arz eden Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda, Türk bisiklet tarihinde ilk defa Genç Erkekler – Omnium dalında Avrupa Şampiyonu unvanı alınmıştır. 2008’de ‘Dağ Bisikleti’nde Pekin’e giderken, 2012’de ‘Yol Bisikleti’nde Londra’ya gittik ve 2016 için yine ‘Yol Bisikleti’nde Rio için iki sporcuyla kota aldık. Bütün bunlar tesadüf olamaz. Artık sporcuları uluslararası yarışlarda kürsülere çıkan bir Bisiklet Federasyonu var.

BİSİKLET SPORU VE EĞİTİMİ

Bisiklet sporunun gelişen teknolojinin etkisiyle birçok alt dala ayrıldığını ve yol bisikleti yarışları coşkusunun 19. yüzyılın sonlarında başladığını belirten Müftüoğlu, bisiklet sporu o günden bugüne büyümesini devam ettirdiğini söyledi. Müftüoğlu, “Bazı büyük yarışlar on milyonlarca seyirciyi etrafına çeker ve bütün dünyadaki TV izleyicileri tarafından izlenir. Resmi olarak kaydedilmiş ilk yarış 31 Mayıs 1868’de Paris’te ‘Parc de Saint-Cloud’a kadar gider ve bu yarışı İngiliz bisikletçi James Moore kazanmıştı. İlk kentten kente yarış 7 Kasım 1869’da yapılmıştı: Paris – Rouen. Kazanan yine James Moore olmuştu, 123 kilometreyi 10 saat 25 dakikada tamamlamıştır. Organizatörlerin niyeti bisiklet sporunu teşvik etmekti ve bisikletin önemli mesafeleri kat edebildiğini göstermekti. Yol bisikleti, Olimpiyat Oyunları’nın 1896’daki ilk yapılışından beri olimpiyat programının parçası olagelmiştir” açıklamasını yaptı.

BİSİKLET EĞİTİMİ

Bisiklet sporunun dayanıklılıkla birlikte birtakım beceri ve yetenekleri gerektirmekte olduğunu ifade eden Müftüoğlu, şu bilgileri verdi: “Bisikleti, spor haricinde rekreasyon, gezi, hobi ya da ulaşım aracı olarak birçok farklı amaçla kullanabilirsiniz. Trafik kurallarına bağlı kalmak ve bazı temel önlemleri almak kaydıyla, örneğin kask gibi, bireysel veya grup halinde sürebilirsiniz. Eğer spor dalı olarak bisiklet ile ilgilenecekseniz, özellikle de bazı hedefleriniz varsa önerimiz yakınınızdaki faal bir kulübe, bir antrenöre, Gençlik Spor İl Müdürlüklerine veya Bisiklet İl Temsilcinize ulaşarak size özel bir program dahilinde çalışmaya başlamanızdır. Bir uzmandan bilgi ve destek almanız önünüzü açacaktır. Özellikle küçük yaşlarda kulüp çatısı altında çalışmak çok yarar sağlayacaktır.”

TÜRKİYE’DE BİSİKLETE OLAN İLGİ

Ülkemizde genel anlamda spora olan ilginin diğer ülkelerle kıyaslandığında yüksek olmadığını söyleyen Müftüoğlu, bundan bisikletin de payını aldığını belirtti. Müftüoğlu, “Ancak son yıllarda Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu, Okul Sporları Yarışları, Seçmeli Beden Eğitimi Dersleri kapsamındaki bisiklet çalışmaları ve özellikle de bu sene Sağlık Bakanlığı’nın bisiklet projesinin bisiklete olan ilgiyi arttırdı. Bisiklet sporunu yapmak isteyen, bisikleti gezi veya ulaşım aracı olarak kullanan ve önemli bisiklet yarışlarını izleyen sayısı her geçen gün artmaktadır” şeklinde konuştu.

BİSİKLET SPORUNUN YARARLARI

Bisiklet sporunun kalp-dolaşım sistemi, kas-sinir, solunum ve sindirim sistemlerine kayda değer yararlar sağladığının bilimsel olarak kanıtlandığını açıklayan Müftüoğlu, bisikletin yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, ritim bozukluğu gibi rahatsızlıklarda kontrollü başlanıp takip altında yapılmak kaydıyla çok olumlu sonuçlar alındığını söyledi. Müftüoğlu, “Çağdaş tıp tedavi merkezlerinde uzun süreli hastalıkların tedavi sürecinde belirli bir iyileşme kaydedildikten sonraki süreci hızlandırmak için rekreatif amaçlı kullanıldığı bilinmektedir. Kişinin genel sağlık düzeyine, kilo kontrolüne, temel kondisyon seviyesine çok olumlu katkılar sağlamaktadır. Vücudun birçok bölümünü, birçok kasını çalıştıran bisiklet sporu ruh sağlığına da çok olumlu katkılar sağlıyor. Genellikle açık havada yapılması ve kişinin doğa ile daha çok yakınlaşmasını sağlaması, kişinin ruhsal açıdan rahatlamasını sağlamakta ve iyi bir deşarj kaynağı olmaktadır” ifadelerini kullandı.

NASIL EĞİTMEN OLUNUR?

Müftüoğlu, federasyonlarının diğer spor federasyonları ile aynı prosedürlerle antrenör yetiştirmekte ve aynı kademelerde kurslar düzenleyerek antrenör belgesi vermekte olduğunu söyleyerek, eğitmen olabilme şartlarını şu şekilde açıkladı: “Sporcu çalıştırabilmek için öncelikle antrenör kursuna katılarak 1. kademe belge sahibi olmalı ve belirli koşulları yerine getirmek kaydıyla sporcu çalıştırmaya başlamalısınız. Örneğin en az 2. kademe belge sahibi daha deneyimli bir antrenörün yanında yardımcı antrenör olarak görev alabilir, sporcu çalıştırılmasına yardımcı olabilirsiniz. Bu şekilde deneyim kazandıktan sonra, koşulları yerine getirmek kaydıyla, 2. kademe antrenör kursundan belge almaya hak kazandıktan sonra sorumlu antrenör olarak bir kulüpte sporcu çalıştırmaya başlayabilirsiniz. Bu söz konusu kurslar, çalışanların fazla zamanını almamak için özellikle hafta sonu başlayıp, bir sonraki hafta sonunda bitecek şekilde açılmaktadır. Dolayısıyla bir kursiyer beş iş günü işinden ayrı kalarak kursu tamamlayabilmektedir.”

BİSİKLET SPORUNUN KİŞİYE MALİYETİ

Bisiklet sporunda Türkiye’nin neredeyse her yerinde sporcunun eğitimi için kendisinden veya ailesinden bazı durumlarda kayıt masrafları ve yaz-kış okulları kart ücreti haricinde, neredeyse hiç ücret alınmadığını belirten Müftüoğlu, “Kullanıcının bisiklet, malzeme, giysi gibi bazı ihtiyaçlarını kendi temin etmesi gerekebilir. Bu konuda net rakam vermek hiç doğru olmaz. Kişilerin alım gücüne ve hedef ile beceri düzeyine göre, oldukça geniş bir yelpazede seçenekler mevcuttur. En doğru seçimi, yine konunun uzmanı bir kişiden yardım alarak yapmak en uygunudur. Diğer rutin çalışmalarımız ve etkinliklerimizin yanında, bugünlerde 2016 Rio için hazırlıklarımızı gözden geçireceğiz. Avrupa ve Dünya Şampiyonaları için çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız ve Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun bundan sonra Fransa Turu, İtalya Turu ve İspanya Turu gibi en prestijli turlar seviyesine çıkması için sürdürdüğümüz çalışmayı yoğunlaştıracağız. Altyapı ile de ilgili projelerimizi geliştirip sporumuzu tabana daha çok yayma hedefimizde daha çok yol almak istiyoruz” dedi.

SPONSORLUK ÇAĞRISI

Bisiklet sporunun daha geniş kitlelerce tanınıp yapılması, izlenmesi, desteklenmesi için başta federasyon olmak üzere herkese görevler düştüğünü ifade eden Müftüoğlu, şöyle konuştu: “Bisiklet sporu ve genel anlamda spor ülkemiz için, gençliğimiz için daha dinamik, daha başarılı bir toplum, gelişmiş Türkiye için temel yapıtaşlarındandır. Basınımızı da bu milli mücadeleye destek vermesi için sizin aracılığınızla davet ediyorum. İmkânı, ilgisi olan firmalarımızı yetenekli gençlerimize sponsor olarak destek vermeleri için davet ediyorum. Ve halkımızı spora, özellikle de bisiklet sporuna, bu sporu yapmaya, izlemeye, en azından bisikleti bir rekreasyon aracı, bir ulaşım aracı olarak kullanmaya davet ediyorum. Sporun tanınması ve yaygınlaşması için verdiğiniz emekten ötürü de sizi ayrıca tebrik ediyorum ve çalışmalarınız için teşekkür ediyorum.”

EMİN MÜFTÜOĞLU KİMDİR

1962 yılında Antalya/Alanya’da doğan Emin Müftüoğlu ilk, orta ve lise tahsilini Alanya'da tamamladı. 1989 yılında ilk kez Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nda ön heyette görevli olarak bisiklet camiasına adım atarak 1994 yılından itibaren Federasyon Yönetim Kurulunda triatlondan sorumlu olarak idarecilik yaptı. 2004 yılından bu yana Federasyon Başkanlığı görevini yürütmektedir. İyi derecede Almanca bilmektedir.