- Spor
- 17.05.2025 23:13
Efsane basketbolcu Volkan Aydın, “Benim hayalim Türk oyuncuların kendi takımlarında daha çok süre alarak kendilerini üst seviyelere taşıması” dedi
HÜSEYİN DEMİR
Efes Pilsen’in 1990’lı yıllarda ülkemizi gururlandıran, 1993 Saporta Kupası finalisti ve 1996 Koraç Şampiyonu takımının unutulmaz basketbolcusu Volkan Aydın, başarılı oyunculuk kariyerinden sonra uzun yıllar altyapılarda antrenörlük yaptı. Basketbolu Amerika’dan takip eden eski basketbolcu, Türk basketbolcuların gelişimini, altyapıda yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini gazetemize anlattı.
Türk basketbolunun gelişimini nasıl gözlemliyorsunuız?
NBA maçlarına gittiğimde basketbol endüstrisinin ne kadar gelişmiş olduğunu görüyorum. Her bölgenin vatandaşları o şehrin formalarını satın alıyor. Türkiye'de bunu oluşturmak için güçlü bir ekonominin olması gerekiyor. Ekonominin gücü de doğal olarak spora yansıyor. Basketbolun değerlerini basketbolun içinde tutmak çok önemli… Yaklaşık 15 yıl antrenör olarak çalıştım. Oyuncuların hayatına yön verebilmek, onları motive edebilmek için Türkiye'de basketbolun içinde kalarak deneyimlerimi insanlara aktarmak isterdim. 2018 yılından beri ABD'deyim. Umarım son dönemlerde herkes bakış açısını değiştirerek daha fazla oyuncu yetiştirir, milli takımımızın başarılarını daha sık görürüz. Türk Milli Takımı'nın başarılı olması için illa Türkiye'de turnuva mı düzenlenmesi lazım? Genelde ev sahibi olduğumuz şampiyonlarda başarılı oluyoruz. Ben istikrarı her turnuvada görmek istiyorum. Türk oyuncularının oynadığı takımların Avrupa'da başarılı olması beni daha mutlu edecek. Benim hayalim Türk oyuncuların kendi takımlarında daha çok süre alarak kendilerini üst seviyelere taşıması... Bizim çocuklarımız yetenekli sadece onlara fırsat vermemiz gerekiyor.
Sporculara, velilere ve antrenörlere mesajınız var mı?
Altyapı oyuncu velileri, rekabeti ve kişisel hırslarını ön planda tutuyor. Sporcuların kendi gelişimlerini tamamlayabilmeleri için kişisel ve karakteristik özelliklerine önem vermesi gerekiyor. Sporcular kendilerine yatırım yaparsa oyuncu olabilir. Antrenörlük yaptığım zaman 'altın jenerasyon' diye tabir ettiğimiz bir nesil herkesi yeniyordu. 'O takımın oyuncuları acaba ilerleyen dönemlerde dünya çapında hangi takımlarda oynadı?' Önce bu soruları kendimize sormamız lazım.... Altyapıda yoğun emek ve özveriyle çalışarak oyuncu yetiştirme gayesiyle hareket ettim; fakat uzun süre bu işten manevi olarak bir şey alamayınca kendimi basketboldan uzak tuttum. Yaklaşık beş yıldan beri Türk basketbolunun çok uzağındayım... Yeni gelişimlerden çok haberdar değilim, basketbolu ABD'den takip ediyorum.
Türkiye’de altyapı modeli nasıl olmalı?
Bizim oyunculuk dönemimizde Aydın Örs sporcuların her şeyiyle yakından ilgilenirdi. O dönemlerde büyük fedakarlıklar yapan ve özveriyle çalışan antrenörler vardı. Bugün geldiğimiz noktada altyapıdaki çocukların gelişimine daha çok ilgi gösterilmesi lazım...Türk basketbolunda benim daha farklı görüşlerim var. Türkiye'de basketbolun daha fazla lokal basketbolcularla oynanması gerekiyor… Kulüpler altyapıya daha fazla yatırım yaparsa basketbolcuların Avrupa'ya gitmelerine engel olur... Yugoslavya basketbol modeline baktığımızda buradaki sporcuların temel gelişimlerinin çok üst düzeyde olduğunu görüyoruz. Türkiye'de yabancı sınırlaması olmasa da daha fazla Türk oyuncu ile sahaya çıkmalıyız.
Türk basketbolunun en büyük problemi nedir?
Türkiye'de salon problemi her zaman devam ediyor, bütün salonlar bir kişinin elinde kiralanarak tekelleşebiliyor. Bu diğer kulüpler için hiç adil ve eşit olmuyor. Türk basketbolunun altyapı ile ilgili en büyük sorunları: tesisleşme ve antrenörler... Antrenörlerin iyi şartlarda çalıştırılmaması en büyük sorunlar arasında yer alıyor. Altyapı kulüpleri donanımlı ve birikimli antrenörleri elinde tuttuğunda, iyi maaşlarla çalıştırdığında altyapıların çok gelişeceğine inanıyorum. Şu an Türkiye'de her yerde spor okulu var, spor okullarında yeteneği fark edilmeyen oyuncular kaybolup gidiyor. Spor okullarındaki yetenekli sporcuların daha üst kulüpler tarafından keşfedilerek basketbola kazandırılması lazım.... Furkan Korkmaz örneğini vermek istiyorum. Murat Murathanoğlu, Furkan'ı keşfetmeseydi, o Leyla Çalışkan ile çalışmasaydı ve benimle idmanlar yaparak Efes'e transfer olmasaydı şu an NBA macerasını yaşamayacaktı.