Sayfa Yükleniyor...
İzmir sağlık çalışanları, Samsunda çalıştığı hastanede uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Dr. Kamil Furtun için sağlık hizmetlerine ara verdi
EMİNE YALÇIN
Samsunda Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesinde görevli Göğüs Cerrahı Dr. Kamil Furtunun geçen cuma günü çalıştığı hastanede uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesiyle sağlıkçılar tarafından, hastanelerde bir günlük iş bırakma eylemi yapıldı. Basmane Meydanında toplanan sağlık emekçileri sağlıkçılara uzanan eller kırılsın, sağlıkta şiddet istemiyoruz, sağlıkta şiddete hayır, kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz, bakan istifa ve gün gelecek devran dönecek, AK Parti halka hesap verecek şeklinde sloganlar attı. Grup gerçekleşen silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Dr. Kamil Furtunun katilini protesto etmek için Gazi Bulvarını kullanarak İl Sağlık Müdürlüğünün önüne yürümek istedi. Ancak bu istekleri emniyet güçleri tarafından kabul edilmeyince Basmane Meydanında yaptıkları basın açıklamasında İzmir Valisi Mustafa Toprakı ve Emniyet Müdürü Celal Uzunkayayı da eleştirdi. Gerçekleşen basın açıklamasının ardından İl Sağlık Müdürlüğü önüne Hürriyet Bulvarını kullanarak giden topluluk, Sağlık Müdürlüğünün önüne kanlı gömlek bıraktı. Olaysız bir şekilde dağılan gurup; bir sağlık çalışanı daha öldürülürse süresiz grev ilan edeceklerine de dikkat çekti.
GÖMLEĞİMİZE KAN BULAŞTIRDILAR
İzmir Tabip Odası Başkanı ve Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Suat Kaptaner, nitelikli, çalışkan, namuslu ve hastalarına gözü gibi bakan bir meslektaşlarını daha kaybettiklerini üzülerek söylediğini belirterek, sağlıkta şiddetin artarak devam ettiğini öne sürdü. Kaptaner, Bizim gömleğimize kan bulaştırdılar. Bu hükümet hekimlerin, hemşirelerin ve sağlık çalışanlarının namuslu ve onurlu gömleğine kan bulaştırmıştır. Arkadaşımızı öldüren psikopat katil 1 yıldır Samsun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesinin koridorlarında dolaşıyor. Defalarca başkaları tarafından doktorları ve hemşireleri taciz ediyor diye şikayet ediliyor. Hastanede çalışanlardan bir kişinin canı yakılacağı konusunda uyaranlar oluyor. Bu psikopat birini katledeceğim, meşhur olacağım diye konuşuyor. Bunu lütfen buradan uzaklaştırın şeklinde yetkililere bilgi veriliyor. Ancak oranın başhekim koltuğunda oturan başhekim; ben görmemezlikten geliyorum. Siz de görmeyin diyor. Sonuç olarak geçen yıl yılın hekimi olarak seçilen meslektaşımız psikopat tarafından kurşunlanarak öldürülüyor. Sağlık Bakanının ve müsteşarın zerre kadar sözlerinde samimiyet var ise o başhekimliğin koltuğunda oturan zatı derhal görevden uzaklaştıracaksınız. Böyle sorumsuz birini göreve getiren Sağlık Müdürü istifa edecek. Göstermelik önlemler aldım diyen Sağlık Bakanına soruyorum: Kaç doktor, kaç hemşire, kaç sağlık teknisyeni ve hizmetli öldürülürse sen istifa etmeyi düşüneceksin. Daha kaç doktor ölmesi gerekiyor? Dünyanın her yerinde hekime, hemşireye ve sağlık çalışanlarına el uzatanlar savaş suçlusu olarak yargılanıyor. Siz ne yapıyorsunuz? Sizin döktüğünüz gözyaşı gerçek gözyaşı değil. Sizin döktüğünüz gözyaşı halkı aldatmak için dökülen gözyaşı. Siz sağlık çalışanlarına sahip çıksanız bu tür olaylar bu kadar kolay bir şekilde gerçekleşmez dedi.
YAŞANAN ŞİDDET OLAYLARI İŞTE O ZAMAN BAŞLADI
Yaşanan şiddet olayların başlamasını şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın; doktor efendi dönemi bitti dediği zaman başladığını iddia eden Kaptaner, sözlerini şöyle bitirdi: Önceki Sağlık Bakanı da bize, halkın cebinden elinizi çekin. Sizi hırsızlar dedi. Yaşanan bu şiddetler işte o zaman başladı. Bir meslektaşımız daha öldürülürse süresiz greve gideceğiz. Çalışmayacağız. Çalıştıramayacaksınız. Acımız büyüktür. Hepimizin başı sağ olsun.
DAHA KAÇ CANIN KURBAN VERİLMESİ GEREKİYOR
Türk Sağlık Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol ise, 29 Mayıs 2015 tarihinde Samsunda Dr. Kamil Furtunun hastanede şifa verdiği hastalarının gözleri önünde hunharca katledildiğini belirterek, Yılın doktoru seçilmişti, binlerce hastaya şifa dağıtmıştı ama kendini bilmez bir psikopatın kurşunlarına hastane koridorlarında hedef oldu. Bunun adı sağlıkta şiddet değil cinayet cinayet. Sağlıkta şiddet sloganlarla veya toplantılarla çözülecek bir iş değildir. Buradan soruyoruz: Bunu anlamak için kaç canın daha kurban verilmesi gerekiyor? Sadece 2014 yılında Beyaz Koda 11 binin üstünde şiddet vakası ihbarı bırakılmış. Resmi kayıt bu kadar ise şiddetin ulaştığı vahim boyut kelimelerle anlatılacak düzey çoktan geçmiştir. Her gün, özellikle hastane acillerinde ve 112 sağlık hizmetlerinde küfre, hakarete, şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarına korumak için tepki veren bir bürokrat gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü o bürokrat arkadaşların görevi sağlıkta şiddeti gizlemek, basına kim haber verdi? Kim fotoğraf gönderdi diye onların peşine düşmek. Ne zaman ki, bir sağlık personeli hayatını kaybeder o zaman Sayın Sağlık bakanımız konuşur. Kınar, üzüntülerini dile getirir şeklinde konuştu.
SORUN; SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA DEĞİL
Sağlık Bakanına da seslenen Doğruyol: Bu vatandaşlar durup dururken sağlık çalışanlarına karşı şiddet uygulamaya başlamadı. Sizin iktidarınız döneminde, doktorlar 24 saat emrinize amade içerikli kamu spotlarıyla, hiçbir hasta hastaneden dönmeyecek, bunlar bıçak parası alıyor gibi ifadelerinizle bu vatandaşları sağlık çalışanlarına düşman ettiniz. Soruyoruz Sağlık Bakanlığı haricinde hangi devlet kurumunda hizmet alan vatandaş, hizmet veren memura, hakaret, küfür, şiddet uygulamaktadır? Sorun; sağlık çalışanlarında değil. Sorun; sağlıkta dönüşüm adı altında uyguladığınız sözde yeniliklerle içinden çıkılmaz bir hal alan sağlık politikalarınızda. Sorun, sağlık çalışanlarına karşı uygulanan şiddeti, küfürü, hakareti, cinayeti seyredip gerekli yasal düzenlemeleri yapmayanlarda, sorun; hastanelerde uyguladığınız performans sisteminde. Her tıbbi müdahalenin az da olsa bir riski olmasına rağmen sağlık çalışanlarını mahkemelerde süründüren zihniyette. Sorun; 663 sayılı KHK ile sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak yerine, ticarethaneye döndürülen devlet hastanelerinde. Sorun; bir inat uğruna aile hekimlerine uyguladığınız acil nöbetlerinde, cumartesi nöbetlerinde, adli nöbetlerde. Dolayısıyla bakanlık eliyle uyguladığınız mobingde. Sorun; acil, ya da değil, her arayan vatandaşa 112 ambulansı gönderin diye talimat verenlerde. Asıl sorun nerede biliyor musunuz? Asıl sorun sağlık hizmetleri sunumunun siyasi rant aracı olarak kullanılmasında. Evde hasta ziyareti adı altında yazılı talimatla emir verip, kapı, kapı dolaştırdığınız sağlık müdürlerinin, başhekimlerin, müdürlerin beddualarında diye konuştu.
CANİLERE İDAM İSTİYORUZ
Doğruyol, Türk Sağlık-Sen olarak yaşanan cinayeti protesto etmek ve can güvenliği taleplerini bir kez daha dile getirmek için tüm yurtta iş bıraktıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle bitirdi: Biz çözüm istiyoruz. Biz hastane acillerinde yaşam odaları istiyoruz. Biz içişleri bakanlığından olaylara seyreden değil müdahale eden emniyet görevlisi istiyoruz. Gerekli olan durumlarda silah istiyoruz. Biz suçsuz günahsız yere cinayete kurban giden Dr. Ersin Arslanı, Dr. Kamil Furtunu katleden canilere idam istiyoruz. Talebimiz çok basittir. Sadece güvenli çalışmak ve akşam olunca sağ salim ailemize kavuşmak istiyoruz.
Haber Merkezi