Sayfa Yükleniyor...
Gazetemiz yazarı ve DEİK İran İş Konseyi Üyesi Mehmet Emin Değer, iki önemli düşünce kuruluşu olan, Türk Asya Stratejik Araştırma Merkezi ve Uluslar Arası Siyasi İlişkiler Merkezinin davetlisi olarak Tahranda önemli üç günlük bir çalışma programına katıldı
AHMET TOPRAK
Gazetemiz yazarı ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İran İş Konseyi Üyesi Mehmet Emin Değer, Türk Asya Stratejik Araştırma Merkezi (TASAM) ve Uluslar Arası Siyasi İlişkiler Merkezinin (IPIS) organize ettiği çalışma programı için, İranın başkenti Tahrana üç günlük ziyaret gerçekleştirdi.
TASAMın organizasyonuna ve IPISin misafirperverliğine teşekkür ediyorum diyen Değer, İki oturumda da konuşmacı idim. İran ile Türkiye ekonomik ilişkileri konuşmaktı. Fakat son zamanlarda bölgemizdeki gelişmeler, özellikle Suriye konusu gündeme oturdu. Hem bu konuda hem de ticari ilişkilerdeki görüşümüzü beyan ettik. Önemli akademisyen, iş adamları, Vanın milletvekilleri, Vali muavini, sanayi ve ticaret odaları organize başkanı ile komşu il olması hesabıyla en çok katılım sağlayan ilimizdi. İran taraflarında Dışişleri Bakan Yardımcısı IPIS Başkan ve yönetimi özellikle batı ve doğu Azerbaycan serbest bölge ve iş adamları, valileri ile birlikte Katılmış olmaları bu toplantıya ayrı bir önem atfettiklerini gösterir diye konuştu.
VERİMLİ BİR ÇALIŞMA GERÇEKLEŞTİ
Çok verimli bir çalışma olduğunu dile getiren Değer, TASAMa ve emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim. Aynı tarihte Diyanet işleri başkanımızın orada olması ve önemli mesajların verilmiş olduğunu görmüş olmaktan ayriyeten memnuniyetimi belirtmek isterim dedi.
İSLAM COĞRAFYASI ÜRETEMİYOR
Mehmet Emin Değer, çalışma programı için bir değerlendirme konuşması da yaparak Türkiye ve İran ilişkileri üzerine konuştu. Katılımcıları selamlayarak konuşmasına başlayan Değer, Ben akademisyen ve diplomat değilim. Bilim ve diplomatik lisanı bilmem. Kalpten ne hakikat çıkarsa samimiyet ve ihlasladır. Lütfen kabul buyurun. Ben iş adamı olarak elbette ki ekonomik meseleleri dile getirmeye çalışacağım. Ancak ondan önce bir mukaddime yapmak istiyorum. Gençliğimden beri kafamı kurcalayan, beni ve benim gibi eminim sizleri de kahreden İslam dünyasının bu paramparça halidir. Dünya herkese terakki dünyası olsun da bize niye tedenni dünyası olsun. Beş yüz, altı yüz senedir İslam coğrafyası üretemiyor. Üretememenin bedelini bize ödetiyorlar. İlimde, fende, teknolojide, iktisatta, edebiyat ve sanatta üretemedik. Onun sıkıntılarını ve tembelliğimizin acısını çekiyoruz dedi.
Ortadoğunun içerisinde olduğu sorunları dile getiren Değer, Bizim en büyük üç düşmanımız vardır. Bir cehalet, iki zaruret fakirlik, üç ihtilaftır ( lüzumsuz ihtilaflar). Aslında ittifak ve dayanışma için bin tane sebep alt alta yaza birsiniz. Bütün bu sebepler bizi birliğe vahdete ittifaka ve dayanışmaya götürüyor. Allahımız bir, peygamberimiz bir, Kıblemiz bir, kitabımız bir, bine kadar bir bir sayabiliriz. İhtilaf ve nifaka düşmek için üç tane zaif sebep sayamazsınız. Ne hikmetse bu üç zaif sebebe sarılmış ve asırlardır bu üç zaif sebep için birbirimizi yiyoruz. Şuurlanmanın ve bir diriliş yapmanın zamanı gelmedi mi? şeklinde değerlendirdi.
ADİL BİR DÜNYA DÜZENİNE İHTİYAÇ VAR
Değer, Veda Hutbesinin önemine değinerek, Peygamber efendimiz veda hutbesi ile evrensel insan hakları beyannamesinin nihai hududunu çiziyor. Beşeri ideolojiler hep iflas etti. Sosyalizm, Komünizm, Faşizm şu anda dünyayı tanzim eden Liberalizm adı altında vahşi kapitalizm hüküm sürüyor. Oda insanların yüzde onuna geçici bir saadet temin ediyor. Yüzde doksanını sefalete sürüklemiştir. Yeni ve adil bir dünya düzenine ihtiyaç vardır. Kültürel, tarihi, dini ve genç neslimizle yeni dünya düzenini inşa edebiliriz. Hem İslam coğrafyasını hem de dünyanın geri kalanına katkı sunabiliriz dedi.
İRANNIN REFAHI BİZE ŞEVK VERİR
İran halkının refahı huzuru iktisaden kalkınmışlığı Türk milleti olarak bize zevk ve şevk verecektir diyen değer, Ben firma olarak 1990 yılında İsfahandan Bender Abbasa petrol taşımacılığı yaptım. 2005 yılında İran Gazdan ve özel iki şirketten geçici ithalatla LPG tanklarını bir yıllığına kiraladım. Birbirimizden çok memnun olduk. Hiçbir ihtilaf yaşamadık. Dürüstçe ve helal kazanç peşinde koşmamız lazım. Önemli bir hususu zikretmek istiyorum. Bütün İslam coğrafyasının en önemli hastalığıdır. Zamanı iyi kullanamıyoruz. Bürokratik işlemleri çoğaltıyoruz. Bu hususlar hem kazancın hem kalkınmanın önündeki en önemli engellerdir açıklamasında bulundu.
STRATEJİK ORTAKLIK MECBURİYETTİR
İki ülke arasında stratejik ortaklığın kurulması gerektiğini dile getiren Değer, Bölgenin iki önemli ülkesi Türkiye ve İran hem ekonomik hem siyasi hem de stratejik ortaklığı kurmak mecburiyetindirler. Türkiye ve İran işadamları bir araya gelip İslam coğrafyasında, Avrupanın ve dünyanın diğer ülkeleri ile müşterek işbirliğine gitmeliler. Bir Ar-Ge merkezi kurup dünyanın hangi ülkesinde hangi sektörde işbirliği yapabiliriz araştırmak ve icraya koymak zorundayız. Bunu yaparken taassubu ideolojilerden arınmış olarak müştereklerimizi ön plana çıkararak yapmalıyız. Müslümanların ve İslamiyetin tealisi, yükselişi iktisaden yükselmekle mümkündür. Asırlardır ihtilafa düştüğümüz veya düşürüldüğümüz konularda bir tek İslam ülkesi karlı çıkmış mıdır? Hal böyle iken bugün başlayıp yeni bir tarih ve gelecek ortaya koyabiliriz. Herkes benim fikrim benim mezhebim benim düşüncem haktır, daha güzeldir demeye hakkı var. Diyebilir. Ama yalnız hak benimdir demeye kimsenin hakkı yoktur. Bu insaf prensibine herkes uymalıdır dedi.
BİRLİKTE İNŞA EDELİM
Değer, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: İhtiyarlanmış, tefessüh etmiş batı dünyasının insanlığa sunacağı bir modeli kalmamıştır. Gelin hep birlikte yeni dünyayı geçmişte olduğu gibi yeniden adalet, hukuk, refah, iktisadi ve ahlaki kalkınmayı birlikte inşa edelim. Hem İslam coğrafyasına hem de tüm insanlığa katkı sunalım. Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyor. Toplantımızın iki ülke yararına olmasını Allahtan diliyorum.
Değerin açıklamaları katılımcılar tarafından ilgi görmesinden dolayı, ikinci bir oturuma da konuşmacı olarak katılım sağladı.
Haber Merkezi