Sayfa Yükleniyor...
MHP Genel Başkan Yardımcısı Atila Kaya Cumhurbaşkanı Erdoğana açık mektup yazdı. Kaya mektubunda, Sizin bir parti sözcüsü gibi meydanlarda dilendiğiniz Devlet Başkanı hitabıdır; benim gönlümden geçen ise, bağımsız Türk yargısının karşısına çıktığınız gün, onurlu bir Türk savcısının dudaklarından dökülecek olandır dedi
MHP Genel Başkan Yardımcısı Atila Kaya Cumhurbaşkanı Erdoğana açık mektup yazdı. Kaya mektubunda, Sizin bir parti sözcüsü gibi meydanlarda dilendiğiniz Devlet Başkanı hitabıdır; benim gönlümden geçen ise, bağımsız Türk yargısının karşısına çıktığınız gün, onurlu bir Türk savcısının dudaklarından dökülecek olandır dedi
SAMİ GÖKÇE/ANKARA
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Atila Kaya Erdoğana gönderdiği mektupta Tarafsızlığı bir kavram olarak algılamanızı beklemek entelektüel düzeyiniz göz önünde bulundurulduğunda size haksızlık olacaktır diye yazdı.
Kaya mektubunda şunları söyledi:
Başkanlık hırsını bir zırh gibi üzerine geçirmiş psikolojinizin size söylettiği garip sözler ve yaptırdığı garip işler vardır. Sizin neyiniz Türk tipi ki, başkanlığınız da Türk tipi olsun!
Ne oldu ki; bırakın sahiplenmeyi hatta söylemeyi- Türk sözünü duymaya bile tahammülü olmayan, Anayasadan Türklüğü çıkartmayı siyasi gayretlerinin baş hedefi gören siz, Türk Tipi bir yönetim modelinden bahseder oldunuz?
AYAKLAR ALTINA ALMIŞTINIZ
Siz değil miydiniz; Türk Milletini 36 etnik parçaya bölen. Şimdi, hangisinin tarihinden, geleneğinden bahsediyorsunuz? Tarih, gelenek yetmezmiş gibi bir de ırkçı duyguları okşamak için genlerden söz ediyorsunuz. Siz değil miydiniz onları ayakları altına alan?
ÜLKEYİ PAZARLIYORDUNUZ
Mesela, siz; Kılıçarslanın Haçlı Seferleri Projesinin eşbaşkanı olabileceğini, Kahraman haçlı askerlerin evlerine dönebilmeleri için dua ediyorum diyebileceğini düşünebilir misiniz?
Mesela, siz; Fatihin dindar ve kindar nesil yetiştirmeyi hedefleyebileceğini düşünebilir misiniz?
Mesela, siz; Yavuzun yargının vatana ihanetten başka derdi yok diyebileceğini, Kanuninin yasalarla yap-boz oynayabileceğini düşünebilir misiniz?
Mesela, siz; Abdülhamidin ben ülkemi pazarlamakla mükellefim diyebileceğini düşünebilir misiniz?
Mesela, siz; Atatürkün Anzavur için veya Şeyh Said için yani ne istendi de 12 yıllık Başbakanlığım döneminde verilmedi diyebileceğini düşünebilir misiniz?
Mesela, siz; İranlı dolandırıcı bir tıfılın, o dilinizden düşürmediğiniz Osmanlınızı rüşvetle esir alabileceğini, Dahiliye Nazırının onun önüne yatmaktan çekinmeyeceğini, rüşvet ve yolsuzluğun fetvalarla meşrulaştırılabileceğini düşünebilir misiniz?
VATAN TOPRAĞINI TERKETTİNİZ
Yine yeri gelmişken; siz hiç Türk tarihinde vatan toprağını savaşmadan bırakıp da atasının türbesini sırtlayıp kaçan sonra bunun büyük bir zafer olduğunu söyleyen devlet adamı gördünüz mü? Mesela, siz; emperyalist güçler ve yerli maşaları tehdit ediyor diye Medine kahramanı Fahrettin Paşanın böyle bir yola başvurabileceğini düşünebilir misiniz?
AMACINIZ ŞİRKET DEVLET
Biliyoruz ki, ideolojik mensubiyetiniz buna engeldir. Sizin dahil olduğunuzu düşündüğünüz şey, sömürgecilik sonrası Arap kimliği arayışından doğmuş olan İhvanın kurguladığı ideolojik bir tarih yorumu ve sınırları belirsiz Darül-İslam kavramıdır. İktidarınız boyunca etkilerine açık olduğunuz liberalizmin şirket olarak tasarlanmış devlet anlayışını da eklemek gerek. Bunları Türk tarihinde bulabileceğinizi sanmak en iyimser yaklaşımla- Türk tarihine yabancılığınızın bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Gerçekten dindar olan insanda kin bulunmaz; biz, sizin sözünüzü sadece maksadımızı anlatmak açısından kullanalım: Eğer, o görmeyi çok arzuladığınız dindar ve kindar nesil gerçekten dindar olursa, minnetinin değil kininin konusu olmayı da göze almış olmalısınız.
Haber Merkezi