Sayfa Yükleniyor...
Türk Sağlık Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, Rusya, İran, Suriye ittifakıyla, Bayır Bucak Türkmenlerine karşı devam eden soykırım ve katliamla ilgili basın açıklaması yaptı
EMİNE YALÇIN
Rusya, İran, Suriye ittifakıyla, Bayır Bucak Türkmenlerine karşı devam eden soykırıma ve katliama tepki gösteren Türk Sağlık Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, Rus, İran ve Esad ittifakıyla Hatayın güneyinde bulunan Bayırbucak Türkmenlerinin katliam tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarını ileri sürdü.
Türk Sağlık Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, Rus, İran ve Esad ittifakıyla Hatayın güneyinde bulunan Bayırbucak Türkmenlerinin katliam tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarını dile getirerek, Rus uçaklarının ağır bombardımanı ve İranın da desteğiyle Türkmen Dağında ilerleyen Suriye ordusu, bölgedeki yüzlerce yıllık Türk varlığına son verme çabası içerisindedir. Vatan toprağını savunan Türkmen kardeşlerimiz, hiçbir DEAŞlının bulunmadığı bölgeye karşı gerçekleştirilen saldırılar sonrasında geri çekilmek zorunda kalmıştır. Suriye Ordusu, Rusya ve İranın desteğiyle; Türkmen Dağına girmiş, stratejik Gımam Tepesinin düşmesiyle ilk adımını attığı Bayırbucak harekatında, bölgenin merkezi durumundaki Kızıldağın da Türkmenlerin elinden çıkmasıyla maalesef, Bayırbucak genelinde Rusya-Esad hakimiyeti kurulmuştur dedi.
TÜRKİYE SÖZ SAHİBİ OLMALI
Saldırıların amacının Türkiye ile Suriye arasında Türkmensiz bir hat oluşturmak ve bölücü örgüt ve İsrailin arzuladığı Büyük Kürdistan emeline biraz daha yaklaşmak olduğunu da iddia eden Doğruyol, Bölgeden çığlıklar yükselmekte, yüreklerimiz yanmaktadır. Yetkililer, Türkmen kardeşlerimize her türlü desteği vermek için bütün imkanları kullanmalıdır. Nasıl ki İran, Şiiler gerekçesiyle bölgede söz sahibi ise Türkiye, Türkmen kardeşlerimiz için söz sahibi olmalı gereği ne ise yapmalıdır diye konuştu.
TÜRK MİLLETİ AKLINI BAŞINA ALMALI
Doğruyol, Türk milletinin artık aklını başına alması gerektiğini de ifade ederek, En azından terör örgütü yandaşlarının Kobaniye sahip çıktığı kadar, Filistin için olduğu kadar, yanı başındaki Türkmen kardeşine sahip çıkmalıdır. Bugün Hatay sınırımızdaki kardeşlerimizin bile can ve mal güvenliğini sağlayamayacaksak, stratejik derinlikten, bölgede söz sahibi olmaktan, yeni Osmanlıcılıktan dem vurmanın hiçbir anlamı yoktur. Her zaman dile getirdiğimiz gibi bu vatanın sınırları, Türkün yaşadığı en uzak yerden başlar. Eğer bizler, sınırımız dışındaki kardeşlerimizi koruyamazsak, yakın bir gelecekte vatanımız, Devletimiz ve sınırlarımız içindeki vatandaşlarımız da tehdit altında kalacaktır. Türkmen dağı Güney sınırımızın adeta kalesidir. Unutulmamalıdır ki, bu gün Esed güçlerinin Türkmen bölgelerine saldırmasının altında Türkiyenin Yanlış Suriye politikası vardır. Türkiyenin çıkarlarından ziyade, sözde müttefik batı ülkelerinin çıkarları doğrultusunda oluşturulan dış politikalar iflas etmiştir. Yeni kurulacak olan hükümetten beklentimiz o dur ki, günübirlik değil, elli yıllık, yüz yıllık uzun soluklu milli dış politikalar üretilmesidir şeklinde konuştu.
YİNE ÖKSÜZ KALAN TÜRKMENLER OLDU
Doğruyol, Kerkükte, Musulda, Süleymaniyede, Tuzhurmatuda yapılan stratejik yanlışlıkların, şimdide Suriyede yapıldığını ve faturasının Suriye Türkmenlerine kesildiğini ileri sürdü. Doğruyol, ABD, İsrail ve pek çok Avrupa ülkesi PYDye, Rusya, İran ve Esad güçlerine her türlü desteği verirlerken, yine öksüz, sahipsiz ve ortada kalanlar Türkmen kardeşlerimiz olmuştur. Bu bakımdan hem stratejik olarak hem de insani bakımdan Bayır-Bucak Türkmenlerine korumak ve bölgedeki katliamı ortadan kaldırmak hayati derecede önem taşımaktadır. Bu bölge Türkmen kontrolünden çıkarsa, Suriye sınırımızda bir PKK/PYD hattı kurulacak ve Türkiye, Suriye sınırı terör örgütünün hakimiyeti alanına girecektir. Bu aşamada Türkiye, dış politikasını mutlak surette gözden geçirmeli ve değerli yalnızlık politikası yerine, aramızda kan, tarih, dil ve kültür bağı olan tüm kesimleri arkasına alarak yeni bir strateji belirlemelidir ifadelerini kullandı.
ÖNCE İNSAN DİYORUZ
Zamanında Rabia için, Filistin için gözyaşı dökenlerden, bugün aynı hassasiyeti göstermelerini beklediklerini de sözlerine ekleyen Doğruyol, sözlerini şu şekilde bitirdi: Elbette İnancımız, kültürümüz ve vicdani sorumluluğumuz gereği dili, dini, ırkı, meşrebi her ne olursa olsun önce insan diyoruz. Ve haykırıyoruz; dünyanın pek çok bölgesinde hakları gasp edilen, işkence gören öldürülen Türkler de insan. Türk devleti, büyük olacaksa sınırlarımız dışındaki kardeşlerimize sahip çıkmakla büyüyecektir. Tarih bu sorumluluğu Türkiye Cumhuriyetinin omuzlarına yüklemiştir. Bölgede yaşananlara, başta Türk Hükümeti olmak üzere tüm dünya devletleri kısa zamanda müdahale etmeli ve Türkmenler üzerinden devletimize karşı oynanan bu oyun mutlak surette bozulmalıdır. Özetle bu millet artık görmelidir ki Türkün Türkten başka dostu yoktur.
Haber Merkezi