Sepsis kalp krizinden sık görülüyor

Türk Yoğun Bakım Derneği Üyesi Prof.Dr. Kubilay Demirağ ev sahipliğinde Sepsis’e bağlı ölümlerin azaltılmasına yönelik eylem planları açıklandı


  • Oluşturulma Tarihi : 12.09.2015 07:33
  • Güncelleme Tarihi : 12.09.2015 07:33
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sepsis kalp krizinden sık görülüyor

EMİNE YALÇIN

Türk Yoğun Bakım Derneği Üyesi Prof.Dr. Kubilay Demirağ ev sahipliğinde düzenlenen kamuoyunu bilgilendirmek adına yapılan basın toplantısına kronik akciğer hastalığı ve akciğer enfeksiyonu nedeniyle Sepsis ile yoğun bakımda verdiği yaşam savaşını kazanan 41 yaşındaki Kemal Akdağ’da katıldı.

“ÖLÜME KADAR GÖTÜREN BİR HASTALIKTIR SEPSİS”

Türk Yoğun Bakım Derneği Üyesi Prof.Dr. Kubilay Demirağ, 2012 yılından bu yana 13 Eylül’ün Dünya Sepsis Günü olarak kutlandığını belirterek, vücutta bir enfeksiyon meydana geldiğinde ortaya çıkan enfeksiyona karşı vücudun savaş açtığını belirtti. Demirağ, “Vücudun açmış olduğu savaş eğer ki kontrolden çıkarsa aşırı miktarda olursa kendi kendine zarar vermeye başlıyor. Akla gelebilecek en ağır enfeksiyon hastanın kendi organlarına zarar veriyor. Sonuç olarak organ yetmezliklerine erken tedavi edilmezse ölüme kadar götüren bir hastalıktır Sepsis” diye konuştu.

“5 YAŞINA GELMEDEN HAYATLARINI KAYBEDİYORLAR”

Yılda yaklaşık 30 milyon kişide Sepsis’in geliştiğini de sözlerine ekleyen Demirağ, 30 milyon kişide gelişen Sepsis’in yüzde 10 civarında arttığını da söyledi. Her geçen yıl mevcut olan rakamın arttığını öne süren Demirağ, “Maalesef ölüm oranı çok yüksek. Yüzde 15 ile yüzde 60 arasında ölüm oranları bildirilmiş. Ama kabul edilen yüzde 30 ile yüzde 50 arası. Bu çok yüksek bir oran. Yani bu oranlara bakıldığında yılda 8 milyon kişi Sepsis hastalığından yaşamını yitiriyor. Bu sayısının 5 milyonunda da yeni doğan ve 5 yaşına gelmeden ölen çocuklar yer alıyor. Bu hastalık çok büyük bir halk sağlığı problemi” şeklinde konuştu.

“SEPSİS DÜNYADA Kİ EN BÜYÜK TEHLİKE”

Demirağ, dünyada Sepsis hastalığının kalp krizinden daha sık görüldüğünü ileri sürerek, akciğer, meme ve prostat kanserinin toplamından daha fazla ölüme yol açtığını söyledi. Dünyada en büyük tehlikenin Sepsis hastalığı olduğunu da iddia eden Demirağ, “Çok fazla hasta Sepsis oluyor. Bu hastaların bazıları sağlık kuruluşlarına geç başvuruyor. Dolayısıyla ortaya çıkan ölümlerde Türkiye için bir problem teşkil ediyor” dedi.

“TOPLUMA OLAN KATKILARINI DA KAYBEDEBİLİYOR”

Her şeyin başının sağlık olduğunu ancak işin birde mali boyutu olduğuna dikkat çeken Demirağ, bu hastalığın yüksek maliyetler sonucunda tedavi edildiğini söyledi. Demirağ, “Hastaların birçoğu yoğun bakımlarda yattığı için yapılan tedavilerin çok pahalı olduğu yerler bunlar. ABD’de Sepsis hastalığı için 20 milyar dolar harcanıyor. Almanya’da ise 5 milyar Euro harcanırken İngiltere’de 2 milyar sterlin harcanıyor. Türkiye içinde benzer rakamların ortaya çıktığına eminim. Hatta ve hatta olay hastaneye yatıp da orada ortaya çıkan maliyetle de bitmiyor. Sepsis hastaları yoğun bakımdan çıktıktan sonra topluma olan katkılarını da kaybedebiliyorlar. Depresyona giren hastalarımız oluyor. Kalıcı sakatlıklarla taburcu olan hastalarımız oluyor. Bu durumda bizim için ciddi bir sorun” ifadelerini kullandı.

“ÖLÜM OLASILIĞINI YÜZDE 8 ORANINDA ARTIRIYOR”

Demirağ, tedavide en önemli yaklaşımlardan birinin erkenden uygun antibiyotik tedavisine başlanması olduğuna da dikkat çekerek, “Antibiyotik tedavisine ne kadar erken başlanırsa başarılı olma şansı o kadar fazladır. Sepsis’de antibiyotik tedavisine başlanılmasında 1 saatlik gecikme ölüm olasılığını yüzde 8 oranında artırıyor” diye konuştu.

“MUTLAKA DOKTORA GİDİLMESİ GEREKİYOR”

Demirağa, Sepsis hastalığının en belirgin bulgularını ise şu şekilde sıraladı: “Yüksek ateş, hastanın kendini ileri derecede halsiz ve bitkin hissetmesi, hastanın tansiyonundaki düşmeler, baygınlık geçirmesi ve nabzının çok hızlı ya da yavaş atıyor olmasıdır. Bu bulgular bizim için önem teşkil ediyor. Bulgular gerilemiyor hatta daha da ileri gidiyorsa mutlaka doktora gidilmesi gerekiyor.”

10 Sefer Öldüm

Yoğun bakımda verdiği yaşam savaşını kazanan 41 yaşındaki Kemal Akdağ ise son 1 yıldır sıkıntı yaşadığını ancak antibiyotik kullandığında kendisini daha iyi hissettiğini anlatarak, hastaneye kaldırıldığı gecede fenalaştığını ve hiç nefes alamadığını söyledi. Akdağ, “Yürümeyi bırakın konuşamıyordum bile. Ambulansa binmek için evden aşağı inerken 10 sefer öldüm. 12 gün boyunca Ege Üniversitesi’nde yattım. Şu an çok iyiyim. 25 yıl boyunca sigara kullandım. Yoğun bakımdan çıktığımdan bugüne daha hiç içmedim. İçmeyi de düşünmüyorum. Çünkü içtiğim suyun yediğim yemeklerin lezzetini hiçbir şeye değişmem” şeklinde konuştu.

 

Haber Merkezi