BAŞARININ SIRRI

Milli Eğitim Bakanlığı’nın “2023 vizyonu” çerçevesinde eğitim alanında önemli çalışma ve düzenlemeler yaptığı bilinmektedir.

Öğrenciyi merkeze alan müfredat değişikliğinin yapılması; geçerliliğini yitirmiş, şekilsel, anlamsız ve gereksiz bilgi yığınının eğitim programlarından ayıklanması; eğitimin çocukların yaş ve gelişim özelliklerine göre kademelendirilmesi; dershanelerin kapatılması, her öğretmen ve öğrenciye tablet bilgisayar verilmesi gibi çalışmalar bu kapsamda sayılabilir.

Elbette bu çalışmaların her biri çok önemli ve değerlidir. Ancak özellikle bunların içinden, Seviye Belirleme Sınavı’na (SBS) nazaran yan etkisi ve stres katsayısı epey az olan TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretim Geçiş) düzenlemesi çok önemlidir.

Çünkü Seviye Belirleme Sınavı (SBS) vb. sınavlar, temel eğitimin ilk yıllarında, kendini gayet güzel ifade eden, şaka yapan, oyun oynayan, şarkı söyleyen, soru soran, sorgulayan, kısacası her şeyiyle doğal ve cıvıl cıvıl olan çocuklarımızın, süreç içinde aşamalı bir şekilde bu özelliklerini kaybettirmekten ve adeta dut yemiş bülbüle döndürmekten öte bir işe yaramamıştır. Dolayısıyla sınav faktörü ve buna bağlı olarak sınav stresi azaltıldıkça, çocuklarımız daha çok müziğe, spora, edebiyata ve diğer sosyal ve kültürel aktivitelere zaman ayırabilecek ve böylece yeteneklerini geliştirme şansını bulacaklardır.

Çocuklarımızın hayata hazırlanması ve doğru yetişmesi için müzik, spor, edebiyat ve diğer sosyal ve kültürel aktiviteler önemlidir ifademizden, “akademik eğitim önemli değildir” anlamı çıkarılmamalıdır.

Çocuklarımızın hayatta başarılı olmaları ve üst öğretim kurumlarında eğitim görmeleri için, sosyal ve kültürel aktiveler ve çalışmalar kadar elbette akademik eğitim de önemlidir. Burada esas göz ardı edilmemesi gereken temel husus; sosyal ve kültürel çalışmaları akademik başarının önünde engel olarak görmemektir. Çünkü sosyal ve kültürel çalışmalar ile akademik çalışma birbirinin rakibi değil, bilakis birbirini besleyen ve tamamlayan unsurdur. Aslında temel sorun, planlı ve programlı çalışmamaktan ve öğrenilmiş çaresizlik sendromundan kaynaklanmaktadır.

Bu bağlamda, birçok öğrenciden duyulan “çok çalışıyorum ancak beklediğim başarıya bir türlü ulaşamıyorum.” tarzı serzenişler,  verimli ders çalışma yöntemlerinin bilinmemesi veya bu yöntemlere yeterince uyulmamasından kaynaklanmaktadır. Çünkü sağlıklı, sistemli, kalıcı ve mutlak bir başarıya ancak belli bir plan ve programa dayalı bir çalışma neticesinde ulaşılabilmektedir.

Verimli ders çalışma yollarına uygun çalışma şekli, kişiyi başarıya götüren en önemli faktörlerden biridir. Hayatın bazı alanlarındaki başarılar için, belki bir yere kadar şans faktöründen söz edilebilir. Ancak eğitim alanındaki başarılar için kesinlikle şanstan veya tesadüften söz edilemez. Çünkü her başarının temelinde inanç, azim, emek, özveri ve bilgi vardır. Bunlar başarı için olmazsa olmaz faktörlerdir. Birçok öğrenci; “Acaba günde kaç saat ders çalışırsam başarılı olurum?” sorusunu kafasına takmaktadır. Burada herkes için geçerli olacak saat miktarını vermek de pek uygun ve mümkün değildir. Çünkü her öğrencinin potansiyeli ve öğrenme süresi birbirinden farklıdır. Bu noktada, her öğrencinin dersin yoğunluğuna ve hazırlandığı sınava göre kendine uygun bir saat miktarını ayırması önem taşımaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken temel husus, sınavlara hazırlanan bir öğrencinin okul derslerini de ihmal etmeden günün %15-20’ini ders çalışmak için kullanması uygun olabilir.

Öğrenci ders çalışırken, 40-50 dakika ders çalışıp 10-15 dakika ara vermesi ders çalışma verimini arttırdığı bilinmektedir. Her öğrencinin bir diğerinden farklı olduğu gerçeği, her öğrenci için ders çalışma ve başarıya ulaşma yolunun da farklı olacağını göstermektedir. Bu nedenle, en güzeli “kişiye özgü ders çalışma planının”  öğrenci, veli ve okul rehberlik servisi işbirliği ile hazırlanmasıdır.

Çünkü her öğrencinin kişisel koşulları, zeka türü ve dersleri algılama düzeyi farklı farklıdır. Başarının sırı da, “kişiye özgü ders çalışma planı”na uygun hareket etmekte ve  “verimli ders çalışma öğelerini” doğru ve etkin kullanmakta saklıdır.

BAŞARININ SIRRI