2

Hizmetkar Olmak


  • Oluşturulma Tarihi : 30.12.2015 08:52
  • Güncelleme Tarihi :

İnsanoğlu yaratılışı gereği toplu halde yaşayan bir varlıktır. Çünkü sınırsız ihtiyaçlarını başka insanların desteği olmadan karşılaması mümkün değildir. Toplu yaşam, tarihin ilk dönemlerde daha çok temel ihtiyaçları karşılamak için oluşan ve işleyen toplu yaşam şekli, süreç içinde büyük bir işbölümü ve işbirliği halinde gelişerek günümüzdeki muazzam yapıya dönüşmüştür. Yıllar ilerledikçe artan meslekleşme, işbölümü ve uzmanlaşma sayesinde her insan her işini kendi görmeye çalışmaktan kurtulmuştur. Eğer toplu yaşam, dolayısıyla işbölümü, dayanışma ve uzmanlaşma olmasaydı, en basitinden her insan,  kendi elbisesini kendisi dikmek ve ekmeği için de buğday tarımıyla uğraşmak zorunda kalacaktı. Doğal olarak da bir insanın tek başına bütün bu işlerle uğraşması mümkün değildir.

Geçmişte toplum/devlet kavramı üzerine kafa yormuş, bu kavramı açıklamaya ve tanımlamaya çalışmış Platon, Aristoteles, Farabi ve İbn-i Haldun gibi birçok ünlü düşünürün bu konuya ilişkin görüşlerine bakıldığında da, bu durum açıkça görülmektedir.  Bu bağlamda, “toplum/devlet” kavramına ilişkin özet olarak, Platon’un: “İnsanlar, kendi kendilerine yetmedikleri ve başkalarına ihtiyaç duydukları için toplumu oluşturduklarını”, Aristoteles’in: “Devletin, doğanın bir devamı ve insanın doğasına bağlı olarak ortaya çıkan organik bir varlık olduğunu.” Farabi’nin: “Bütün insanlar, ihtiyaçlarını giderebilmek için birbirleriyle yardımlaşmaya ve birlikte bulunmaya muhtaç olduklarını.” ve İbn-i Haldun’un ise: “Toplum, insanların birbirine muhtaç olmasından dolayı çıkmıştır.” Dediği bilinmektedir.

Bugün içlerinde çok sayıda kişinin barındığı ve birçok sosyal donatıları olan apartmanlar/siteler de, yukarıda sözü edilen toplu yaşama ihtiyacının doğal bir sonucudur. Bu apartmanlar/siteler, özellikle yönetim işleyişleri itibariyle devlete benzeyen birçok boyutu söz konusudur. Şöyle ki; Devleti oluşturan insanlar,  kendilerini yönetecek bir kişiyi başkan, güvenliklerini sağlaması için  asker/polis, eğitimleri için öğretmen, sağlıklarıyla  ilgilenmesi için doktor, vs. görevlendirirler. Bunların giderlerini de, “vergi” adı altında topladıkları para ile karşılarlar. Apartman/site yönetiminde de işleyiş, üç aşağı beş yukarı buna benzemektedir. Site sakinleri de bir araya gelerek, sitenin ortak alan ve yapılarla ilgili bakım, temizlik ve güvelik gibi bir takım hizmetlerin gereği için site yönetimini, kapıcısını, bahçıvanını, güvenlik görevlisini, vs. görevlendirirler. Bunların giderlerini de “apartman veya site aidatı” adı altında topladıkları ortak paradan karşılamaktadırlar.

Peki, bugün apartmanlarda veya sitelerde ikamet eden kişilere hizmet etmek ve onların hayatını kolaylaştırmak üzere göreve getirilen yönetici, kapıcı, bahçıvan, güvenlik, vs. personelin, apartman/site sakinlerine afra tafra yapması, onlara tepeden bakması, “bugün git yarın gel” demesi veya ürettiği hizmette karşılık aylığının dışında onlardan menfaat sağlamaya kalkışması mümkün mü? Elbette mümkün değildir.

O halde, devleti, apartman veya siteye bakan yönü ile değerlendirdiğimizde, bu durumun, topluma hizmet etmek üzere göreve getirilen başkan, bakan, vali, asker, savcı, hakim, müdür, öğretmen, doktor, şef, memur, hizmetli, velhasıl-ı kelâm tüm kamu görevlileri için de geçerli olması gerekmez mi?

Unvan ve statüsü ne olursa olsun, tüm kamu görevlilerinin, “halkı işveren, kendilerini hizmetkâr” olarak görmeleri ve görevlerinin her aşamasında bu anlayış içinde hareket etmeleri; çağdaş, şeffaf, demokratik ve insan odaklı devlet anlayışının olmazsa olmazıdır. Bireylerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğu ile insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi, büyük ölçüde buna bağlıdır.

Hizmetkar Olmak
Abdulkadir Yıldız
Yazarımız Kim ?

Abdulkadir Yıldız