Eyyam-ı Bahur Sıcakları


  • Oluşturulma Tarihi : 25.07.2025 08:45
  • Güncelleme Tarihi : 25.07.2025 08:45

Türkiye, Eyyam-ı Bahur Sıcaklarının etkisi altına girmiş durumda. Yaz mevsiminin en kavurucu günleri olarak bilinen Eyyam-ı Bahur sıcakları, özellikle temmuz ayının sonu ile Ağustos ayının başı arasında etkisini gösteren ve halk arasında “yazın cehennem günleri” olarak da anılan özel bir dönemdir. Arapça kökenli “Eyyam-ı Bahur” ifadesi, “boğucu sıcak günler” anlamına gelir. Bu dönemde hava sıcaklıkları rekor seviyelere ulaşır, nem oranı artar ve özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik rahatsızlığı olan bireyler için ciddi sağlık riskleri oluşur.
Eyyam-ı Bahur, meteorolojik bir olgu olmakla birlikte kültürel belleğimizde de derin bir yer edinmiştir. Eski halk takvimlerinde yıl, çeşitli periyotlara ayrılır ve bu dönemler doğa olaylarıyla ilişkilendirilirdi. Eyyam-ı Bahur da bu takvimlerde en sıcak zaman dilimi olarak kayda geçmiştir. Anadolu’da bu günler, aynı zamanda tarım faaliyetlerinin en yoğun olduğu ve su kaynaklarının giderek azaldığı zamanlara denk geldiği için çiftçiler tarafından dikkatle takip edilirdi. Bu dönemde sıcak hava kütleleri, özellikle Basra Körfezi üzerinden gelen çöl kökenli kuru ve sıcak rüzgarlarla birleşerek Türkiye’nin güney ve batı bölgelerinde etkisini daha da artırır. Günlük hava sıcaklıkları 40 derecenin üzerine çıkabilirken, hissedilen sıcaklık nemle birlikte çok daha yüksek seviyelere ulaşır. Bu da insan vücudu üzerinde ciddi baskı oluşturur. Baş dönmesi, tansiyon düşmesi, güneş çarpması gibi sağlık sorunları bu günlerde daha sık görülür. Bu nedenle uzmanlar, bol su tüketilmesini, güneşin dik geldiği saatlerde dışarı çıkılmamasını ve hafif giysiler tercih edilmesini önerir.
Eyyam-ı Bahur, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik olarak da etkili olabilir. Aşırı sıcaklar nedeniyle insanların sabırsızlaştığı, uyku düzenlerinin bozulduğu ve gündelik yaşamın zorlaştığı gözlemlenmiştir. Kent yaşamında klima ve serinletici sistemler bir nebze çözüm sunsa da kırsal bölgelerde bu koşullarla başa çıkmak daha zor olabilir. Ayrıca, bu dönemde yangın riski de artar. Özellikle ormanlık alanlarda dikkatsizce bırakılan bir kıvılcım, büyük felaketlere yol açabilir. Bu nedenle Eyyam-ı Bahur sadece bireysel önlemler değil, toplumsal sorumluluk da gerektirir.
Son yıllarda küresel ısınmanın etkisiyle Eyyam-ı Bahur sıcaklıkları daha uzun sürmekte ve daha yoğun hissedilmektedir. İklim değişikliği, bu tür ekstrem hava olaylarının sadece daha sık yaşanmasına değil, aynı zamanda daha yıkıcı sonuçlar doğurmasına da neden olmaktadır. Bu durum, doğayla daha dengeli bir ilişki kurma zorunluluğunu açıkça ortaya koyar.

Eyyam-ı Bahur Sıcakları
Buse Deli
Yazarımız Kim ?

Buse Deli