Sayfa Yükleniyor...
Günümüzde birçok insan, sosyal ortamlarda rahatsızlık duyma, başkalarıyla iletişim kurma korkusu ve yoğun bir endişe hissetme durumuyla karşı karşıya kalıyor. Bu durum, sosyal anksiyete bozukluğu olarak adlandırılan bir durumu ifade ediyor. Sosyal anksiyete, insanların sosyal etkileşimlerde kaygı ve stres yaşamasına neden olan yaygın bir psikolojik sorundur. Ve günümüzde sanıldığından çok daha fazla kişinin muzdarip olduğu bir sağlık sorunudur.
Sosyal anksiyete, sosyal durumlar veya performans beklentileri karşısında yoğun bir endişe ve kaygı hissetme durumudur. Topluluk önünde konuşma yapma, toplumsal etkinliklere katılma, tanımadığımız insanlarla konuşma gibi durumlar sosyal anksiyetenin tetikleyicileri olabiliyor. Sosyal anksiyete yaşayan insanlar, genellikle olumsuz değerlendirilmekten, utanç duyulmaktan veya diğer insanların gözünde rezil duruma düşmekten endişe ederler.
Sosyal anksiyete kendisini, kalp çarpıntısı, terleme, titreme, mide bulantısı, nefes almada zorluk, kas gerilimi ve panik atak gibi fiziksel belirtiler ile gösteriyor. Psikolojik olarak ise kişide, sürekli endişe hissi, kendine güvensizlik, sürekli kendini eleştirme ve sosyal durumlardan kaçınma gibi belirtiler gözlenebiliyor. Sosyal anksiyete, insanların sosyal ilişkilerini, iş hayatını ve genel yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Sosyal anksiyeteyi, görünmez bir duvar olarak nitelendirilebiliriz çünkü kişinin gerçekleştirmek istediği faaliyetlerde bir duvar misali önünde durarak eyleme geçmesine izin vermez. Bunun yanı sıra sosyal anksiyete dışarıdan bakıldığında anlaşılması güç bir sağlık sorunudur. Bir kişi dışarıdan oldukça sakin ve rahat görünebilirken, iç dünyasında yoğun bir kaygı ve stres yaşayabilir. Bu durum, sosyal anksiyete bozukluğunun yaygınlığını da göstermektedir. Birçok insan bu mücadeleyi sessizce yaşar ve başkalarının anlamasını veya fark etmesini bekler.
Sosyal anksiyeteyle başa çıkmanın çeşitli yolları olduğu söylenir. Öncelikle, sorunu tanımak ve kabul etmek gerekmektedir. Bunun yanı sıra destek aramak, terapi veya danışmanlık hizmetlerinden faydalanmak da yardımcı olabilir. Kişinin kendini rahat hissettiği ve güvendiği sosyal etkinliklere yavaş yavaş katılması da tedavi sürecinde önemli bir adımdır. Ayrıca, rahatlama tekniklerini öğrenmek, düzenli fiziksel aktivite yapmak, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve sosyal becerileri geliştirmek de bu hastalığın önüne geçmekte etkilidir derler. Ancak psikolojik bir rahatsızlık olan bu hastalığın tedavi edilmesi bence sanıldığından daha zordur. Ve bu hastalığa sahip olan biri olarak söyleyebilirim ki en önemli şey hastalığın üzerine gitmektir.
Sonuç olarak, sosyal anksiyete birçok insanın görünmez mücadelesi haline gelmiştir. Bu durumu anlamak, empati göstermek ve destek olmak önemlidir. Sosyal anksiyete ile yaşayan insanların, korkularını ve endişelerini paylaşmaları için güvenli bir ortam sağlamak ve onlara destek olmak, onların güçlenmesine ve bu sorunla başa çıkmalarına yardımcı olabilir.