Sayfa Yükleniyor...
Bolu’nun Kartalkaya Kayak Merkezi’nde meydana gelen yangın, sadece bir otelde yaşanan felaketin ötesinde, ülkenin yangın güvenliği anlayışını sorgulayan, vicdanları sızlatan bir trajediye dönüştü. 79 kişinin hayatını kaybetmesi, onlarca kişinin yaralanması ile Türkiye’nin yüreğini dağlayan bu facia, arkasında derin soruları ve kaygıları bırakıyor. Çünkü sadece yangın değil, bu tür olayları engelleyecek güvenlik önlemlerindeki eksiklikler de bir o kadar yıkıcı.
Yangının gece yarısı başlamasıyla, otelin dış cephesinin ahşap kaplaması nedeniyle hızla yayıldığı belirtiliyor. Görülen o ki, dış yapının yangın güvenliği açısından ne denli tehlikeli olduğu bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Yangın anında, otel misafirleri canlarını kurtarabilmek için çarşafları birbirine bağlayarak pencerelerden sarkmak zorunda kaldılar. Kimi çaresizlik içinde yardım çağrısında bulundu, kimisi ise her şeyin bitmiş olduğunu düşündü. Ama esas soru şu: Bütün bu dram yaşanırken, güvenlik önlemleri nerede eksikti?
Otelin içinde bulunan yangın merdivenlerinin yetersizliği, facianın boyutlarını büyüten bir diğer faktör. İddiaya göre, otelde iki yangın merdiveni bulunuyordu ama bu merdivenler binanın içinde yer alıyordu. Yani yangın başladığında bu merdivenlerin dumanla dolması, misafirlerin tahliye olmasını engelledi. İyi bir yangın güvenliği, sadece yangın tüpleriyle, alarmlarla değil, bu tür hayati önlemleri de içeriyor. Ancak Kartalkaya’daki otelde bu önlemler, ne yazık ki yetersiz kaldı.
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı, yapılan DNA testleri sonucunda hayatını kaybedenlerin sayısının 79’a yükseldiğini duyurdu. Yaralıların durumu da endişe verici; 51 yaralıdan 12’sinin tedavisi hâlâ devam ediyor. Bu, bir otel yangını için, hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bir durum. Bir otelde yaşanan bu kadar büyük kayıp, sorumluluğun sadece otel sahiplerine ya da işletmecilerine ait olmadığını, yangın güvenliği standartlarının genelde eksik olduğunu gözler önüne seriyor. Ne yazık ki, bu tür olayların sık sık yaşandığı ülkelerde, felaket yaşanmadan önlemler alınmıyor. Oysa herkes biliyor ki, bir felaketin öncesinde alınacak önlemler, sonrası kadar can yakıcı olabiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, olayın sorumlularının hesap vereceğini ifade etti. Ancak bu hesaplaşma sadece bir soruşturma ve cezai işlemle sınırlı kalmamalı. Yangın güvenliği konusunda ciddi reformlar yapılmalı hem mevcut otellerde hem de yeni inşa edilen yapılarda bu konuda çok daha katı düzenlemeler getirilmelidir. Bu facia, her şeyden önce, devletin ve ilgili kurumların denetim süreçlerinde ne denli eksik olduğunu da gösteriyor. Çeşitli standartlara uyan, sıkı denetimlerin yapıldığı bir sistem, belki de bu acı olayın önüne geçebilirdi.
Olayda kaybedilen 79 can, sadece birer rakam değil, geride kalan aileler, dostlar, sevdikleridir. Bu tür olayların önüne geçmek için sadece tepki göstermek yetmez, daha fazla hayat kaybolmadan somut adımlar atılmalıdır. Çünkü bir kez daha anlaşıldı ki, yangın güvenliği sadece yangın anında değil, her an, her durumda düşünülmesi gereken bir mesele olmalıdır.