2

Afrika Notları 11: Hoşçakal Somalia


  • Oluşturulma Tarihi : 02.05.2018 06:38
  • Güncelleme Tarihi :

Bu gün ‘son’ gün. Klasik bir cümlede ‘Nasıl geçti anlayamadık’ derler hani, belki tekrarı gibi olacak ama gerçekten de böyle olduğu oluyormuş. Sanki Somali’ye korka korka gelişimiz dün gibiydi. Türkiye’den, yılbaşından hemen sonra, soğuk bir ocak gününde geldiğimiz ve tam tamına dört ay (120 gün) kaldığımız bu ülkeden, sıcak bir nisan günü ayrılıyoruz. Gerçi biz ocak ayında buraya geldiğimizde de burası şimdikinden sıcaktı. ‘Sıcak’ dediğime bakmayın siz. Biz Türkiye’de yaşayanlar olarak, buranın ekvatora yakın olması nedeniyle çok sıcak olacağı ile ilgili yanlış bir kanaate sahipmişiz. Demek ki coğrafya dersi anlatılırken ben o derste başka bir şeyle ilgilenmişim. Ya da coğrafya öğretmenimiz de buraya hiç gelip görme olanağı bulamadığından herkes gibi ‘Ekvatora yakınsa çok sıcaktır’ diye düşünüp bizi bilgilendirmiş. Bizim amacımız coğrafi bilgi vermek değilse de okuyucuca bir iki bilgi vermenin de bir zararı olmaz. Efendim mevsim itibari ile burada şu an yağmur mevsimi yaşanıyor ve sıcaklık 15-25 derece arasında. Sanırım Somali’nin en çok ne sıcak- ne de soğuk bu havasını özleyeceğim.

Ne güzel bir hava! Burada iç çatışmalar olmasa senenin on iki ayı Turist gelebilecek muhteşem kıyılara, yer yer tropik ormanlarla kaplı, senede 3-4 defa ürün alınabilecek uçsuz bucaksız verimli topraklara sahip bir ülke.

Ahh bu çatışmalar!

27 yıldır süren ve bu güzel ülkeyi yaşanmaz hale getiren çatışmalardan herkes rahatsız. Herkes “inşallah bir gün çatışmalar biter” derken bile kendi kabilesinin en zeki, en çalışkan, en güçlü olan kabile olduğunu söyleyebiliyor. Ne büyük bir çelişki! Diğer yandan insanlar ne yapsınlar? Güçlü, merkezi bir hükümetin olmamasından kaynaklanan boşluktan ve bu boşluklardan ortaya çıkan hukuksuzluklardan kaçınmak için güvenli limanlar arıyorlar. Oysa bu ülkeye hakim olma ve güç savaşlarının taraflarından biri Kabileler ve örgütler. Hepsi bu güzel ülkeye sahip olmak için öldürüyor. Bunları Somali’de pek çok çıkarı olan başka coğrafyadaki ülkelerin yanı sıra Somali’nin ‘daha güçlü’ olmasından çekinen komşu ülkeleri de katabiliriz. Hasılı herkes şikayetçi ama yine de kabilecilik tam gaz gidiyor.

Son gün olması nedeniyle kafamda yaşadıklarımı düşünmeye çabalıyorum. Hep aynı şeyler sanki. Hastalar, ameliyatlar, aciller, icaplarla geçen yoğun bir dört ay. Burada 4 ayda yaptığım ameliyatı Türkiye’de bir yılda yapmıyorum! Üstelik öyle normal, sıradan ameliyatlar da değil. Başka bir hastanede açılmış, yapılamamış, hatta tamamen mahvedilmiş, gecikmiş hastalar… Buradaki Uzman ve asistan arkadaşlarımla hemen tümünü son güne kadar başarıyla tedavi ettik. Ayrılacağımız belli olduktan sonra “Hocam; beraber çok iyi şeyle yapıyorduk, neden dönüyorsunuz?’ sorusuna verilecek mantıklı bir cevabım yoktu. Devlet bize ‘gidip çalışır mısın?’ dedi, geldik ve fazlasıyla çalıştık. Ama bize ‘nasıl gidiyor işler? Ameliyat planladığın, tedavi bekleyen hastaların var mı?’ diye sormadılar. Son güne kadar ne olacağımızı bilemedik. Haliyle ameliyat randevusu verdiğimiz, tedavi olmayı bekleyen hastalarımızı apar topar bıraktık. Bu durumdan dolayı gerek oradaki ekip arkadaşlarım, gerekse benim onları tedavi edeceğimi düşünen hastalım kırılacaktır. Ama şahsen, kişi olarak yapabileceğim bir şey yok. Benim elimde olsa bir süre daha kalmayı isterdim. Ama…

Aması çok. Ama biz bu ‘ama’ları açarsak alınacak olan birileri bize oraya bir daha gidebilmenin yollarını kapatabilir. Biz bize ihtiyacı olan insanlara bir daha gidebilme şansımızı kaçırmamak adına şimdilik susalım.

Dört ay önce beraber geldiğimiz ekipten bazıları kaldı. Oradaki arkadaşlarıma ‘Her giden kalandan bir şeyler götürür’ derdim bizden önce dönenlerin ardından. Giden de bir şeyler bırakıyormuş geride, şimdi anladım. Valizime eşyaları doldururken farkında olmadan gözüm de doldu. Çalıştığım odama, koridorlara, bahçeye, bisiklet sürdüğüm yola, voleybol oynadığımız sahaya ve yattığım odama son kez ayrıntılı bir şekilde baktım. Ölmeden önce gözümün önünden bir film şeridi gibi geçecek olan sahnelerin içinde bunlar da olsun istiyorum.

Vedalar... vedalar…

En sevmediğim anlardır onlar. Bu yüzden gidenlerin gönderildiği günlerde, onlarla veda etmeye hiç gitmedim. Ev arkadaşlarımın da bana veda etmeye gelmesini istemedim. Dört aydır beraber aynı evde kaldığım (Daha doğrusu acil ameliyatlardan arta kalan küçük zaman aralıklarında zaman zaman evde karşılaştığımız) ortopedi uzmanı ev arkadaşım vedalaşırken dolan gözlerini kaçırarak “görüşeceğiz inşallah” dedi. İşini muhteşem bir şekilde yapan, gece-gündüz, sabah- akşam, tatil demeden çalışan, işini muhteşem yapan, işten arta kalan zamanlarında da dil öğrenmeye, okumaya gayret eden böylesine değerli bir insanı tanımak, buranın bana kazandırdığı artılardan biriydi.

Gideceğimi duyan Somalili başka bölümlerde çalışan doktor arkadaşlarımın, asistanların, öğrencilerin duygu dolu mesajları bizim burada yaptıklarımızın yankısı gibiydi. Demek ki gönüllerine girmişiz, demek ki bu hastanenin açılış amaçlarından biri olan kardeşliği, birlikteliği sağlayabilmişiz.

Yani bize ayrılan sürenin sonuna geldik. Yapımda ve yayında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bir başka programda tekrar beraber olmayı diliyorum. Soomaliya waan jeclahay (Seni seviyorum Somali)

Afrika Notları 11: Hoşçakal Somalia
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan