Bir Psikiyatristin Gözünden; Niye sinirli bir toplum olduk?


  • Oluşturulma Tarihi : 06.01.2017 08:07
  • Güncelleme Tarihi :
Bir Psikiyatristin Gözünden; Niye sinirli bir toplum olduk? yazının resmi

DENİZ ARSLAN

‘Hocam ne olacak bu memleketin hali?’ diye sordum.

‘Ne var ki memleketin halinde?’ diye bana göz kırpıp muzipçe gülümsedi.

‘Öfkeli, sinirli, saldırgan bir toplum olduk. Toplumumuzda saldırganlık ve şiddet davranışları her geçen gün artıyor. İnsanlar bir kıvılcım, bir işaret, bir bahane arıyorlar adeta. Öfkesini sevgilisine, karısına, çocuğuna, komşusuna, yolda ‘yan baktığını’ iddia ettiği adama, maçta hakemlere, rakip taraftarlara, kendisi gibi düşünmeyen herkese bir vesile yansıtıyorlar. Bir psikiyatrist olarak bu işin sebepleri ile ilgili düşünceniz nedir?’ dedim.

‘Çocukluğa inmek lazım Denizciğim, çocukluğa’ dedi piposunu tüttürürken.

‘Hocam yine mi çocukluk Allah Aşkına! Hep aynı şey’ dedim biraz da dalga geçerek.

‘Çocuk dönemi; çocuğun gelişimi ve ruh sağlığı için çok önemlidir. Bu dönemde yaşananlar çocukta derin yaralar açabiliyor. Eğer çocuk şiddet ortamı içinde büyüdüyse şiddeti gösteren kişiyi model alarak oda şiddet eğilimli biri olabilir. Örneğin aile içi şiddet yaşayan çocuk şiddeti sergileyen babasını model alabilir ve ilerde eşine şiddet uygulayabilir. Ya da Kurtlar Vadisi gibi, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz gibi ya da ona benzer dizileri izleyip dizi kahramanını rol model alabilir’ dedi

‘Yani bizim genlerimizde bir problem yoktur mu diyorsunuz?’ dedim.

‘Genlerimizde problem olabilir. Hatta Frued’a göre insan doğuştan iki temel dürtüsü vardır. Biri saldırganlık, diğeri cinsellik’ dedi.

‘Hocam şimdi bunları yazarsak okurların kafası karışacak. Dürtü nedir mesela?’ dedim.

‘’Öyleyse öncelikle ‘Dürtü’yü açıklamakta fayda var. Organizma (Örneğin insan) yaşamını sürdürebilmesi için, yiyecek, su, hava, uyku gibi bazı temel maddelerden mahrum bırakılmışsa, ortaya çıkan bu duruma gereksinme adı verilir. Gereksinme hali organizmayı gergin bir duruma sokar ve organizma amaca ulaşmak için gerekli davranışlar yapmaya hazırlanır. Organizmanın bu durumuna dürtü denir. Yani saldırganlık insanın temelinde vardır saldırganlık bir dürtüdür’ dedi.

‘Madem içimizde olan bir şey ise saldırgan olmamız normal’ dedim.

‘Hayır tabii ki değil. Saldırganlık bir içgüdü olsa da insan bu içgüdüyü kontrol edebilir, daha doğrusu çocukluktan itibaren, zamanla bunu kontrol edebilmeyi öğrenir’ dedi.

‘O zaman şiddet gösterenler bunu öğrenememiş olanlar mı?’ dedi.

‘Şiddet; saldırganlığın davranışa yansımış halidir. Şiddet bir davranış şeklidir ve davranışlar da öğrenilir. Anne, baba, çevredekilerin davranışlarından, okuldan, arkadaşlardan, televizyondan pek çok yerden şiddet öğrenilebilir. Ya da şiddet öğrenilmeyebilir. Şiddet ilk akla gelindiği gibi sadece fiziki olmayabilir. Sözel şiddet, duygusal şiddet, cinsel şiddet gibi türleri vardır. Öfke duyguları saldırgan davranışları artırır. Bir dürtü olarak saldırganlığı ve öfkemizi artıran birçok sebep olabilir. En önemlisi engellenme duygusudur. İstediğimize sahip olamama, engellenme, arzuladığımız şeyi yapmama gibi’ dedi.

‘Yani tüm bunların altında insanların istedikleri gibi yaşayamaması, istediği şeylere sahip olamaması, baskı gibi sebepler mi var?’ diye sordum.

‘Evet bunlar birer faktör tabii. Ama insanlara herkesin her istediğini yapamayacağı, bir toplulukta yaşadığımızı, başkalarının da istek ve arzuları, yaşamak istediği şeyler olabileceği, çocukluk çağından itibaren öğretebilir’ dedi.

 ‘Hocam döndük dolaştık yine çocukluğa ve eğitime geldik’ dedim.

‘Çocukluk ve eğitim çok önemlidir Deniz. Bir ülkede her şey git gide bozuluyor ise çocukluğa ve eğitime bakmak ilk yapılacak şey olmalıdır’ dedi.

‘Hocam ben gereken mesajı aldım’ dedim.

‘Senin mesaj alman gerekli değil. Gerekenler alsın diye söyledim. Millet Mars’ta koloni kuruyor, uzayın derinliklerini keşfetmeye çalışıyor, biz hala ‘Satranç günah mı değil mi?’ diye tartışıyoruz’ dedi.

Piposunu yeniden yaktı. ‘Hadi görüşürüz’ diye yürüdü gitti.

Bir Psikiyatristin Gözünden; Niye sinirli bir toplum olduk?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan