Bugün Herkes İçin Bayram mı?


  • Oluşturulma Tarihi : 13.09.2016 08:54
  • Güncelleme Tarihi :
Bugün Herkes İçin Bayram mı? yazının resmi

‘Deniz oğlum, hayrına gidip bir bakıver. Kadıncağız perişan durumda. Gerekirse hastaneye götürelim onu’ dedi komşu teyze.

Hayrına bakıver dediği kişi aynı sokakta bize göre biraz daha aşağıda, bir oda bir salon, konteyner bir evde yaşayan, daha doğrusu yaşamaya çalışan bir başka yaşlı teyzeydi.

‘Biliyorum bu bayram günü böyle bir şeyle uğraşmak istemezsin ama hasta ve yaşlı bir insana bakmanın bu bayram günü hayır ve hasenatı vardır oğlum, Allah annen babana yazar onu’ demeden önce gerçekten de bayram günü bir hasta ve hastalık ile uğraşmak içimden geçmiyordu. Sanıyorum bu konudaki düşüncem yüzüme de yansımış olacak ki böyle bir cümle kurmak zorunda kalmıştı.

‘Tamam biraz sonra gider, bakarım’ dedim ağzımdaki şekeri emerken.

Bunu söylememin üzerinden uzun bir zaman geçti ve ben hala bahsedilen yere gitmemiştim. Oysa doktorluğa başladığım ilk dönemlerde insanlara yardım etmek için ne kadar istekliydim. Her ihtiyacı olana koşuyor, yardım ediyor, yapmam gerekenin daha fazlasını yapıyordum. Son yıllarda mesleki olarak yaşadığım ve şahit olduğum olaylar beni bu konuda ‘insanlar nankör, kadir kıymet bilmiyorlar ki. Yardım etsen de etmesen de bu değişmiyor’ noktasına getirmişti.  İçimdeyse ‘insanlara yardımcı olmak’ ve ‘insanların karşı davranışları’ konusunda içimde büyük bir kavga yaşıyor, bu kavga huzursuz ve mutsuz olmama neden oluyordu. Psikologların ‘iç çatışma’ dedikleri şey bu olsa gerek.

Biraz da isteksizce yola çıktım.

Yolda beni gören ve bayramlaşmadığım iki çocuk sevinçle bana doğru koşmaya başladı. Öyle ya bu gün bayram ve bayram şekeri ya da harçlığı almak için belki de uzun süredir aradıkları birini bulmuşlardı. Muhtemelen sabah gelmiş, ama biz mezarlık ziyaretine gitmiş olduğumuzdan bile beni bulamamışlardı. Zaten bayram tatili için sağa sola kaçmayan kaç kişi kalmıştı ki? Evet ben çocukların beklediği kadar cömert, eli açık, bol harçlık veren biri değilim ama en azından biriktirip ikide bir ceplerinden çıkarıp saydıkları ‘kağıt’ paralarının üstüne bir kağıt daha koyardım. Zaten bu yüzden ilk harçlık verdiğim kişiden hemen sonra aralarındaki istihbari haberleşme harekete geçer, sonrasında sırayla diğerleri de gelirdi.

‘Deniz amca iyi bayramlar’ deyip elime yeltendi öndeki biraz daha fırlama olanı. Birkaç yıldır ‘amca’ diye çağrılmayı artık garipsemiyorum. Oysa ‘Deniz Abi’ den ‘Deniz Amca’ya ilk terfi ettiğimde kendimi garip şekilde, birden,  gerçekten yaşlanmış hissettiğimi hatırlıyorum.

El öpmeyi eskiden beri sevmezdim ve bu nedenle de el öptürmem. Elimi çekmek istedim ama o elimi öperse belki de daha büyük bir harçlık koparacağını düşündüğünden yaşından beklenmeyecek kuvvetle elimi ağzına götürüp öptü. Gerçekten de bir mahcubiyet hissettim. Elimi öptürmemiş olsam vermeyi düşündüğüm grimsi sarılı, arkasında gözlüklü bir profesörün resmi olan para yerine yeşil renkli, arkasında kaytan bıyıklı bir gencin olduğu kağıdı seçtim.

Neticede çocuk elimi öpmüştü. Arkasından gelen, verdiğim ve o yaş ortalaması için ‘iyi’ sayılabilecek parayı gördüğünde daha büyük kuvvet ve istekle elimi ağzına çekti. Artık elimi öptürmek için direnç göstermedim. Biraz önceki ritüeli tekrarladık. Ona da aynı meblağı vermek için elim biraz titremiş olsa da, parayı aldıktan sonra çocukların gözleri parladı.

Devamı gelecek….. ( Devamında yaşlı teyzenin bayram günü yaşadığı dramı okuyacaksınız,  yaşlılarını şimdiye kadar ziyaret etmemiş olanlara okumayı tavsiye etmem)

Bugün Herkes İçin Bayram mı?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan