Sayfa Yükleniyor...
İyi ev arkadaşlarınız olsun, faydalı şeyler öğrenirsiniz diye boşuna dememişler.
Ev arkadaşım Erdinç cimridir, pintidir ama çok bilgilidir. Özellikle tarih konusunda İlber Ortaylı ve Murat Bardakçı ile rahatlıkla yarışır. Misal; Kanuni Viyana seferine çıkarken altına ne giymişti? Yanında hangi cariyeyi götürmüştü? Nerede durup, ne yemişti? gibi ayrıntıları bile bilir.
Dün akşam bilgisayarı açtım. Bu gün ne yazsam? diye düşünürken o da kanepede uzanmış kitap okuyordu.
Hacı ne yazayım ya? diye sordum.
Devletleri yıkan aşkları yaz dedi bana.
Neymiş devletleri yıkan aşk? diye sordum merakla.
Timur İmparatorluğu var biliyorsun. 1370 yılında İran, Irak, Hindistan, bugünkü Anadolu gibi geniş bir coğrafya da kurulmuş bir devlet. O devletin kurucusu Timurun torunu olan Halil gördüğü güzel Şad Mülke deli gibi tutuluyor. Ama Şad Mülk başkası ile evli. Halil geleceğin imparatoru olarak göründüğünden etrafında kadınlar kızlar eksik olmazken o Şad Mülk aşkı ile yemekten içmekten kesiliyor. Sonra bir şekilde kadını kocasından boşatıp evleniyor. Tarihçiler bunun nasıl yapıldığı konusuna detaylı bir bilgi vermemişler ama bence iktidarın gücünü de kullanmıştır.
Onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine o zaman dedim.
Dur daha bitmedi. Halil gözü pek bir komutan ve zeki bir siyasetçi. Ama Şad Mülk ile evlendikten sonra karısının yanından bir an olsun ayrılmak istemiyor, sadece onunla baş başa zaman geçirmek istiyor. Koca imparatorluk tabii. Devletin işleri durur mu? Ülkede kıtlık durumu da baş gösteriyor ve halk bundan Şad Mülkü sorumlu tutuyor dedi.
İyide kardeşim koca devletin yöneticileri yok mu? Onlar neden idare edememişler? diye itiraz ettim.
Siyasetçiler her devirde aynı, önce can sonra canan. Halk kimin umurunda. Neyse bir süre sonra Halilin kardeşi Şahruh, Heratta Kardeşim İmparatorluğu idare edemiyor diye ortaya çıkıyor. Halil, Şad Mülk ile uğraştığından Şahruh gittikçe güçleniyor. Halilin Şad Mülke olan düşkünlüğünü bildiğinden Şad Mülkü kaçırtıyor. Ki kimi tarihçiler Şad Mülkü esir alıyor da diyorlar. Şad Mülkmü? Devlet mi? diye Halile soruyor. Halil Devlet senin olsun, Şad Mülkü isterim deyip tahtı Şahruha bırakıyor. Şahruh onu Rey valisi olarak atıyor. Ama tabii bu koca İmparator için bir sürgün yani dedi.
Vay be! Adam aşkı için tahtı bırakmış. Helal olsun valla. Sonra? diye devamını getirmesini istedim.
Sonrası şöyle; orada iki yıl kalıyorlar ama Halil hastalanıp 26-27 yaşlarında son nefesini sevdiği kadının kollarında veriyor. Onun ölümünden sonrada Şad Mülk intihar ediyor. Kimi Tarihçiler Şad Mülkün Halilin mezarına gidip orada kalbine hançer soktuğunuSenin olmadığın dünyada bu kalp atmasın dediğini iddia ederken, kimileri de yine mezarının başında zehir içip Bu dünya sensiz bana zehroldu dediğini söylemektedirler. Netice itibari ile Şad Mülk, Halilin mezarı başında son nefesini veriyor. Onların ölümünden sonra Maveraünnehirde aşıkları tanımlamak için Halille Şad Mülkün aşkı deniyormuş. Tıpkı şu anda bizim Leyla ve Mecnun ya da Kerem ve Aslının aşkı dediğimiz gibi dedi.
Peki onlar ölünce devlet niye yıkıldı ki? dedim.
Şahruhun Halil kadar zeki ve geleceği gören biri olmaması sebebiyle memleket kötü idare edilmiş. Bir süre sonra da önce ikiye bölünmüş sonra da yıkılmış dedi.
Sonu çok hüzünlü, acı olmuş dedim. Bir an için Halil ve Şad Mülkü düşündüm. Ölümüne bir aşkın hikayesini Erdinç dışında kaç kişi biliyordu?