2

Eğitim Üzerine Yazılmış ‘Ümitsiz’ Bir Yazı


  • Oluşturulma Tarihi : 13.09.2017 06:14
  • Güncelleme Tarihi :

‘Ağabey Allah aşkına bu konuda bir yazı yaz ya!’ dedi sinirle.

‘Tamam, yazarım ben. Sen sakin ol. Hangi konuda yazmamı istiyorsun?’ dedim.

‘Şu eğitim meselesi. Biliyorsun okullar açılıyor. Biz de bizim oğlanı özel bir okula yazdırdık’ dedi.

‘Vayy, demek bizim kerata o kadar büyüdü ha. Hadi bakalım hayırlı olsun. Hangi okula yazdırdın?’ diye sordum.

‘….. Koleji’ dedi.

‘Demek sen de ‘sosyetik’ oldun ha. Biz o koleje gidenlerle öyle dalga geçerdik hatırdın mı?’ dedim.

‘Ağabey, bizim zamanımız ve şimdi arasında dağlar kadar fark var. Biz okurken devlet okullarında eğitim iyiydi, kaliteliydi. Öğretmene saygı ve sevgi vardı. Şimdi en ufak bir şeyde öğretmenler şikayete uğradıklarından öğrencilerle uğraşmak istemiyorlar. Sınıflar kalabalık, gürültü, patırtı, okullarda balidir, haptır bir sürü şeylerden bahsediliyor. Varımız yoğumuz bir çocuğumuz var. Onu riske edemem’ dedi.

Tüm eğitim hayatını devlette geçiren biri olarak o konuşurken ben de anlattıklarını hüzünle dinliyordum.

‘Peki kaç para verdin?’ dedim.

‘…. bin’ dedi.

‘Oha! Bununla sıfır araba alınır be!’ dedim.

‘Daha servis ve yemek parası yok o paranın içinde. Kıyafetlerde ne yaptıklarını duysan kafayı yersin. Okul belli mağazalarla anlaşma yapıyor. Yani kıyafeti illaki o mağazadan alacaksın! Öyle bizim zamanımızdaki gibi ‘beyaz gömlek, gri pantolon al’ yok yani. Kravattan çoraba kadar okulun adı olan kıyafetleri giyiyor çocuk. Misal çorap normalde 5 lira ise üzerinde okulun adı olan çorap 15 lira! Ama onu almak zorundasın. Çok şükür donlarda okulun adı şart değilmiş. Yani don hariç her şeyi okulun markası olanından almak zorundasın. Üstelik 2-3 kat pahalı fiyata’ dedi.

‘Ulan zaten okul ücretinden giydirmişler sana bir de çocuğu giydirirken giydiriyorlar ha’ diye güldüm.

‘Daha kitaplar var. Dün bizim bir sınıf arkadaşımız almış. Dediğine göre Almanya’da 10 Euro olan kitap burada 20 Euro’ya bize satılıyor. 10 bin deseler de almak zorundayız ki’ dedi.

‘Sen neyi yazmamı istiyorsun hala anlayamadım’ dedim.

‘Ağabey, hadi devlet eğitimin içinden çekilmek istiyor onu anladık. ‘Kaliteli eğitim istiyorsan paranı vereceksin kardeşim’ diyor bize, onu da anladık. Ama göz göre göre soygun yapılıyor be ağabey. Düşün kıyafetten, kitap deftere kadar her şeye iki kat fazla para vermek zorunda kalıyoruz. Çocuğu özel okula yazdırıyoruz diye vatandaş bu kadar sahipsiz bırakılır mı? Özel okulların velileri soymasına devlet nasıl bu kadar seyirci kalabiliyor?’ diye sordu.

‘Valla sanırım Devlet ‘Çocuğu özel okula yazdırıyorsa parası vardır’ diye düşünüyor’ dedim.

‘Ağabey kendimi çok çaresiz hissediyorum ya. Keşke Finlandiya ya da Japonya da doğsaydık. Orada eğitim hem kaliteli hem de ücretsiz. Biz burada bu kadar para veriyoruz ve üstelik iyi bir eğitim alıp alamayacağımızı dahi bilmiyoruz’ dedi.

‘Keşke…’ diye geçti içimden.

Bu konuda bir yazı yazacağıma söz verdim. Ama ne yazayım ki?

‘Devlet baba’ diye bir kurum olsa oraya bu yazıyı gönderirdik. Ama öyle bir yer de yok. Ailesinde birkaç öğretmen olan ve ‘eğitim’in son yıllardaki durumunu yakından ve üzülerek izleyen biri olarak ‘düzelme’ yolunda bir ümit görmüyorum.

Ama arkadaşıma verdiğim sözü yerine getirmek ve yazmış olmak için yazdım işte.

Eğitim Üzerine Yazılmış ‘Ümitsiz’ Bir Yazı
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan