Sayfa Yükleniyor...
Bir insan eskilerden konuşuyorsa, Bizim zamanımızda şöyleydi, şimdi şöyle diyorsa o kişi yaşlanmıştır derler.
Eskiler diyorlarsa bir bildikleri var. Şimdi Aslında öyle değil, kendimi hiç öyle hissetmiyorum diye konuyu birkaç örnekle açıklamaya çalışıp bu gün aslında anlatmak istediğim ana konudan uzaklaşmamın bir anlamı yok. Şu yazdığım cümleler bile beni yavaş yavaş başka konulara çekmeye başladı bile. En iyisi yol yakınken ben döneyim.
Bakın sizinde gördüğünüz gibi henüz yazının başında, yol yakınken ben döndüm. Kimse de bir şey kaybetmedi.
Hemen giriyorum konuya. Şu el yazısı olayından bahsediyorum. Efendim ellerinizden öper, dokuz yaşında, ilkokul üçüncü sınıfa giden bir oğlum var. Okula başladığında okuma yazmayı öğrenmenin yanında el yazısını da öğrenmeye çalıştı. Şu yaşta benim kesinlikle yapamayacağım bir şeyi zavallı çocuk o yaşta, bin bir güçlükle yapmaya çalıştı ama yazdıklarını yılların doktoru olarak ben bile okuyamıyordum. Kalktık kötü yazıları okuma konusunda uzman olan bir eczacı arkadaşa götürdük. O da yazıyı çözemedi.
Anası, babası doktor olunca çocuğun böyle olması normal. Çaresi yok dedi.
Sürekli düzgün yaz! diye fırçaladığımdan mı bilemiyorum, çocuk yazmaktan nefret eder hale geldi.
Bu el yazısını kim başlattıysa Allah bir türlü . versin diye defalarca dua ettiğimi bilirim.
Çocuğa güzel yazma konusunda kurs bile aldırdık ama nafile. El yazısını bir türlü beklendiği kadar güzel yazmayı öğrenemedi.
Bir öğretmen arkadaşıma Hocam bu el yazısı işi nedir? Ne amaçla başladı? diye sordum.
Hocam el yazısının güven duygusunu, düşünce becerisini artırdığına, fikirlerin daha kolay dile getirilmesine yardımcı olduğuna inanılıyordu. Bu amaçla 2005 yılında başlatıldı. Küçük kasları henüz tam gelişemeyen çocuklar el yazısını öğrenmekte zorlandı. Öğretmenlerin pek çoğu da onlara öğretmeye çalışmaktan (ki kaç tanesinin el yazısını öğretmeyi bildiğini bilemiyorum) harap bitap oldu. Şimdi bu çocuklar özgüven sorunu yaşıyor. Çünkü yapamadı! Oysa hem onun küçük kasları hem de bilişsel düzeyi buna hazır değildi. Ama birileri Yaptım, oldu dedi dedi.
Hocam eğitim yapboz işi mi? dedim.
Hocam; ben sana Bakanları sayayım. Sen eğitimin neden böyle olduğuna karar ver deyip 1970li yıllardan itibaren Mili Eğitim Bakanlığı yapanların isimlerini, dönemlerini saydı. Avukat, emniyet müdürü, asker, mühendis, iktisat mezunuydu çoğu. Sadece iki kişi ( Rakamla 2) eğitim bölümünden mezundu. Ki bu iki kişiden biri de fen edebiyat mezunuydu!
Allahtan arada tıp mezunu kimse yoktu. Yoksa Ülkedeki eğitimi bu hale doktorlar getirdi diye üzülecektim. Başka sorum yok hocam dedim.
Şimdi bu sene el yazısının kaldırılacağı söyleniyor. Peki el yazısı öğrenerek başlayanlar normal yazmayı öğrenecekler mi? Allah bilir.
Allahtan biz eskiden serbestçe, istediğimiz gibi yazmayı öğrendik de şimdi düşüncelerimizi ifade edebiliyoruz.
Siz ne dersiniz, ifade edebildik mi?