2

‘Pembe’ Uygulamalar Nereye Kadar Gidecek?


  • Oluşturulma Tarihi : 14.06.2017 06:08
  • Güncelleme Tarihi :

Yazıp yazıp cümleleri sildiğim bir konu.

Sinirliyim. Sinirli olduğum zamanlarda da bazen şirazeyi kaçırıp insanları kırdığım olur.

Kararlıyım bu sefer kimseyi üzmeden, kırmadan bu yazıyı tamamlayacağım.

Hikâyenin başlangıcı 2012’ye dayanıyor. İstanbul’da Saadet Partili bir grup kadın ‘Daha rahat ve özgürce, tacize uğramadan kadın kadına seyahat etmek istiyoruz’ diyerek ‘Pembe Metrobüs’ için belediye önünde gösteri yaptılar. Akabinde yine Kayseri’de aynı partililer ‘Pembe Tramvay’ istediler. Bundan görev çıkartan ‘uyanık’ bazı belediyeler hemen ‘Pembe Trambus’, ‘Pembe Otobüs’ gibi uygulamaları devreye soktular.

Bu pembe uygulamalar nereye kadar gidecek bilemiyorum. ‘Pembe otobüs durağı’, ‘Pembe taksi’, ‘Pembe yol’ gibi çeşitlerinin ileriki zamanlarda gündeme gelmesi olasılığı yüksek.

Dün Facebook’ta kendisi de başörtülü olan bir arkadaşım ‘Ben bu ‘çözüm’den şunu anlıyorum;’Biz erkekler kusura bakmayın kendimize hakim olamıyoruz. O yüzden en iyisi kadınlara korunaklı alanlar oluşturalım’ diyorlar. Korunaklı alanları da insanları vahşi hayvanlardan ayırmak için değil, iki insan tipini birbirinden ayırmak için yapıyorlar. Ama şunu unutuyoruz; biz kadınlar, erkeklerle yalnızca toplu taşıma araçlarında bir arada değiliz ki. İşyerlerinde, sokakta, alışveriş merkezlerinde, okulda, hastanede yani her alanda birlikteyiz. Ne yapacaksınız bizi erkeklerden korumak için? Altın kafeslere mi koyacaksınız?’ demiş.

‘Bu uygulamaların amacı kadınları korumak. Bence çok yanlış algı yaratıyorsunuz’ diye yorum yapan bir erkek arkadaşına da şöyle cevap vermiş; ‘Bu uygulamaları yapan erkek yöneticilerin çözümü hiçbir zaman erkeklere yönelik olmuyor ne yazık ki! Hep kadınları kısıtlamaya yönelik oluyor ve sonra ‘Biz size iyilik yaptık’ diye böbürleniyorlar. Bu uygulamada kullanılan dil bile yanlış. ‘Size değer veriyoruz, size alan açıyoruz’ diye söylemek yerine zararlı olan erkeklere alın yer açın. Metrodan inip eve gidinceye kadar sokakta tacize uğrayan, evdeki kocasından şiddet gören, iş yerinde çalışma arkadaşlarının, patronunun tacizlerine maruz kalanlara ne olacak? Ona nasıl bir çözüm bulacaksınız?’ demiş.

Kendisine ‘Başörtülü biri olarak bu yazdıklarınız beni şaşırttı. Açıkçası uygulamaya destek olmanızı bekliyordum’ dedim.

‘Aslında sorun da burada. Başörtü takan ya da takmayan hiçbir kadın bedenine başka birisinin dokunmasını istemez. Bunun giyim tarzı ile alakası yok’ dedi.

‘Ama bunu savunanların çoğu muhafazakâr’ dedim.

‘Çevremde pek çok muhafazakâr insan da buna karşı. Asıl mesele şu ki; biz bu toplumda birlikte yaşamayı öğrenmeyip ayrışmayı çözüm olarak sunarsak ne insani yanımız gelişir ne de medeni bir toplum haline geliriz. Biz erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz Deniz Bey. Maalesef kadınların ne düşündüğü sorulmadan, onlara nasıl alan açılır diye düşünülmeden, kadınları toplumdan soyutlamayı temel alan bir düstur uygulanır. Zamanla bu örneklerin daha da farklı şekillerini görmekten korkuyorum. Bir süre sonra ‘Kadın tacize uğramak istemiyorsa dışarı çıkmasın!’ cümlesini duymayacağımızı garanti edebilir misiniz?’ dedi.

Daha yakın bir zamanda din ile ilgili gerekli-gereksiz açıklamalar ile insanları dinden soğutan bazı televizyon şaklabanlarından ‘Metroda kadınlar için ayrı vagon olur. Tacize razı olanlar erkeklerin arasında seyahat edebilir’ diye söyleyenleri duyan biri olarak onun sorduğu ‘Garanti edebilir misiniz?’ sorusuna ‘Evet’ diyemedim.

Siz garanti edebilir misiniz?

‘Pembe’ Uygulamalar Nereye Kadar Gidecek?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan