Sayfa Yükleniyor...
Bu yazı, bundan önceki iki yazının devamıdır. Bundan sonrakilerde bunun devamı olacak.
Benim yazma stilim bu sevgili okurum. Bir şeyi de anlatırken tüm detaylarına inmezsem rahat edemiyorum. Umarım sizde okumaktan sıkılmıyorsunuzdur.
Bu arada yine umarım ki ve hatta çok fazla umuyorum ki Sevgili Genel Yayın Yönetmenim bu yazıyı bu şekilde ham hali ile baskıya vermez. Maazallah artık okuyucu falanda kalmaz. Yazdığım klavyede Türkçe karakterler yok o yüzden sıkılmak kelimesi okurda yazar bize küfür mü ediyor acaba? düşüncesi oluşturabilir.
Neyse nerde kalmıştık?
Havaalanında Türk tercüman Erkandan güzel bir ders almıştık, biraz sohbet ettik sonra vedalaştık.
Tuvalet ihtiyacımı gidermek istedim. Adım başı her yerde asılı Toilet yazan levhalardan birini takip ettim. Bundan da bir kez daha anladım ki yemek, içmek kadar, tip tabiri ile defekasyon (..ıcmak) da zengin Araplar için çok önemli bir şey.
Taylanda gitmeye çok kısa bir zamanda gitmeye karar verdiğimi daha önceki yazılarda belirtmiştim. Bilet almak için seyahat şirketinde çalışan bir arkadaşımı aradım.
Rahşan Taylanda gideceğim, falan tarih, filan tarihler arasında bana bir uçak bileti bulur musun? demiştim.
Denizcim Taylanda niye gittiğini sormayacağım. Sen hakkediyorsun arkadaşım. İyi gez, eğlen. Hem su anda deniz mevsimi orada yüz dinlen gel diye giriş yaptı.
Şimdiye kadar kime Taylanda gideceğim desem Muzip bir gülümseme ile Abi hayırlı işler. Dikkat et hastalık kapma diye dalga geçiyorlardı oysa.
Şimdi ben seni biliyorum sen biraz cimrisindir, bilet ucuz olsun istersin. O yüzden Türk Hava Yollarını pas geçtim, İran havayolları ve Rus Havayolları var. Ama İran havayolları bazen olur olmaz değişiklikler yapıyor, Rus havayollarında da uçakları biliyorsundur dedi
Ne yapayım peki dedim.
Sen bana bir kaç dakika müsaade et ben sana hem uygun hem de kaliteli bir şey bulacağım dedi. Bir kaç dakika sonra da Denizcim Katar havayolları var. Çok kaliteli, temiz ve çok uygun. Rus havayolları gibi neredeyse dedi.
Yolculuk sırasında yanıma güzel bir Rus düşme olasılığı çok yüksekti. Çok yüksekti dedim dikkatinizi çekerim. Benim gibi şanssız birine bile çirkin bir Rusun düşme olasılığı az, çünkü çirkin Rus sayısı zaten az. Aramızda şu uçak düşürme meselesinden beri bir gerginlik var ve Türk Rus savaşından bahsedildiği bir dönemde savaşmak ne kadar saçma en iyisi biz sevilelim deyip aramızdaki gerginlikleri tatlıya bağlamak açısından bir Türk vatandaşı olarak üzerime düseni yapabilirdim.
Ama diğer taraftan daha önceden Rus uçakları ile Sudanda uçma tecrübem de vardı. Bilmeyenler için kalkarken duayla, inerken duayla başlayıp biten bir yolculuk şeklinde tanımlayabilirim. Her tarafından gırc gırc ses çıkaran bu uçaklar korkudan Kuran-ı ezbere bilir hale getirir. Her an kanat, motor veya başka bir yeri kopacak, dökülecek gibi düşündürtüyor insana.
Diyelim ki sorunsuz bir yolculuk yaptınız ve uçak inişe geçti, orada başka bir sorun başlıyor. Rus uçakları inişe normalden farklı olarak kafa üstü çakılacakmış gibi iniyor. Kesin motor gitti diye düşünürken çoktan dua da okumadık, unuttuk, bilmiyoruz deyip o anda aklınıza hangi Arapça kelime geliyorsa söylüyorsunuz.
Devamı yarına...