Sayfa Yükleniyor...
Ben ortaokulun birinci sınıfı Mardin Lisesinin orta kısmında okudum.
Bir matematikçimiz vardı. Uzun boylu, sportmen görünüşlü, kıvırcık saçlı, sempatik, öğrencilerine sevgi ile yaklaşan biriydi. Onun sayesinde matematik dersini çok sevdim. Sadece ben değil tüm sınıf seviyordu hocayı. Biz onu, o bizi çok sevdiğinden, aynı hocamız matematikten sonra Tarım ve Beden eğitimi derslerine de giriyordu. Şaka bir yana öğretmen yokluğundan o dersler boş geçmesin diye idare tarafından Sen gençsin, enerjiksin, yaparsın, aslansın diye o görevlendirilmişti.
Oraya tayin olan öğretmenler orada biraz durup raporla, sahte evliliklerle, ya da torpille hemen geldikleri gibi geri gidiyorlardı.
Sonra eğitim fakültesi sayısı arttırıldı. Mezun olan öğretmen sayısı arttıkça, hükümetler çeşitli kanunlar çıkararak oraya tayin edilen öğretmenlerin en azından bir süre orada kalmasını sağlamaya çalıştılar. Bu ülke sınırları içerisinde yaşayan vatandaşlara eşit koşullar sağlanması açısından bir zorunluluktu.
Hemen her şeyde olduğu gibi plansızlık nedeniyle kimse 10 yıl sonra ne kadar öğretmene ihtiyaç olacağını hesaplamamıştı. Yeter ki üniversite mezunu sayımız artsın mentalitesi ile her yere eğitim fakültesi açılmıştı. Öğretmen sayısı ihtiyacın üzerine çıkınca da Torpili olan atanıyor dedikodularına son vermek için KPSS sınavı getirildi. Üniversiteyi bitirmiş insanları bir daha sınava tabi tutmak saçma olsa da başka seçenek yoktu.
Kimse başka mantıklı bir çözüm bulamadığı için de herkes bu durumu kabullendi. İnsanlar okuldan mezun olduktan sonra birde oturup bir daha KPSS sınavlarına hazırlandılar, dershanelere gittiler, gittiler, gittiler
Ben yıllarca gideni biliyorum.
Hayatı ertelediler. Her şeyi atanıncaya endekslediler. Evlilikleri, ihtiyaçları, her şeyi Araya mesafe ve zaman girince bazen aşklar bitti, bazen umutsuzluğa kapılanlar bu saçma hayattan kurtulmak için hayatlarına son verdiler
Mezun olan sayısı arttı, atanan azaldı.
Bu sene yeni bir yöntem çıkardılar.
KPSS sınavından geçenleri atamak için sözleşme ve sözlü sınav getirdiler. Sözleşmeye bir şey demiyorum. Ama sözlü sınav konusunda itirazım var. Zaten diploma almış, KPSS gibi en azından herkesin aynı soruları cevaplandırdığı sınavı geçmiş olan insanları birde tekrar Sözlü sınava tabi tutmayı adilane bulmuyorum.
Bu işin amacını anlayamıyorum. Ama sonucunu tahmin ediyorum. Yine Torpili olan atanıyor dedikoduları çıkacak. Öyle ya işleyen bir sistemle niye oynansın ki?
Büyüklerimize saygılı bir nesil olarak yetiştirildik, onlara yol gösterecek değiliz. Ama rica ediyoruz bundan vazgeçsinler. Sözlü sınav diye bir sistem getirip sorulacak soruları jüri üyelerinin insafına bırakırlarsa pek çok soru işaretlerini beraberinde getirirler. Örneğin birileri çıkıp Ben Alevi olduğum için atanmadım, ben Kürt olduğum için atanmadım, ben doğulu olduğum için atanmadım derse bizi birlik olmaktan çıkaracak sonuçlar çıkmaz mı?
Sınavın sınavı olur mu?