Sayfa Yükleniyor...
Bu sabah bir haber okudum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde hasta yakınlarının saldırısına maruz kalan bir asistan doktora, iddiaya göre bölüm başkanı profesör Kızım evlenince zaten dayak yiyeceksin. Olayı büyütme demiş. Bunu üzerine asistanlar da Biz buraya hakkımızla geldik. Kimsenin kölesi değiliz diye olayı protesto etmiş bölümdeki diğer hocalar da güya onlara destek vermişler.
Güya diye yazdım, çünkü muhtemeldir ki bölüm başkanı ve diğer hocaların arası iyi değildir. Bu olayı fırsat bilerek onu devirme harekatı başlatmışlardır. Yoksa asistanlar (köleler de denilebilir) için hocalar birbirlerine düşmezler bilirim.
Nerden mi biliyorum? Üniversitede 6 yıl tıp okumuş, 5 yıl ihtisas yapmış birisi olarak üniversitenin içini çok iyi biliyorum.
Oralarda Hocalar arasında gerek bölüm başkanlığı gerekse rektörlük seçimlerinde yaşananları çok yakından gördüm. Yaşadım.
Üniversite hocaları bölüm başkanı ya da rektör olmak amaçlı seçimler ve kulis için harcadıkları zamanı, enerjiyi, bilime ayırmış olsalar atomun parçalanmasını bırak gezegende parçalanmayan atom kalmazdı.
Türkiye de bu gün Hiç Nobel Tıp ödülü alamamış ülke durumunda olmazdı.
80 milyonluk bir ülke düşünün. Tabela değiştirilip torpille, alt yapı olmadan, tıp fakültesi yapılan hastane sayısı mantar gibi türediğinden artık bende takip edemiyorum ama 84 civarında olduğunu tahmin ediyorum.
Peki kaç tane Nobel tıp ödülümüz var? 0.
Yazı ile SIFIR.
Slovakya: Nüfus 5.5 milyon. Tıp fakültesi sayısı; bulabildiğim 3 tane.
Nobel tıp ödülü sayısı 1
Romanya: Nüfus 20 milyon. Tıp fakültesi sayısı 15. Nobel Tıp ödülü sayısı 1
Macaristan: Nüfus 10 milyon. Tıp fakültesi sayısı 10 Nobel Tıp ödülü sayısı 2
Diğer Avrupa ülkelerine bakmaya gerek görmüyorum. Çünkü sonuçlar bizi çok üzer ama madem ısrar ettiniz bir göz atalım.
Avrupada nüfus ve yaşayış olarak bize yakın bir ülke olan İtalyaya bakalım. Nüfus 60 milyon. Tıp fakültesi sayısı 40. Nobel Tıp ödülü sayısı 6
Fransa: Nüfus 66 milyon Tıp Fakültesi sayısı 39 Nobel Tıp ödülü sayısı: 12
Liste böyle uzayıp gider.
Peki bu kadar nüfus ve bu kadar tıp fakültesi var madem neden bir tane bile Nobel ödülümüz yok?
Cevabı çok basit: Çünkü üniversitede hoca olarak kalmak için objektif bir kriter yok.
Asistan olarak çalışırken hocalara en çok yağ çeken, hiç sesini çıkarmayan, hiçbir itirazda bulunmayan, hoca 3 gün tuvalete gitme dese Neden diye sormayan, hocanın çocuğunu okuldan alan, eşini havaalanından alıp eve bırakan, hocanın çantasını taşıyan uslu çocuklar aynı hocalar tarafından Üniversite de kadro verilerek ödüllendirilmektedir.
Hayatında yağ çekip çanta taşımaktan başka bir şeye kafa çalıştırmamış birisinin bir bilimsel çalışmaya ya da ödüle imza atmasını beklemek ancak bizim gibi saf insanların beklentisi olur.
Peki yıllardır kimse görmüyor mu bunu? Bir sürü iktidar değişti ama Üniversitedeki hoca saltanatına kimse el atamadı. Neden el atmıyorlar? Çünkü her iktidarın işine geliyor. Her iktidar önce kendi taraftarlarından birini rektör yapıyor. Rektör dekanı, dekan bölüm başkanını, bölüm başkanı da yanına almak istediği kişileri seçiyor. Cem Yılmazın Gorasında Yönetmen Altan Kunerinin grup indirimi filmi gibi oldu ama gerçek böyle.
Bölüme alınacak kişi için kriter var mı? Güya var. Güya diyorum çünkü kriterler kişiye göre esnetilebiliyor.
Sonuç: Yukarda da yazdık zaten. Bir daha tekrar etmekte fayda var
Sonuç: SIFIR