2

Sosyal Medyada Neden Paylaşım Yapıyorum?


  • Oluşturulma Tarihi : 01.02.2017 07:28
  • Güncelleme Tarihi :

‘İyi ki böyle arkadaşlarım var’ dediğiniz arkadaşlarınız var mı? Benim var.

Fikirlerinden, yazdıklarından yararlandığım,  paylaşımlarında beni düşündüren, bazen de yol gösteren bir arkadaşım var: Durdu Güneş.

Geçenlerde bir paylaşımı dikkatimi çekti. Sosyal medyayı aktif olarak kullanan ve yazdıkları bazen yanlış anlaşılan, bu nedenle eleştirilen pek çok kişinin derdine tercüman olmuş. Daha fazla uzatmadan yazıyla sizi baş başa bırakıyorum;

“Sosyal medya olarak Facebook ve Twitter’i aktif olarak kullanıyorum. Paylaşımlarım siyasi bir empoze içermeyen bazen benim yazdıklarım bazen de doğu ve batı düşünürlerinin sözleri ve anekdotlarıdır. Maksadım insanlara güzel duygu ve düşünce veren bilgileri, fikirleri mümkün olduğunca yaymak. Cehalet karanlığına karşı bulunduğumuz yerden az da olsa bir ışık huzmesi olmaya çalışmaktır.

Zaman zaman paylaşımlarımla ilgili olarak yakın dostlarımdan eleştiri de alıyorum. Bir arkadaşım, "Uzak Doğu düşünürlerinden paylaşımlarla insanların zihninde Uzak Doğu dinlerinin meşruluğunu oluşturuyorsun, oysa aynı gerçekler Peygamberimiz ve sahabenin hayat ve sözlerinde de var. Onlardan örnek verirsen daha doğru olur" diyor.

Bir başka arkadaşım Batı düşünürlerinden paylaştığım sözlerle ilgili olarak, "Yerli düşüncelerden uzaklaştığımı tasavvuf büyüklerimiz dururken onlara gönderme yapıyorsun" diye bana muhabbetiyle birlikte beni doğru çizgiye davet ediyor.

Benim paylaşımlarda hem peygamberimiz hem sahabeler hem tasavvuf büyüklerinin sözü hem Uzak Doğu bilgeleri hem de batı dünyasının düşünürlerinden söz ve anekdotlar var.

Önemli olan kişiler değil hakikatlerdir. Bir sahabe yanlış bir şey söylese sahabe diye doğru mu kabul edeceğiz. Tasavvuf büyüğü kabul edilen biri yanlış bir davranışta bulunsa onu onaylayacak mıyız? Buda’nın doğru bir sözünü paylaşınca Budizm’in propagandasını mı yapıyoruz? Sokrates Müslüman değil diye sözlerini yanlış mı bulacağız? Hakikati dikkate almadan kişileri putlaştırmak ya da kişileri merkez alıp hakikati ona göre belirlemek insanı yanlışlara götürür.

Sağlık meslek lisesinde öğretmenlik yaparken, birgün okul müdürü bana “Durdu Bey edebiyat öğretmeni Hristiyanlık propagandası yapıyor. Öğrencilere bir kitap tavsiye etmiş baktım hep Hristiyanlıkla ilgili konuları yazıyor" dedi. Kitabın ismini de tam hatırlayamadı.  "Bilgisine, irfanına itibar ettiğim edebiyat öğretmenin böyle bir şey yapacağını düşünemiyorum" dedim. Bilahare edebiyat öğretmenine durumu anlatıp "Hangi kitabı tavsiye ettiğini sorduğumda, şaşırdı "Montaigne’in Denemeler isimli kitabını tavsiye ettiğini" söyledi. Müdürün kitapla, okumakla ilgisi yoktu kitabın içinde bir iki Hristiyan ismi görünce onu hemen Hristiyanlıkla ilgili bir şey sanmıştı.

……

Bazen söyleyecek bir şey bulmazsınız “Kurbağa gökyüzünü kuyunun ağzı kadar sanır” Ona nasıl izah edersiniz kuyusunun dışındaki bir dünyayı.

Prof.Dr. Haluk Gürgen, “Kafamızda bir takım şemalar var. İyilere ilişkin, doğrulara ilişkin, güzellere ilişkin… Her konuda her duruma ilişkin şemalar bunlar. Algıladığımız her bir uyaranı o şemalarla ilişkilendiriyoruz. Eğer kafamıza uyuyorsa tamam bu doğrudur sen bendensin diyoruz değilse, reddediyoruz. Yanlıştır diyoruz. Ya da durup düşünüyoruz. Ya doğruysa, bir anlamaya çalışayım dediğiniz an işte iletişim başlıyor demektir” diyor.

Eleştirilere açığım ancak ben dini bir lider değilim, vaaz da vermiyorum. Bunun bilinmesini isterim. Okuduklarımdan ve çıkarımlarımdan insanlara faydalı olacağını düşündüğüm bilgi ve fikirleri paylaşıyorum. Kaldı ki bu paylaştığım bilgiler ve fikirler mutlak değil, izafidir. Sadece bizim düşünmemizi sağlar. Hafızamızda mutlak bir hakikat olarak yer alması gerekmez.

Muhabbet beslediğim dostlarımın konuyu bu çerçevede değerlendirmesi temennimdir”

Zaman zaman siz de eleştiri ile karşılaşıyorsanız bu yazıyı onlara gönderin.

Sosyal Medyada Neden Paylaşım Yapıyorum?
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan