2

Yaşlanmayı Durdurmak Mümkün Olsa


  • Oluşturulma Tarihi : 11.04.2017 07:58
  • Güncelleme Tarihi :

‘Biyolojik yaşım 40 ama ben kendimi hala 19 yaşında gibi hissediyorum’ dedi.

Ben de zaman zaman öyle düşünüyordum. O yüzden bazen başkalarına saçma ve çocukça gelen hareketler ya da kafamdan olmadık muziplikler geçiyordu. Beni mutsuz etse de kendimi tutuyordum. 

Ben düşünmeye devam ederken o ‘İki de bir aklıma otuz beş yaş mı ne, öyle bir şey vardı ya. O geliyor aklıma. Göz dibindeki mor halkalar, kırışıklıklar falan diyordu hani. Çok üzülüyorum bu duruma ya’ diye suratını astı.

‘Üzülecek ne var ki? Bu herkesin yaşadığı doğal bir süreç’ dedim.

‘Orası öyle de, keşke zamanı durdurabilmek mümkün olsa.’

‘Sanırım bunu pek çok kişi istemiştir’ dedim.

‘Sen doktorsun, bilirsin. Yaşlanmayı durdurmak mümkün mü peki?’ diye gözlerimin içine olumlu bir cevap arar gibi baktı.

‘Bu konuda pek çok genetik çalışmalar yapıldığını biliyorum. Kök hücre enjeksiyonları yapılıyor mesela. Bunların ömrü uzatan, gençleştiren sonuçları var ama henüz senin umduğun manada ‘hep genç olma’yı sağlamıyorlar. Yine de eskiye göre yaşam süresinin oldukça uzadığını söyleyebilirim. Mesela 1950’lerde yaşam süresi ortalama 50 yaşlar civarındaydı. Hatta senin o otuz beş yaş şiirini yazan Cahit Sıtkı Tarancı da 46 yaşında ölmüştü’ dedim.

‘Aaa ! yapma ya. Çok genç ölmüş ama’ dedi. Gayri ihtiyari dudaklarını ısırıyordu.

‘Peki neden ölmüş acaba? Kesin bir derdi olmuş olmalı’ dedi.

‘Sanırım sanatçılar hassas insanlar oluyorlar. Sıradan insanların önemsemediği pek çok şeyi onlar kendilerine dert ediniyorlar. Bu yüzden çareyi ‘kafayı dağıtmak’ da buluyorlar. Belki de bu yüzden erkenden ölüyorlar’ dedim.

‘Stres yapmamak lazım’ diyorsun yani’ dedi.

‘Yani yapmamak lazım diye öneriyor doktorlar’ dedim gülerek.

‘Sen katılmıyor musun buna peki?’ dedi.

‘Valla ben katılıyorum katılmasına ama kendim bunu uygulayamıyorum. Sürekli her şeyi dert ediniyorum kendime. Bu özelliğimi de hiç sevmiyorum’ dedim.

‘Mesela bir örnek ver’ dedi.

‘Mesela bir arkadaşım beni Facebook’ta arkadaşlıktan çıkarmış. Dün bütün gün ‘Neden acaba?’ diye kafama takıldı durdu’ dedim.

‘Takıldığın şeye bak. Değiştirebileceğin bir şey değil ki bu. Sonuçta her insanın hayata bir bakışı, bir duruşu var. Paylaştıklarınız örtüşmüyordur mesela. Bu yüzden de seni çıkarmış olabilir. Bu takılacak bir şey değil bence’ dedi.

‘Peki’ dedi. İkna olmuş olmaktan değil. O ne söylerse söylesin kendimi değiştiremeyeceğimi bu konuyu kafamda düşünmeye devam edeceğimi biliyordum.

‘Sen şimdi bana yaşlanmamak için birkaç tüyo ver’ dedi.

‘Yaşlanmayı durduramazsın ama geciktirebilirsin. Vücuduna, bedenine iyi bakmalısın. Her şeyin fazlası zarar ilkesini uygularsan hiçbir sıkıntı yaşamazsın. Her şeyi yapabilirsin ama kararında’ diye göz kırptım.

Biraz düşündü. ‘Valla sana helal olsun. Çok iyi anladım. Her şeyi yap ama ..konu çıkarma diyorsun’ dedi.

‘Öylede denilebilir’ dedim. Konu kapanmıştı.

‘Bu konuda bir kitap yazsana. Çok para kazanırsın’ dedi.

‘Valla kendimde o enerjiyi göremiyorum’ dedim.

‘Oğlum; sen genç gösteriyorsun ama için geçmiş senin. Hadi kalk biraz dolaşalım’ dedi. Deniz kenarında oturduğumuz taşların üzerinden kalkıp yürümeye başladık.

‘Hadi hızlı biraz’ dedi.

‘Her şeyi kararında, hatırla’ dedim göz kırparak.

Sustu, yavaş yavaş yürüdük.

Yaşlanmayı Durdurmak Mümkün Olsa
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan