Yetmiş İki Milletin Toplandığı Yer


  • Oluşturulma Tarihi : 02.05.2017 07:59
  • Güncelleme Tarihi :
Yetmiş İki Milletin Toplandığı Yer yazının resmi

'Hocam bizim işçi bayramımız bile size yaradı' dedi bir arkadaşım. Hakikaten de öyle olmuştu.

Hafta sonu tatiline bir de 1 Mayıs tatili eklenince uzun zamandır, “Dayı ne zaman İstanbul’a geliyorsun?” diye ısrar eden yeğenimi ziyaret etmenin tam zamanı diye düşündüm. Hem hafta sonu için özel bir planım da yoktu.

Metrodan Yenikapı'da indikten sonra beni karşılayan yeğenimin rehberliğinde, Kumkapı’ya, iç taraflara doğru sokaklarda yürümeye başladık. Sağımızdan solumuzdan farklı fiziksel yapılardaki zenciler, çekik gözlü kadın ve erkekler, başı sarıklı, değişik giysili Hindu ve Afganlar, Arapça konuşan farklı tipte, peçeli, açık kadın ve kızlar… Bir an kendimi başka bir ülkede gibi düşündüm. Türkçe dışında her dilden sesler duyuyordum. Hemen her renkten ve tipten insanlar vardı. Etrafa ağzım açık şekilde, şaşkınlıkla bakıyordum. Bir ara yeğenimle göz göze geldim. Sırıtıyordu.

“Ne gülüyorsun?” dedim.

“Sana ve etrafa şaşkınlıkla bakışına” dedi daha da fazla gülerek.

“Başka bir ülkeye mi geldim yoksa burası Türkiye mi?” dedim.

“Hani ‘yetmiş iki milletin toplandığı yer’ derler ya. Burası orası. Burada yabancı sayısı Türk’ten fazla. Her milletten insan var. Türk parası geçerli değil neredeyse. Başka bir dünya. Yukarısı Aksaray, Laleli. Paranın, ticaretin, ihracatın merkezi. Para buralarda dönüyor. Gerçi bir kaç yıldır durgunluk var. Bir 10 yıl öncesi çok daha hareketliydi buralar. Son zamanlarda biraz farklı şeylerin merkezi oldu burası” dedi.

“Neyin merkezi oldu?” dedim merakla.

“Eğlence ve bunların” deyip köşede, etrafa sanki birilerini bekliyormuş gibi bakarak bekleyen, tüm vücut hatlarını gösteren daracık elbiseler giymiş çekik gözlü, sarışın, Afrikalı ya da esmer kadınları gösterdi. Siyahi kadınların çoğu sarı peruk takıyordu. Çekik gözlü uzun boylu kadınların sayısı da az değildi.

“Çekik gözlü olanların çoğu Özbek ya da Kırgız. Başka Türki cumhuriyetlerden gelen kadınlarda var. Özellikle vizeler kaldırılınca buraları mesken tutuyorlar. Siyahi olanları söylemeye gerek yok zaten” dedi.

“Hayat işte... kim bilir ne umutlarla geliyorlar, şimdi ne yapıyorlar” dedim.

“Bazıları çaresizlikten ama çoğu kısa sürede çok para kazanmak için bu işleri yapıyorlar. Sonuçta bu bir sektör ve fahişelik mesleği dünyanın en eski mesleği dünyanın en eski mesleklerinden biri. Türk ekonomisinin kara deliği bunlar” dedi.

Sokaklara merakla bakarak yürüyordum. Yollarda saat, kolye, kemer, takı satan çoğunluğu zenci satıcılar, Rusça, Arapça levhalar, anlayamadığım farklı dilde yazılar, farklı kültürde restoranlar, yemekler, tatlılar... Kesinlikle farklı bir dünyaydı burası. Dünyanın hemen tüm ülkelerinden kültürlerin gelip buluştuğu bir noktaydı.

“Akşamları burada dikkatli olmak gerekiyor. Bir saatten sonra soygunlar, kapkaçlar oluyor. Bazen de pazarda uluorta yapıyorlar. Ceplerine ve çantana mukayyet ol” dedi.

Elimi cep telefonuma attım gayrı ihtiyari. Yerindeydi.

Sizler için bir kaç kare çektim.

Sizler bu yazıyı okurken ben bu dünyayı ve insanları sizin için keşfetmeye devam ediyorum.

Belki devamı gelir...

Yetmiş İki Milletin Toplandığı Yer
Dr. Deniz Arslan
Yazarımız Kim ?

Dr. Deniz Arslan