Doç. Dr. Zeki Uyanık
İlkses Gazetesi Yazarımız

Doç. Dr. Zeki Uyanık

Yazarın Köşe Yazıları

Sıkıntısı veya rahatsızlığı olan kimsenin ölmeyi istemesi isyan sayılır mı?

Hastalık, dert, keder, sıkıntı ve de mutluluklar hep biz insanlar için vardır. Ve bütün bunlar fani olan dünya hayatının bir gereği ve imtihanıdır. Başa gelen hayırlar ve mutluluklar bazen bizim için şer, başa gelen musibetler de bazen bizim için hayır olabilmektedir. Nitekim Allah, Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “Hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde de hayır vardır.” (Bakara, 2/216)

Bundan hareketle kişinin başına ne kadar ağır ve büyük bir musibet gelirse gelsin ölümü direk istemesi, temini etmesi uygun değildir. Zira Hz. Peygamber kişinin ölümü temenni etmesini hoş görmemiş bilakis yasaklamıştır. Ancak karşılaşılan bu hadise esnasında “Allah’ım ölüm benim için hayırlıysa beni öldür. Eğer hayat benim için hayırlıysa beni yaşat” (Buhârî, “Merdâ” 19; “Daavât”, 30) diye dua etmesinde bir sakınca yoktur. Sakınca olmadığı gibi aynı zamanda efendimizin de tavsiyesidir.

Alkol içerikli maddeler abdest ve namaza zarar verir mi?

Alkolü içmek bütün mezheplerde haramdır. Ama onunla temizlik yapma hususu ise mezhepler arasında tartışmalıdır. Elbiseye dökülen ya da yüze sürülen kolonya konusu da bunlardan biridir.

Hanefi mezhebine göre kolonya ve benzeri temizlik maddelerini içmek, içki içmek gibi yasak ve haramdır.  Çünkü içinde alkol vardır.


Dini nikâhı belli bir mekanda kıyma zorunluluğu var mı?

Nikahın şartları yerine getirildikten sonra nikâh kıyılacak mekanın hiçbir önemi yoktur. Kız evinde, erkek evinde, camide veya başka bir yerde kısaca her yerde dini nikah kıyılabilir. Yeter ki dinimizin nikâh için koştuğu evlenecek taraflar, şahitler, gibi şartlar yerine getirilmiş olsun.

Eşhuru’l-Hurum nedir?

 Haram ayları manasına gelen bu terkip, kamerî aylardan Zi’l-Ka’de, Zi’l-Hicce, Muharrem ve Recep aylarını ifade etmek için kullanılmaktadır. Cahiliye döneminde de hürmet edilen bu aylar, muhterem kabul edilmiş ve bu aylarda savaşmak haram kılınmıştır.

Namaz esnasında giysimizde insan resmi varsa kılınan namaz geçerli olur mu?

 Resimli elbise ile namaz kılmak mekruh olmakla beraber kılınan namaz geçerlidir. Aynı şekilde insan veya hayvan resmi bulunan yaygının üzerinde kılınan namaz geçerlidir. Yine namaz kılan kişinin sağında solunda ya da arkasında resim varsa kıldığı namaz geçerlidir. Ancak imkan varsa resmin olmadığı mekanda kılmak dikkatin dağılmaması için daha evladır.

Kudsi Hadis nedir?

 Hz. Peygamber’in Allaha nispet ettiği hadislerdir. Bu hadislerin manası Allah’tan, sözleri Hz. Peygamber’dendir. Hz. Peygamber bunları, “Allah şöyle buyuruyor” diye rivâyet eder.

Zekat vermenin belirli bir zamanı var mıdır?

 Zekat vermenin belli bir zamanı olmayıp, farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir ayı veya Ramazanı beklemeye gerek yoktur. Yani zekat vermekle yükümlü olanların,



Alış verişte pazarlığı kızıştırmak caiz mi?

Alış verişte pazarlığı kızıştırmak caiz mi?


Alışverişte pazarlığı kızıştırmak caiz mi?

Müşteri kızıştırarak fiyatın yükselmesini sağlamak dinen caiz değildir. Yani bir malın fiyatını yükseltmek amacıyla, o malı almaya niyetli olmadığı halde alacakmış gibi davranmak veya pazarlanmış bir malı almaya niyeti olmadığı halde sırf pazarlayan kişiyi almaya yönlendirmek için anlaşmalı olarak pazarlığı kızıştırmak dinen uygun değildir.

Senedi vadesinden önce değerinden düşük parayla nakde çevirmek caiz mi?

 İş sahasında sıklıkla karşılaşılan konulardan birisi de çek, senet kırdırma hadisesidir. Elinde çek veya senedi bulunan ve nakit paraya ihtiyacı olan birinin, çek veya senedi, üzerindeki fiyattan düşük bir rakamla bir başkasına kırdırması dinen uygun bir işlem değildir. Yani kişinin elinde örneğin 5 ay vadeli 10 bin liralık çek varsa, bunu 9 bin karşılığında bir başkasına kırdırması dinen caiz değildir.

 Çünkü böyle bir uygulama haksız kazanca ve faize neden olduğundan dinen caiz değildir. Zira İslam fıkhında alış veriş bir malı alıp satma ile meydana gelir her iki tarafta da yani alıcı ile satıcıda bir bedel olmalıdır. Bedel yoksa alış veriş meydana gelmemiş olur. Çek, senet kırdırma da alış verişin şartları tahakkuk etmediğinden dinen uygun görülmemiştir.

Bir abdestle birden fazla vakit namazı kılmanın bir sakıncası var mı?

 Abdest, namazın ön şartıdır. Abdest bozulmadığı müddetçe onunla kılınacak namaz konusunda herhangi bir sayı sınırlaması yoktur. Çünkü


Pişman olunduğu halde İslam dininde affedilmeyen günah var mı?

İslam dini, inanç, ibadet ve muamelat olmak üzere üç kısımdan oluşur. İnanç kısmını inkar etmek yani imanının altı esasından birini Allah’ı, Peygamberi inkar etmek küfürdür dinden çıkmadır. Diğer konularda haddi aşmak ise günahtır. İçki içmek, namaz kılmamak, yalan söylemek gibi. Kişi kafir olmadıkça günah işlemekle dinden çıkmaz. Küfür dışında günah işleyen kişi, ne kafir ne de münafık olur, imandan çıkmaz. Ama günahkar olur. İşlediği günahın büyüğüne göre de asi olur. Bu anlamda ibadet ve muamelat kısmında işlenen günah insanı kafir yapmaz günah işlendiğinde tövbe etmek gerekir. Tövbe edildiğinde de günahın işlenmemiş gibi affedileceğine inanırız. Çünkü Allah, Kur’an-ı Kerim’de günah işleyenleri “Ey iman edenler, samimi bir tövbe ile Allah’a dönün” (Tahrim, 66/8) hitabı ile tövbeye ve halis bir pişmanlığa çağırmaktadır. İmanlı olmak kaydı ile işlenen günah tövbe edilmekle silinir ama dinden çıkmayı gerektiren bir fiil işlenmişse yani Allah, peygamber, ahiret, kader inkar edilmişse bunun tövbesi öncelikle tekrar imana ve İslam dönmek için iki şahadeti getirmektir. Ondan sonra tövbe ve istiğfar etmektir. Var olan kul hakkını affettirmek için de tövbe etmek yetmez. Çünkü tövbe etmekle kul hakkının sorumluluğundan kurtulmaz. Bunun için de hak sahibinin hakkını ödemek ve helalleşmek gerekir.


Mezarlığın yanından geçerken Fatiha okumak zorunda mıyız?

 Hz. Peygamberin Mezarlıkları ziyaret ettiği ve bu ziyaretlerinde de ölülere selam verdiği onlara dua ettiği dini kaynaklarımızda vardır. Efendimizin ayrıca mezarlıklarda şu duayı okuduğu kaynaklarda vardır: “Ey Mü’minler yurdu, siz bizden önce gittiniz. İnşallah biz de size ulaşacağız.” Sevgili Peygamberimiz bu sözü ile hem ölülere dua etmiş hem de yaşayanları ölüm konusunda uyarmıştır. Aynı şekilde Hz. Peygamber Bedir’de ölenlere seslendiğinde, seni duyuyorlar mı ey Allah’ın resulü, diye soran Hz. Ömer’e “Onlar beni senden daha iyi duyuyorlar” diye cevap vermiştir.

 Buna göre, kişi bir mezarlığa gittiğinde ya da mezarlığın yanından geçerken mezarda yatana selem vermesi, dua etmesi ya da Kur’an okuması Hz. Peygamberimizin hem sünneti hem de uygulaması olduğundan Fatiha okuması sevap ve güzel olan bir ameldir. Ancak mezarda yatan kişiye Fatiha okumak güzel ve sevap olmakla birlikte farz değildir.

İşsizlik maaşı almak caiz mi?

 İşsizlik maaşı devletin işsiz kalan vatandaşına tanıdığı bir haktır. Ancak bu haktan yararlanabilmek için kişinin işsiz olması lazım. Yani hem resmi hem de gayri resmi olarak işsiz olması gerekir. Zira devlet, işsizlik maaşını gerçekten işsiz olanlara ödemektedir. İşten çıkarılan ya da işinden ayrılan bir kimse devletten işsizlik maaşı alırken başka bir yerde bir işe gayri resmi de olsa başlamışsa bu haktan yararlanması dinen caiz


Bir ürünün imalatında kullanılmak üzere domuz bağırsağının alım satımını yapmak caiz midir?

Domuz, dinimizin pis saydığı ve etinin yenilmesini haram kıldığı bir hayvandır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, “Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı…” (Bakara, 2/173) buyurulmaktadır. 

Her ne kadar bu ayet-i kerimede, domuzun etinin haram kılındığından söz edilmiş ise de, En’am Suresinin 145. ayetinde geçen “rics” kelimesi ile, A’raf Suresinin 157. ayetinde yer alan “ (Allah) onlara pis ve murdar olan şeyleri haram kılar” ifadelerini birlikte değerlendiren İslam alimleri, domuzun her şeyinin haram olduğu sorucunu çıkarmışlardır.

Buna göre, domuzun kendisi, eti, yağı, derisi ve diğer tüm organları pistir, Müslüman için mal değildir. Bir Müslümanın mal olmayan bir şeyi alıp satması caiz değildir. Nitekim Hz. Peygamber içki, leş, put ve domuzun satımının Allah ve Rasulü tarafından kesinlikle yasaklandığını bildirmiştir (Buhari, Büyu 111). 

Dolayısıyla domuzdan elde edilen her türlü ürünün zaruret bulunmadıkça yenilmesi, içilmesi, giyilmesi ve kullanılması haram olduğu gibi, Müslümanlara da gayrimüslimlere de satışı caiz değildir. Bunların satışından elde edilen kazanç da haramdır. 

Dolayısıyla gayrimüslimlere yönelik de olsa, sosis imalatında kullanılmak üzere domuz bağırsağının alım satımını yapmak caiz değildir.

Erginlik yaşından sonra


Allah’ın ismi anılmadan yapılan yemin yemin sayılır mı?

Allah’tan başkası adına yemin edilmesi doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. “Evime kavuşmak nasip olmasın,” “Çocuklarımın ölüsünü öpeyim gibi lafızlar” ise yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez.


Sehiv secdesini yapmayı unutan kimse ne yapması gerekir?

Bu secde, namaz kılarken kişinin yanılması veya unutması ya da dalgınlık gibi bir durumda namazın sonunda yaptığı bir secdedir. Kişi namazının kılarken farzı tehir etmişse veya vacibi terk ya da tehir etmişse sehiv secdesini yapması gerekir. Ancak kişi yapması gereken sehiv secdesini yanılarak veya unutarak terk etmişse, şayet selam verdikten konuşmak, gülmek kıbleden dönmek gibi namaza aykırı bir iş yapmışsa bu kimsenin sehiv secdesini yapması gerekmez namazı da kaza etmesine gerek yoktur. Fakat namaz bitiminde namaza aykırı bir iş yapmamışsa ve secde aklına gelirse hemen sehiv secdesini yapması gerekir.


Sadaka-i Câriye Nedir?

Sürekli sevap kazandıran sadaka anlamına gelir ve herkesin faydalanacağı süreklilik arzeden hayır demektir. Buna “kurumlaşmış hayırlar” da demek mümkündür. Cami ve mescidler, mektep ve medreseler, yollar ve köprüler, çeşmeler ve sebiller, hanlar ve hamamlar, her çeşit hayır vakıfları bunun örneğidir. 

Bunları yapanların, yapımına vesile olanların, katkı sağlayanların amel defteri kapanmaz ve sevabı sürekli olur.

Kamet getirmeden kılınan namaz geçerli olur mu?

Kâmet, farz namazlardan önce, namazın başladığını bildiren ve ezan lafızlarına benzeyen sözlerdir. Ezandan farklı olarak, “hayya ale’l-felâh” cümlesinden sonra, “kad kameti’s-salât” cümlesinin eklenmesidir.

Namaz, ister cemaatle, isterse tek başına kılınsın fark etmeksizin ki her farz namazdan önce kâmet getirmek sünnettir. Sünneti yerine getirmek sevap ihmal edip yapmamak ise yanlış olmakla beraber günah değildir. 

Durum bu olunca namazdan önce kamet getirmek sünnet olduğundan kişi namazdan önce kamet getirmese namaz yine de geçerlidir.

Kişi yanılarak adağının etinden yemişse ne yapması gerekir?  

Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usûl ve fürûu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler.     


Küs olan insanların birbirinin selamını almaması caiz mi?

Dinimizce selam vermek sünnet onu cevaplandırmak ise farzdır. Bir topluma selam verildiği zaman o toplumdan bir kişi bu selama karşılık vermesi bu farzı yerine getirmek için yeterlidir. Şayet cevap verilmese o toplumda oturan her Müslüman günahkâr olmuş olur.


Regaib kandilinin İslam dinindeki yeri nedir?

Receb ayının ilk cuma gecesine Regaib gecesi denir. Bu geceye Regaib gecesi ismini melekler vermişlerdir. Regaib, rağbet edilen, temizlenilen, mağfiret gecesi demektir. Regaib, ihsanın ve hayrın bol olduğu gece demektir.


Bir kimse birinden borç para alsa, öderken bir miktar fazla ödese caiz olur mu?

Borç alırken bir fazlalık şart koşulmadığı takdirde ödemede verilen fazlalığın bir sakıncası yoktur. Hatta Şafiî mezhebine göre böyle bir davranış sünnettir. Zira kişi bir iyilik yapmıştır siz de pazarlık ve şart olmadığı halde gönlünüzden gelmiş ve borç verene bir jest yapmış olduğunuzdan caizdir.


Maddi bir güvence göstererek borç almak caiz midir?

İslam açısından borç alıp vermede faiz olmadığı sürece bir sakınca yoktur. Bu borcu almak için de borç verecek kişi ya da kuruma maddi bir güvence vermekte de bir sakınca yoktur. Yani bir borcu almak için evimizi ya da arabamızı rehin vermemizde ya da ipotek yaptırmamızda bir sakınca yoktur. Sakıncalı olan, alınan borcun alınan miktardan daha fazla geri verileceğini vaat etmektir. Mesela yüz lira alınıp yüz on lira geri verileceği söyleniyorsa bu bir faiz uygulamasıdır. Faizi de İslam dini haram kılmıştır.


Faizsiz bankalara para yatırarak elde edilen gelir İslam dinine göre helal midir?

Özel Finans Kurumları, banka sayılmayan, İslamî esaslara göre fon kabul edip kaynak kullandırabilen tasarrufları değerlendirme yöntemleri olarak faiz yerine kâr-zarar ortaklığı esasına dayalı olarak çalışan kurumlardır.


Sevgililer gününü kutlamak dinen caiz mi?

mzuyanik@hotmail.com


Cemaatle kılınan namaza sonradan yetişen kimse cemaat sevabını alır mı? 

İmama namazın başında değil, birinci rek'atın rükûundan sonra, ikinci, üçüncü veya dördüncü rek‘atlarda uyan kimseye mesbûk denir. Bu kişi son rekâtta da olsa cemaate yetişmiş olur ve cemaat sevabını alır.

Cuma hutbesine yetişemeyen kimsenin kıldığı Cuma namazı sahih mi? 

Cuma günü okunan hutbe Cuma namazın sahih olmasının şartlarındandır. Bu hutbe okunmadan kılınan Cuma namazı ise geçersizdir.  Bundan dolayı Cuma namazının geçerli olabilmesi için bu hutbeyi okumak ve en az bir kişinin de bu hutbeyi dinlemesi gerekir. 

Fakat kişi işinden ya da bir başka gerekçeden dolayı hutbeye yetişememişse ama namaza yetişmişse kıldığı namaz geçerlidir.

Camiye giren oradakilere selam vermeli midir?

Meşguliyet nedeniyle verilen selamı alma imkanı olmayanlara selam vermemek evladır. Mesela, abdest bozan, ezan ve ikametle meşgul bulunanlara, namaz kılanlara, vaaz ve nasihatta bulunanlara selam vermek mekruhtur. 

Bunlardan biriyle meşgul olmayıp, verilen selamı alma imkanı bulunan kimselere, cami içinde de olsa, selam vermekte bir sakınca yoktur.

İmama uyan kimse kendi hatası için sehiv secdesi yapar mı?

Cemaatten birinin imama uyarak kıldığı namazda kendi yaptığı sehivden


Namazı bitirmek için verilen selamın namazın sona ermesinden başka bir anlamı var mı?

 Namazı bitirmek için verdiğimiz selam namazın bittiğine bir işaret olduğu gibi aynı zamanda, namazı bitirirken sağımızda bulunan meleklere, cemaate, herkese ve solumuzda bulunan tüm varlıklara selam verilerek onlara esenlik dilemektir. Yani namaza Allah’a hamd ile başlar, herkese esenlik dileyerek çıkarız.

Doğum kontrol hapı kullanmak caiz mi?

Hamileliği engelleyecek tedbirleri almak dinen sakıncalı değildir. Bu nedenle de hamile kalmamak için doğum kontrol hapı kullanma da bir sakıca yoktur.

Akika kesen kimse bunun etinden yiyebilir mi?

 Yeni doğan bebeğin başındaki ilk saçlarına akîka; bu çocuğun doğumundan yedi gün sonra başındaki tüyleri kısmen veya tamamen traş edip adını koyduktan sonra Allah’u Teâlâ’ya şükür için kesilen kurbana akîka kurbanı denir.

 Doğumun yedinci gününde çocuğa güzel isim vermek, aynı günde akikasını kesmek, sonra saçını tıraş edip, ağırlığı kadar, altın, altına güç yetirilmezse gümüş sadaka olarak vermek, sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet getirmek sünnettir. Akîka kurbanı, Hanefi mezhebine göre mübah. Şafii mezhebine göre ise sünneti müekkededir.

 Bu kurban çocuğun doğduğu günden baliğ olacağı güne kadar kesilebilir. Ancak doğumun yedinci gününde kesilmesi daha çok sevap kazanmaya sebeptir. Kesilen kurbanın kemikleri çocuğun sıhhatli olmasına sebep olsun niyetiyle kırılmayıp eklem yerlerinden sıyrılır. Akîka kurbanının etinden bunu kesen kimsenin yiyebileceği gibi ev halkı da bu


Resimli elbiseyi giymek caiz mi?

Resimli elbise giymek mekruhtur. Aynı şekilde resimli elbise ile namaz kılmak da mekruhtur. Ama bu elbise ile kılınan namaz geçerlidir. İnsan veya hayvan resmi bulunan yaygının üzerinde namaz kılmakta da bir sakınca yoktur. Çünkü resimli yaygının ayaklar altında olması resimlere değer vermeme anlamına geldiğinden caiz görülmüştür.


İnsanları güldürmek için yalan söylemek caiz mi?

Yalan, İslam’ın yasakladığı büyük günahlardan birisidir. Yalanın şakası da ciddisi de yasak ve haramdır. Sevgili peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: “insanları güldürmek için yalan söyleyen kişiye yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun” (Ebu Davud, “Edeb”, 40.) Bu hadislerden hareketle şaka ile de olsa yalan söylemek caiz değildir. Yalan ancak şu üç yerde söylenebilir.


Çalışan anne gelirinden baba gibi evine harcamak zorunda mı?

İslam’da mal hürriyeti vardır. Yani erkeğin kazandığı malı kendisine, kadının kazandığı mal kendinedir. İslam’a göre herkes kendi malının sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğundan ne kocanın ne de bir başkasının kadının malını nereye, nasıl ve ne kadar harcaması gerektiği gibi konularda karışma hakkı yoktur. Kadın dilerse malı yiyer, dilerse dağıtır, dilerse kocasına veya bir başkasına verir. Kimse bu konuda onu zorlayamaz. Kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Nitekim Allah bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır:


Evime kavuşmak nasip olmasın demek yemin sayılır mı?

Allah’tan başkası adına yemin edilmesi doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. “Çocuklarımın ölüsünü öpeyim lafzı” ise yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez. Böyle bir söz yemin sayılmadı gibi aynı zamanda doğru ve güzel bir söz de değildir. Böyle sözler ve yeminler Allah Resulü tarafından yasaklanmıştır. Nitekim buna benzer bir yemin etme olayında peygamberimiz sahabeleri uyarmış ve şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ, babanızı zikrederek yemin etmenizi yasaklamıştır. Öyleyse kim yemin edecekse ya Allah’a yemin etsin veya sussun.” (Buhârî, Eymân 4). Bu sözler yemin sayılmadığı için herhangi bir keffaret vermek de gerekmez. Büyük çocukların ibadet yapmamasından ebeveyn sorumlu olur mu?


Bir firmanın markasını ondan izinsiz kullanmak caiz mi? 

Başkasının emeğini gasp anlamına gelecek her iş, tutum ve davranış, kul hakkı sorumluğunu gerektirir. Kul hakkı ki Allah’ın affetmediği iki büyük günahtan birisidir. Bu hak ise, söz konusu hak sahibine iade edilmedikçe veya helallik alınmadıkça ortadan kalkmaz. İslam dini, emeğe büyük önem verir, haksız kazanca ise karşı çıkar. Kur’an-ı Kerim’de: “İnsan için ancak çalıştığı vardır.” (Necm, 53/39) buyrulur.