Abdestsiz olan birisi bazı sureleri okuması caiz mi?
- Oluşturulma Tarihi : 09.12.2025 08:49
- Güncelleme Tarihi : 09.12.2025 08:49
Kişi ölmeden malını vasiyet edebilir mi?
Vefat edenin vasiyet ettiği para veya mal, bıraktığı terekenin, yani geride bıraktığı servetin üçte birini geçmiyorsa (çünkü vefat eden kimse ancak mirasının 1/3 ünü vasiyet etme hakkı vardır.) vasiyet ettiği malını mirasçılar vasiyet edilen yere vermek zorundadırlar. Ama üçte birini geçiyorsa üçte birinden fazla olan kısma engel olabilirler. Mesela vefat edenin bıraktığı miras 300 milyar olsun. Bundan 100 milyar hayır kurumuna verilmesi vasiyet edilmiş ise, bu 100 milyar üçte birini geçmediği için vasiyet edilen kişi veya kuruma verilmek zorundadır. Tabi bu vasiyet mirasçı olmayanlar için geçerlidir. Çünkü İslam fıkhına göre ölünün mirasından miras alacak kimseye aynı zamanda vasiyet etmek caiz değildir. Edilse bile vasiyet geçersizdir.
Abdestsiz olan birisi bazı sureleri okuması caiz mi?
Kur’an-ı Kerimi abdestsiz tutmak ya da taşımak dinen caiz değildir. Ancak abdest yokken Kur’an-ı kerime dokunmadan ezberden okumanın bir sakıncası yoktur. Buna göre kişi abdestli olarak Ayetel Kürsiyi, ihlas suresini ya da bir başka ayet veya sureyi okuyabileceği gibi abdestiz olarak da kurana dokunmadan bunları ezberden okuyabilir. Ancak tabii ki Müslümanın her daim abdestli olması ya da abdestli olarak bu kısa sureleri okuması daha evladır.
Kısasu’l-Kuran Nedir?
Kur’ân kıssaları, hayat öyküleri demektir. Kur’ân’da geçmiş peygamberlere ve milletlere dair kıssalar vardır. Kur’ân kıssalarının amacı, tarihi olayları anlatmak değil, insanlara ibret dersi vermektir. Bu sebeple kıssalar, bir surede değil farklı surelerde yeri geldikçe anlatılmış ve tekrar edilmiştir.
Özelde ya da Kamuda çalışan kişinin mesai saatlerinde namaz kılmasında bir sakınca var mı?
Kişi, bir iş yerinde çalışırken vaktini alacağı para karşılığında iş sahibine kiralamış demektir. Söz konusu vaktin içindeki mesai zamanı işverenin hakkıdır. Bu mesai zamanında zamanı değerlendirmeyip ihmallerle vakit öldürmek, işverenin hakkını çalmak, verdiği paranın karşılığını tam olarak vermemektir ki bu da kul hakkıdır.
Ancak, işverene kiralanmış olan bu vaktin içinde bir de namaz vakitleri dediğimiz Allah hakkı vardır. Bu vakitler de, Allah’ın emirlerine tahsis edilmiş vakitlerdir. Bu namaz vakti de Allah’ın hakkıdır.
Bu bağlamda işverenin işinde çalışılacak olan kişi görevi olan işini hakkı ile yapacak ancak mesai saatlerinde Allah’ın hakkı olan ibadet sırası da geldiğinde o görevi de yerine getirmelidir. Bu sebeple özelde ya da kamuda çalışan kimsenin namaz kılma, oruç tutma hakkı ve görevi vardır. İşveren de bu ibadet için izin vermek ve ortamı hazırlamakla mükelleftir. Ancak namaz kılacak kimse de bu izni istismar etmemelidir.
Günün Ayeti
“Birtakım insanlar vardır ki ne ticaret ne de alışveriş onları, Allah’ı anmaktan, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin allak bullak olacağı bir günden (ahiretten) korkarlar.”
(Nur, 24/37)
Günün Hadisi
“Mü’minin nuru ve beyazlığı, abdest suyunun ulaştığı yere kadar varır.”
Müslim, “Tahâret”, 40.
Günün Sözü
Dünyada kalacağın kadar dünyan için, ahirette kalacağın kadar da ahiretin için çalış.
Süfyan Sevri
Günün Duası
Allah’ım hayırsız bir yaşamdan ve imansız bir ölümden bizi koru.
Bunları biliyor muyuz?
Âdetullah Nedir?
İlahî kurallar, Allah’ın evrendeki değişmez yasaları, sünnetullah demektir.
Günün Nüktesi
Sorgu Melekleri ve Ölü...
Hz. Peygamber şöyle buyurur:
“Kul kabrine konulup, yakınları da oradan ayrılınca ki, o geri dönenlerin ayak seslerini işitir. Kendisine iki melek (Münker ve Nekir) gelir. Onu oturtup:
“Muhammed denen kimse hakkında ne diyordun?” diye sorarlar.
Kişi, Mümin ise bu soruya:
“Şahadet ederim ki, o Allah’ın kulu ve elçisidir!” diye cevap verir.
Ona:
“Cehennemdeki yerine bak! Allah orayı cennette bir mekana tebdil etti.” denir.
Adam bakar her ikisini de görür. Allah da ona, kabrinden cennette bakan bir pencere açar. Eğer ölen kafir ve münafık ise sorduğunuz zatı bilmiyorum. Ben de herkesin söylediğini söylüyorum! diye cevap verir.
Kendisine;
“Anlamadın ve uymadın denir. Sonra kulaklarının arasına demirden bir sopayla vurulur. (sopanın acısıyla) öyle bir çığlık atar ki onu insan ve cin dışındaki herkes duyar.”
(Buhâri, “Cenâiz”, 68)