2

Alkol kullanan kişi ibadet ettiğinde ibadeti kabul olur mu?


  • Oluşturulma Tarihi : 13.07.2016 07:59
  • Güncelleme Tarihi :

Bir Müslüman yediği gıdaların maddi temizliğine dikkat ettiği gibi, manevi temizliğine de dikkat etmelidir. Manevi temizlik haram ve şüpheli şeylerden kaçınmakla olur. Çünkü bunlar insanın yaptığı ibadetin makbuliyetine büyük bir engeldir.

Midesine haram bir lokma indiren kulun kırk gün hiçbir ibadeti veya hayırlı ameli kabul edilmez nitekim sevgili peygamberimiz, “Haram yiyen kişinin 40 gün ibadeti kabul olmaz” buyurmaktadır.

İbadet ve hayırlı amel kabul edilmez derken yani bunlardan sevap elde edemez demektir. Ancak sevabı olmasa da yine de ibadetler bir farz ve sorumluluk olduğundan terk edilmemelidir. Zira içki içmek büyük günahtır. Bunun yanında ibadetler de terk edilirse kişi ibadetleri de yerine getirmediğinden ayrıca günahkar olmuş olur.

Karı koca boşandığında koca ne zamana kadar eski eşine nafaka vermesi gerekir?

İslam, evlilik hayatında kocaya vermiş olduğu hak ve yetkilerin yanında, bir takım görev ve sorumluluklar da yüklemiştir. Bunlardan birisi de, kocanın eşinin temel ihtiyaçlarını makul ve normal ölçülerde karşılama ve giderme görevidir. Bu, evlilik akdinden doğan bir sorumluluktur. Kadının zengin veya fakir, Müslim veya gayrimüslim olması bu görev ve sorumluluğu değiştirmez.

Kur’an-ı Kerim’de boşanmış ama iddet bekleyen kadına kocasının evinde ikamet etme hak veya yükümlülüğü getiren ve iddet süresince kadına zarar verilmemesini emreden ayetler vardır. Bu ayetler aynı zaman da kocaya eski eşine nafaka vermesini emretmektedir.

Söz konusu bu ayette yüce Mevla mealen şöyle buyurmaktadır:  “Onları (iddetleri süresince) gücünüz nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın.” (Talak, 65/6).

Bu ayetten anlamından hareketle,  İslam hukukçularına göre kadının kocası üzerindeki nafaka hakkı evlilik süresi ile evlilik sona erdiğinde ise iddet süresi ile kayıtlıdır. İddet dediğimiz üç ay hali bittiğinde ise nafaka sorumluluğu da bitmiş olur.

Kazaya kalmış namazları sırayla kılmak zorunda mıyız?

Kaza edilecek namazlar arasında sıra gözetilip gözetilmeyeceği bu namazları kılacak kimsenin durumuna göre değişir.

Hanefi mezhebine göre, kaza namazı kılacak kişi sahib-i tertip ise yani daha önce vaktinde kılmadığı bir namaz üzerinden başka bir namaz geçirmemiş veya en fazla beş vakit namaz geçirmiş olanlar vaktinde kılamadıkları ilk namazdan başlayarak sırayla kılarlar, ardından içinde bulundukları vaktin farzını kılarlar.

Sahib-i tertip olmayan yani altı vakit veya daha çok namazı kazaya kalmış olan kimselerin ise, bu namazları kaza ederken tertibe riayet etmesi gerekmez. Eğer sadece vaktin farzını kılacak kadar bir zaman kalmışsa bu takdirde kaza namazlarını değil önce vaktin namazını kılar.Kişi altı vakitten fazla namazı kazaya bırakmış ise sahib-i tertib olmaktan çıkar. Bu durumda dilediği vakitte dilediği namazın kazasını kılabilir. Şafi mezhebine göre ise tertibe riayet vacip değil müstehaptır.

Günün Ayeti

 “Kim yolunu Allah ve kitabıyla bulmaya çalışırsa, her işinde ona bir çıkış imkanı sağlar ve ummadığı, hesaplayamadığı bir yönde onu rızıklandırır.”

Talâk 65/ 2-3

Günün Hadisi

 “Ölülerinizin kötülüklerini dillendirmekten kaçının.”

 Ebû Dâvûd, “Edeb”, 42.

Günün Duası

“Allah'ım beni yeni bir güne eriştirdiğin için sana şükürler olsun. Allah'ım bu günümü de hayırla bitirmemi nasip et.”

Günün Sözü

Bize kalmayacak dünya için, bize kalacak günahlar biriktiriyoruz.

Malcolm X

 

Bunları biliyor muyuz?

Ruz-i Ceza Nedir?

İnsanların diriltilip hesaba çekilerek amellerinin karşılığının verileceği gün demektir ki aynı zamanda mahşer günüdür.

Günün Nüktesi

Hz. Ali ve Hırsız Hikâyesi…

Hz. Ali bir gün mescide geldi. Mescidin kapısında bir adam duruyordu. Hz. Ali, bu adamdan, kendisi mescitten çıkana kadar bineğini beklemesini istedi. Hz. Ali mescide girdikten sonra, adam hayvanın yularını alıp kaçtı. Hayvanı orada başıboş bırakıverdi.

Hz. Ali mescitten çıkarken elinde iki dirhem para vardı. Adamı yaptığı yardımdan dolayı ödüllendirmek istiyordu. Fakat birde ne görsün; hayvancağız tek başına, hem de yuları çalınmış olarak kapıda bekliyor. Yapacak bir şey yoktu.

Hz. Ali evine döndü. Daha sonra, yanında çalışan çocuğu yeni bir yular alması için çarşıya gönderdi. Çocuk iki dirheme bir yular aldı. Hz. Ali yuları görünce şaşırdı. Bu yular, çalınan yular değil miydi? Hırsız onu çocuğa iki dirheme satmıştı.

Bunu gören Hz. Ali şöyle dedi:

“İnsan, sabretmemekle sadece, helal olan rızkını harama çevirir. Asla, kendisine edilen rızkı arttıramaz.”

Alkol kullanan kişi ibadet ettiğinde ibadeti kabul olur mu?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık