Kur’an-ı Kerim Arapça indirilmiştir. Bu dile vakıf olmayanlar da bu yüce kitabı okumak, öğrenmek ve yolunda yürümekle mükelleftir. Dolayısıyla kişi Kur’anı okurken anlamını bilerek okursa tabi ki hayrı daha fazla olur. Aynı şekilde her Müslüman’ın da bu yüce kitabı anlayarak okuması temenni edilir. Ancak her insan bu dile ve bilgiye sahip olamayabilir. Sahip olamadığından dolayı da bu kitabı okumaktan mahrum kalması düşünülemez. Kişinin Kur’an-ı Kerim’in anlamını bilmese dahi onu okuması sevaptır. Hatta her bir harfinden dolayı okuduğu için Müslüman’a on sevap yazıldığını sevgili Peygamberimizi müjdelemektedir. Ayrıca Müslüman kimse kalplere şifa olan Kur’an-ı Kerimi Arapça orijinalinden okuyamıyorsa da en azından mealini ve tefsirini okuyarak ayetlerinin ne anlama geldiğini öğrenmelidir.
İslam dininde miras hakkı olan kimseyi mirastan mahrum bırakma var mıdır?
Dinimiz miras hukukuna büyük önem vermiştir. Gerek Kur’an-ı Kerimde, gerekse hadis-i şeriflerde miras bırakan kimsenin durumu, nasıl hareket edeceği, mirası hak edecek kimselerin kimler olduğu, ne şekilde ve ne kadar miras alacakları teferruatlı bir şekilde anlatılmıştır. İslam dininde bir insanın mirastan mahrum bırakılabilmesi için her şeyden önce, o kişinin -Allah korusun- dinden çıkmış, irtidat etmiş olması lazımdır. Yoksa bir insanın günahkar olması, birtakım dini vazifelerini ihmal etmesi mirastan mahrum bırakılmasını gerektirmez. Baba da olsa kişi evladını mirastan mahrum bırakamaz. Kaldı ki kişinin çocuklarına böyle bir ceza vermesi, müspet bir ıslah yolu da değildir. Diğer taraftan mirası hak edecek kimseler ne kadar varlıklı olursa olsunlar, bu zenginlikleri, onları mirastan uzak kılacak bir gerekçe olamaz. Durum böyle olmakla beraber, insan, servetinde istediği gibi tasarruf etme hakkına sahiptir. Lakin bazı kırgınlıklara da meydan vermemesi gerekir. Yani kişi hayattayken malını dinen haram olmayacak işlerde istediği gibi harcaya bilir, dağıtabilir… Ama öldükten sonra evladını ya da bir başka kişiyi mirastan mahrum etmesi hususunda vasiyet etmesi uygun değildir. Böyle bir vasiyeti olsa dahi geçersizdir.
Nebi kime denir?
Allah’ın, dini kurallarını, emir ve yasaklarını, öğüt ve tavsiyelerini insanlara bildirmesi için görevlendirdiği insanlara denir. İslâm bilginleri resul ile nebi arasında fark olduğunu, yeni bir kitap ve yeni bir şeriatla gönderilen peygamberlere resul-mürsel, yeni bir kitap ve yeni bir şeriatla göndermeyip, önceki bir resulün kitap ve şeriatını tebliğ etmekle görevli peygamberlere ise nebi dendiğini söylemişler.
Günün Ayeti
“Ben insanları ve cinleri ibadet etmeleri için yarattım”
(Zâriyat, 51/56)
Günün Hadisi
Allah, yeri ve gökleri yarattığı gün, yüz rahmet yarattı. Her bir rahmet yerle gök arasını dolduracak kadardır. Bu yüz rahmetten yeryüzüne bir tek rahmet indirdi ki bu sayede anne yavrusuna, yabani hayvanlar ve kuşlar da birbirlerine merhamet ederler. Kıyamette ise O, bu rahmetin tamamı ile kullarına merhamet eder.
Müslim, “Tövbe”, 21.
Günün Duası
Allah’ım bizi ve aile efradımızı her daim senin yolunda ve rızanda olanlardan eyle.
Günün Sözü
“Söz, ilâç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda verir. Gerektiğinden fazlası ise, zarara sebep olur.
Amr Bin As
Bunları biliyor muyuz?
Muhacirun kime denir?
Hz. Peygamber ile birlikte Mekke’den Medine’ye hicret eden Mekkeli Müslümanlara verilen bir sıfattır.
Günün Nüktesi
Kişinin Malı ve Mirasçının Malı…
“Hanginiz mirasçısının malını kendi malından çok sever?”
Sahabeler:
“Ey Allah’ın Elçisi! Hepimiz kendi malımızı daha çok severiz” dediler.
Resul-i Ekrem şöyle buyurdu:
“Hayır. Mirasçısının malını kendi malından daha çok sevmeyen kimse yoktur.
İnsanın kendi malı, ahirete gönderdiğidir; göndermedikleri ise mirasçıların malıdır.”