2

Anne babadan kalan maaşı almak için resmiyette boşananlar dinen de boşanmış sayılır mı?


  • Oluşturulma Tarihi : 27.02.2016 09:40
  • Güncelleme Tarihi :

     Evlilik gibi, yuva kurmanın ve neslin devamını sağlayan kutsal bir akdin basit çıkarlara alet edilmesi dinen doğru olmayan bir davranıştır.

     Maddî bir menfaat elde etmek için veya işçi olabilmek için anlaşmalı olarak mahkemeye başvurup formaliteden hanımı boşamak dinen geçerli olan bir boşamadır. Zira Hz. Peygamber: “üç şeyin şakası da geçerlidir. Ciddisi de geçerlidir. Bunlar da nikah, boşama ve imandan çıkmadır.” Buyurmuştur.

     Dolayısıyla boşanmanın formalitesi, oyunu olmaz. Kişi kendi isteği ile mahkemeye başvurmakta ve hâkimden kendilerini boşamasını istemektedir. Durum bu olunca mahkeme bu eşleri boşadığında boşama meydana gelir.

      Buna göre evlilik ciddi bir müessesedir ve bu müesseseyi her daim muhafaza etmek gerekir. Bu tarz şeyler nikaha zarar verir, nikahın düşmesine sebep olur.

Ölüm esnasında yapılan tövbe kabul olunur mu?

      Bütün günahlardan tövbe etmek ve tövbeyi geciktirmemek gerekir. Fakat tövbe kapısı, can boğaza gelinceye kadar açıktır. Bu konuda Hz. Peygamber Efendimiz:  "Bir kul can çekişmeye başlamadıkça Allahu Teala onun tövbesini kabul eder" buyurmuşlardır.

      Bu hadis-i şerif, ruhu boğazına gelmeden, can çekişmeye başlamadan kulun tövbesinin kabul olunacağını bildirmektedir. Aksi takdirde can boğaza gelip, hayattan ümit kesilip ahiret ahvalinin görülmeğe başlandığı zaman, yapılan tövbe ise geçerli değildir. Bu hususta Allahu Teala Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır:  "Kötülükleri yapıp yapıp da nihayet ölüm gelip çatınca: "Ben şimdi tövbe ettim" diyenler ile kafir olarak ölünler için (kabul edilecek) tövbe yoktur. Onlar için acıklı bir azap hazırladık." (Nisa, 18)

Kazaya kalmış namazları sırayla kılmak zorunda mıyız?

   Kaza edilecek namazlar arasında sıra gözetilip gözetilmeyeceği bu namazları kılacak kimsenin durumuna göre değişir.

    Hanefi mezhebine göre, kaza namazı kılacak kişi sahib-i tertip ise yani daha önce vaktinde kılmadığı bir namaz üzerinden başka bir namaz geçirmemiş veya en fazla beş vakit namaz geçirmiş olanlar vaktinde kılamadıkları ilk namazdan başlayarak sırayla kılarlar, ardından içinde bulundukları vaktin farzını kılarlar.

     Sahib-i tertip olmayan yani altı vakit veya daha çok namazı kazaya kalmış olan kimselerin ise, bu namazları kaza ederken tertibe riayet etmesi gerekmez. Eğer sadece vaktin farzını kılacak kadar bir zaman kalmışsa bu takdirde kaza namazlarını değil önce vaktin namazını kılar.

     Kişi altı vakitten fazla namazı kazaya bırakmış ise sahib-i tertib olmaktan çıkar. Bu durumda dilediği vakitte dilediği namazın kazasını kılabilir. Şafi mezhebine göre ise tertibe riayet vacip değil müstehaptır.

Çarşamba gününün uğursuzluğu doğru mu?

     Çarşamba günleri kazan kurulmaz, banyo yapılmaz gibi inanışların kaynağı ya bâtıl, ya da bölgesel halk âdet ve gelenekleridir. Bizim dinimiz her zaman çalışmayı ve her gerektiğinde temizliği emreder. Çarşamba günleri kazan kurulmaz veya Çarşamba günü uğursuzdur demek dini aşıdan doğru değildir. Böyle bir sakınca olsaydı bu durum ayet ve hadislerde ifade edilirdi.

      Banyo yapma işine gelince, gerekli olduktan sonra en kısa zamanda banyo yapmak gerekir. Diyelim ki, Çarşamba sabahı kendisine gusül gereken bir adam banyo yapmayıp o günkü namazlarını kazaya mı bırakacaktır? Onun için böyle bir inanç doğru değildir. Her gün hayırlı bir gün olduğu gibi Çarşamba günüde Allah’ın yarattığı hayırlı bir gündür.

Günün Ayeti

Hepiniz sonunda bize döndürüleceksiniz.

(Enbiya/35)

Günün Hadisi

Lezzetleri acılaştırıp yok eden ölümü çok anınız.

Günün Sözü

Dostu Olmayanın Düşmanı Da Olmaz.

Tennyson

 Günün Duası

Ey Allah'ım bugün bana cennet yolunu kolaylaştır ve beni cehennem yolundan uzaklaştır.

Bunları biliyor muyuz?

Yed-i Emîn Nedir?

Kânûnen güvenilir kimse olarak seçilen şahıs ya da mahkemece kendisine bir şey emânet olunan kimse; demektir.

Günün Nüktesi

Allah yolunda öldürülenler…

Mesruk Rahmetullahi Aleyh şöyle dedi:

“Biz, Abdullah ibni Mesud’a Allah’ın:

“Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Hayır, onlar diridirler! Rab’leri indinde rızıklanmaktadırlar. Allah’ın keremiyle kendilerine verdiklerinden mesrur olarak, arkalarında henüz (şehit olup) kendilerine yetişemeyenlere de korku olmadığına, onların da üzüntüye uğramayacaklarına sevinirler.” Ali İmran Suresi 169, 170 ayetinin tefsirini sorduk.

Abdullah ibni Mesud şöyle dedi:

−Biz de bunu sormuştuk da Rasulullah:

−‘Onların ruhları bir takım yeşil kuşların içindedirler. Onlar için Arşa asılmış kandiller vardır. Onlar cennette diledikleri her yere uçarlar sonra o kandillere girerler. Rab’leri onlara muttali olup:

−‘Herhangi bir şey arzu ediyor musunuz?’ buyurur.

Onlar:

−Ne arzu edelim ki? Biz cennette dilediğimiz her yere gidebiliyoruz derler. Rab’leri bunu onlara üç defa tekrarlar. Onlar kendilerine bu teklif edilmekten vazgeçilmeyeceğini görünce:

−Ey Rabbimiz! Bizim senin yolunda tekrar öldürülmemiz için bizim ruhlarımızı cesetlerimize iade etmeni istiyoruz derler. Nihayet Rab’leri kendileri için bir şey istemediklerini görünce, onlar terk olunur’ dedi.”

Anne babadan kalan maaşı almak için resmiyette boşananlar dinen de boşanmış sayılır mı?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık