Sayfa Yükleniyor...
Ayakta yemek yemek caiz mi?
Yemek yemenin adaplarından birisi de oturarak yemek ya da içmektir. Ancak gerek meşguliyetten gerekse başka gerekçelerden dolayı ayakta yemek ya da içmek caizdir. Fakat ayakta yemek içmek caiz olmakla birlikte mekruhtur.
Buna göre ayakta yemek içmek mekruh olmakla birlikte caizdir. Ancak yemek adabı açısından oturarak yemek ve içmek imkanı varsa ayakta yememek içmemek daha evladır.
Sarhoşluk veren her içecek haram mıdır?
Sarhoşluk veren her şey İslam hukukuna göre içki hükmündedir. İslam fıkhına göre bütün içkiler haramdır, çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır.
Peygamber Efendimiz bu hükmü ilan ederken, içkinin hangi maddeden yapıldığına bakmamış, ancak neticedeki tesirine yani sarhoş edişine dikkati çekmiştir. İnsanlar arasındaki ismi ne olursa olsun ve hangi maddeden yapılırsa yapılsın, sarhoş eden her şey içkidir.
Buna göre bira ve benzeri içecekler haramdır. Bal, darı, arpa ve benzeri maddelerin mayalanmasından elde edilen içki hakkında Hz. Peygambere soru sorulmuş, O da özlü ve kapsamlı bir ifadeyle: Sarhoş eden her şey içkidir. Her içki de haramdır buyurmuştur. Başka bir hadiste de: Çoğu sarhoş eden şeyin, azı da haramdır buyurmaktadır.
Kısaca İslam fıkhına göre sarhoşluk veren her madde az olsun çok olsun haramdır. Her Müslümanın bu illetin imalından, alım satımından ve içiminden uzak durması gerekir.
Hz. Peygamber döneminde mezhep yokken neden sonra mezhepler olmuştur?
Mezheplerin ortaya çıkışı, dini sebeplere dayanmaktadır. Peygamber döneminde dini konularda bir ihtilaf söz konusu değildi. Çünkü bir problem olduğunda Hazreti Peygamber'e sorularak çözümleniyordu. Peygamberden sonra, sahabe ve tabiun döneminden itibaren görüş ayrılığı başlamış asr-ı Saadetten uzaklaştıkça da bu ihtilaflar çoğalmıştır. Bu görüş ayrılıklarının belli bir nedenleri vardı.
-Kitap ve sünnette geçen bazı kelime ve cümlelerin farklı anlaşılması ve yorumlanması
-Sözün hakikat veya mecaz anlamlarına çekilebilmesi
-Hadislerin bilinmemesi, hadislerin sıhhat derecesi ve ölçüsü konusundaki farklı anlayışlar.
-İctihat usul ve gücünün farklılığı
-Sosyal ve tabii çevrenin tesiri... gibi.
Bu sebeplerden kaynaklanan görüş ayrılıkları bulunmakla birlikte, müctehid imamlar devrine kadar mezheplerden söz edilmemektedir. Hemen hemen her yerleşim merkezinde birçok âlim ve müctehid bulunmakta, soruları cevaplandırmaktaydılar.
Fakat bunlara nisbet edilen bir mezhep yoktu. Bu devirde, fıkhın ve fıkıh usulünün tedrin edilmesi, nazari konularda ictihad edilmeye başlanması, fıkıh mekteplerinin teşekkül ederek münazara ve münakaşaların başlaması gibi sebeplerle mezhepler ortaya çıkmış, bir çok ameli mezhep ya da düşünce sistemi ortaya çıkmıştır.
Bu mezheplerin büyük bir bölümü, taraftar bulamadığı için zamanla yok olmuştur. Ancak Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbeli... gibi büyük mezhepler varlığını günümüze kadar korumuştur.
Bütün bu büyük mezheplerin çıkış noktası ve kaynağı aynı olduğundan hak olan bu mezheplerden herhangi birine uyabiliriz. Tabi o geri kalan hak mezheplere de sanki başka bir din, ya da rakip bir mezhep veya düşmanmış nazarı ile bakmamak lazım.
Günün Ayeti
Yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah indinde en sevilmeyen şeydir.
(Saff: 61/3)
Günün Hadisi
Size iyilik yapana siz de iyilik yapınız.
Ebû Dâvûd, Zekât 38.
Günün Sözü
En iyi eğitimli kişi, yaşadığı hayatı en iyi anlayandır.
Hellen Keller
Günün Duası
Allahım haftayı hayırla ve bereketle bitirmemi nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Ashab Ne Demektir?
Hz. Peygamberi gören ve onunla sohbet eden Müslümanlar demektir.
Günün Nüktesi
Zulüm
Adaletiyle meşhur İranlı hükümdar Nuşerivan ziyafet veriyordu. Ancak yanlarında tuz yoktu. Getirsin diye bir hizmetçi gönderdiler.
Nuşerivan:
-Tuzu para ile al, gasp etme ki bedava alma adeti çıkmasın, memleket zulüm ile harap olmasın, dedi.
-Bir tuzdan ne zarar gelir? Diye soranlara
Nuşerivan şu cevabı verdi:
-Cihanda zulmün temeli ufacık bir şeydi. Ama her gelen onu büyüttü. Nihayet şimdiki duruma ulaştı.