Sayfa Yükleniyor...
Baba, çocuklarına rüşte erinceye kadar bakmakla mükelleftirler. Çocukları reşit, akil-baliğ olduktan sonra anne ve babanın onlara bakma zorunluluğu yoktur. Ama anne ve baba ihsanından, çocuklarına rüştten sonrada bakmakta ve yardımcı olmaktadır. Hatta iş ve yuva sahibi yapmaktadır.
Bu dini bir görev olmasa da Müslüman anne ve babalar kendilerine bir görev ve sorumluluk telakki ederek rüştten sonra da evlatlarına yardımcı olmaktadırlar.
Seccade üzerinde kılınmayan namaz sahih olur mu?
Temiz olan her yerde namaz kılınır. Hz. Peygamber bu hususta şöyle buyurmaktadır. Yeryüzü bana mescit kılındı. Dolayısıyla namaz kılarken illaki seccadenin üzerinde namaz kılmak zorunda değiliz. Dağda, bayırda, çimende, temiz toprakta ya da evde temiz bir halının üzerinde Namaz kılmada hiçbir sakınca yoktur. Yeter ki namaz kılınan mekan temiz olsun, üzerinde bir pislik, necaset olmasın.
Durum bu olmakla beraber seccadenin üzerinde namaz kılmak daha iyi ve güzeldir. Hele evdeysek seccadenin üzerinde kılmamız daha doğru olur
Arafta beklemek nedir?
Araf, cennetle cehennem arasında bir yer olup, iyilikleri ve kötülükleri eşit olan Müslümanları bir süre bekleyeceği yerdir. Arafta bekleyen Müslümanlar hem cenneti hem cehennemi göreceklerdir. Ancak amelleri eşit olduğundan cehenneme atılmaz. Aynı şekilde cennete ilk girenlerle beraber de cennete giremez. İşte bu insanın cezası bekleme cezasıdır.
Yani Arafta beklediğinden cennetin nimetlerine ilk etapta kavuşamıyor. Arafta bekleme süresi bitince cennete girer.
Amel defteri nedir?
İnsanın dünya hayatında yaptığı iyi ve kötü bütün işlerin sözlerin kayıt edildiği defter. Bu defter sesli bir film misali insanın her türlü hâl ve hareketini, konuşmalarını zapt eden bir defterdir.
Bu kayıt ve zabıtlarla insan ahirette hesaba çekilecek, bu defter insanın leh veya aleyhinde bir şahid olacaktır.
Karanlık bir ortamda namaz kılınır mı?
Namaz kılınan mekanın ve secde yerinin gözle görülmesi ve temiz olduğundan emin olunması asıldır.
Ancak secde yapılan yer, gözle görülemeyecek derecede karanlık da olsa, temiz olmak kaydıyla böyle bir ortamda namaz kılmakta bir sakınca yoktur. Fakat mekruh görülmüştür.
Yaptığımız yeminden dönebilir miyiz?
Gereksiz yere yemin etmek ve onu alışkanlık haline getirmek doğru bir iş değildir. Müslüman yemin etmeye ihtiyaç duymayacak şekilde sözüne güvenilen ve çevresi tarafından böyle bilinen bir kimse olmayı gaye edinmelidir.
Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir. Yeminin yerine getirilmemesi halinde, keffâret ödenmesi gerekir. Dolayısıyla kişi bir konuda yemin ediyorsa o yemini bozabilir. Ancak yemini bozduğu için keffarat gerekir.
Yemînin keffâreti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azât etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün peşpeşe oruç tutar. Yüce Allah, Allâh sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yeminlerden dolay sorumlu tutar. Yemînin keffâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle âzât etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemininizin keffâreti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun. Şükredesiniz diye Allâh size böylece ayetlerini açıklıyor. buyurmaktadır (Mâide 5/89).
Farz veya vacip olan bir şeyi yapmamaya; haram ve günah olan bir şeyi yapmaya yemin eden kişinin, bu yeminini yerine getirmeyip keffâret vermesi gerekir.
Günün Ayeti
De ki: "Rabbim rızkı dilediğine genişletir, dilediğine sıkar
Günün Hadisi
Müminler, aralarında, duvarları birbirine destek veren bir bina gibidir.
Günün Duası
Ya Rabbi bizi ibadetini güzel yapan ve doğru konuşanlardan eyle!
Bunları biliyor muyuz?
Gusül nedir?
Cünüplük, hayız ve nifas gibi hükmî kirlilik halinden kurtulmak için gerekli olan dinî temizlik demektir.
Günün Nüktesi
İnsanı felakete sürükleyen yedi büyük günah
Ebu Hureyre radıyallahu anh rivayet ediyor:
Bir gün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
İnsanı felakete sürükleyen yedi büyük günahtan kaçının, buyurdu. Sahâbîler:
Ey Allahın Rasulü, bunlar nelerdir? diye sordular. Peygamberimiz de:
Allaha ortak koşmak, sihir yapmak, Allahın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, (Allah yolunda yapılan) savaştan kaçmak, (kötülüğü gönüllerinden dahi geçirmeyen, günahtan) habersiz namuslu kadınlara zina iftirasında bulunmak, buyurdu.
Buhârî, Vasâyâ 23