Baba vefat ettiğinde geride bir miras bırakmışsa bütün çocukları evli, bekar, yaşlı, genç, çocuk, kız, erkek… fark etmeksizin hepsi bu maldan dini hisseleri oranında miras alırlar.
Evladın daha önce evden ayrılmış olması ya da farklı bir şehirde yaşaması kalan mirastan pay almasına engel değildir. Mal babadan kaldığı için bütün evlatları o mala mirasçı olurlar.
Hangi yemine kefaret gerekir?
Yemin çeşitleri üç kısma ayrılmaktadır.
a-Yemini lağv: Bir şey hakkında öyle olduğu zannedilerek yanlış yere edilen yemindir.
b-Yemini münakide: Geleceğe ait bir fiili işlemek ya da terk etmek için yapılan yemindir.
c-Yemini Ğamus: Geçmiş zamanda yapılmış veya yapılmamış bir iş için hakkında bilerek yalan yere yapılan yemindir.
Birinci yeminin kefareti yoktur. İkincinin kefareti zamanı geldiğinde yapıp yapmamaya göre hükme tabi olur. Fakat üçüncü çeşidin kefareti vardır. O da Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir. Bu yemin kefareti ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden ötürü sorumlu tutmaz, fakat bilerek ettiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da kefâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalama seviyesinden on fakire yedirmek yahut onları giydirmek ya da bir köle âzat etmektir. Buna imkânı olmayan ise üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğinizde (bozarsanız) yeminlerinizin kefâreti işte budur. Yeminlerinize bağlı kalın. Allah âyetlerini sizin için bu şekilde açıklıyor ki şükredesiniz. (Maide, 5/89.)
Edilen yeminin mahiyeti de önem arz eder. Şayet edilen yemin Allah’a isyan anlamında bir yemin ise yerine getirilmez. (İçki içme gibi) Haram olmayan yeminlerin ise yerine getirilmesi gerekir. Yoksa kefaretini ödemek lazımdır.
Mezarlığı ziyaret etmeden okuduğumuz Kur’an ve dua kabul olunur mu?
Hz. Peygamber, mezarlıkları ziyaret etmiş ve bu ziyaretlerinde de ölülere selam vermiştir. Efendimizin ayrıca mezarlıklarda şu duayı okuduğu kaynaklarda vardır: “Ey Mü’minler yurdu, siz bizden önce gittiniz. İnşallah biz de size ulaşacağız.” (Müslim, “Cenâiz,” 104.) Sevgili Peygamberimiz bu sözü ile hem ölülere dua etmiş hem de yaşayanları ölüm konusunda uyarmıştır.
Ziyaret etmek güzel ve sevap olduğu gibi ziyaret etme imkanı bulunmadığı durumlarda ise kişinin bulunduğu yerden ölüsüne Kur’an okuması ya da dua etmesi de uygun ve sevaptır.
Aynı şekilde yapılan ibadetlerin ve hayırların sevaplarını başkasına bağışlamak dinen caizdir. Buna göre kişi, mezarlığı ziyaret etme imkanı yoksa bulunduğu yerden okuduğu Kur’anı, yaptığı hatmin, kıldığı namazın ve istediği bir hayrın sevabını ölüsüne bağışlayabilir.
Namazda Fatiha’yı kalpten okumak caiz mi?
Fatiha’yı namazda dili kıpırdatmaksızın ve ses çıkartmaksızın zihinden veya kalpten okumak okuma sayılmaz, yani böyle yapmakla namazın rüknü olan kıraat yerine getirilmiş olmaz.
Namaz kılan kimse fatihayı kendi duyabileceği bir sesle, fısıldar gibi harfleri yerlerinden çıkartarak ve eğer yanında başkaları varsa onları namazda rahatsız etmeyecek bir şekilde okuması gerekir.
Günün Ayeti
“Ey iman edenler! Hamr, kumar, dikili taşlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.”
(Maide, 5/90)
Günün Hadisi
“Allah’a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun.”
(Buhârî, “Edeb”, 31.)
Günün Sözü
“Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer ve bilirsin, o nehir asla durmaz.”
Grange
Günün Duası
Allah’ım bugün yüzümüzden tebessümü dilimizden tatlı ve hayırlı cümleleri eksik etme.
Bunları biliyor muyuz?
Kefaet nedir?
çiftler arasında, dinî, iktisâdî ve sosyal seviye bakımından yakınlık ve denklik’in var olması demektir.
Günün Nüktesi
İyiliklerin En İyisi…
Ömer’in oğlu Abdullah, Mekke yolunda bedevilerden bir adamla karşılaştı. Ona selam verdi ve onu binmekte olduğu merkebe bindirdi, başındaki sarığı da ona verdi.
Bunun üzerine yanında bulunan İbn Dinar ona:
hayrını versin, onlar bedevidirler, aza da razı olurlar’’ dedi.
Abdullah şöyle cevap verdi:
“Bunun babası Ömer b. el-Hattab’ın (yani babamın) arkadaşı idi” dedi ve ilave etti:
“Ben Peygamberimizden, ‘İyiliklerin en iyisi, evlâdın, baba dostlarının ailelerine ilgi göstermesidir’ (Müslim, “Birr”, 5.) buyurduğunu işittim.”