Sayfa Yükleniyor...
Bayramlar, dost ve akrabaların, fakir ile zenginin bir araya gelip kaynaşıp sıla-i rahim yapmasına vesile olan dini günlerdir.
Bu bayramlar vesilesi ile müminler kırgınlıkları, üzüntüleri, acı ve elemleri bir kenara bırakarak Allahın kendilerine bahşettiği bu özel günleri yaşamaktadırlar. Dinimizce bayramlar çok önemsenmiş bu günlerde oruç tutmak Allahın ikramını ret etme anlamına gelmeyi çağrıştırdığı için yasaklanmıştır.
Yine bu günlerde, küs olan insanların barışmaları varsa kırgınlık ve kızgınlığın bir kenara bırakılması istenmektedir. Belki de bayramların yılda iki defa gelmesinin veya olmasının altında yatan espride bu olsa gerek.
Yüce dinimiz İslamın bu önemli günlerde bizden istediği bir başka husus da israf illetidir. Tabii İslam dini israfı sadece bu günlerde yasaklamamış bilakis her zaman yasaklamıştır. Nitekim:
Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.,
Gereksiz yere saçıp savurma. Zira böyle saçıp savuranlar şeytanların dostlarıdır. Ayetleri bu yasağı açıkça dile getirmektedir.
Bu ayet-i kerimedeki tebzir kavramı, malı, mülkü saçıp savurmak, akılsızca harcamak, gerektiği yere sarf etmemek anlamındadır. Ayet, saçıp savurmayı nankörlükle, bu davranışı sergileyenleri ise şeytanın kardeşi olmakla nitelemektedir ki bu, israf olayının ve müsrif olmanın ne denli kötü bir şey olduğunu ortay koymaktadır.
Hz. Peygamber de: Kibirsiz ve israf etmeden yiyiniz, giyiniz ve sadaka veriniz. sözü ile israfın yasaklığını ortaya koymuştur.
Yüce Allah, bütün varlıkları insanların hizmetine sunmuştur. Ve insanoğluna sayamayacağı kadar nimet vermiştir.
Allahın nimetlerini saysanız onları sayamazsınız.
İnsanlar, Allahın bu sayısız nimetlerinin bir kısmından emek sarf etmeden yararlansalar da, bir kısmından yararlanabilmeleri için ancak çalışıp çabalamaları gerekmektedir. Çünkü Kuran-i ifade ile:
İnsan için ancak çalıştıklarının karşılığı vardır.
Allah da, çalışanların, işlerini iyi ve sağlam yapanların, emeklerini zayi etmez, onları mükafatsız bırakmaz. İman edenler ve iyi amel işleyenlerin mükafatlarını elbette zayi etmeyiz.
Çalışıp servet sahibi olmak kadar serveti doğru bir şekilde harcamak, aile fertlerinin, akrabanın, yoksulların ve toplumun haklarını vermek de önemlidir. Yüce Allah, her şeyi bir ölçü ve denge ile yaratmıştır. İnsanlar da hayatın her alanında olduğu gibi, harcamalarında da ölçülü ve dengeli olmak durumundadırlar.
İslam, mal, mülk ve para harcamakta ihtiyacı ölçü almış, gereksiz ve faydasız yerlere yapılan lüzumsuz harcamaları yasaklamıştır. Masraf gelire göre değil ihtiyaca göre yapılmalıdır. Gelirimiz artsa bile harcama ihtiyaç hududunu aşmamalıdır.
Her konuda olduğu gibi bu hususta da İslam, israf v e cimriliğe kaçmadan itidali emretmektedir. Dinimizde bu ölçü olgun mümin olabilmenin vasıflarından biri olarak kabul edilmiştir. Kuran-ı Kerimde bu hususta şöyle buyrulmaktadır:
Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma diğer bir ayet-i kerimede:
Onlar ki harcadıkları vakit ne israf ne de sıkılık yapmazlar. (harcamalarında) ikisi arasında orta bir yol tutarlar. Ayette israf ve cimriliğin yerilmesine karşılık, ölçülü ve dengeli olma övülmekte ve bu tutum Rahmanın kullarının özelliği olarak zikredilmektedir.
Kısacası buraya kadar zikrettiğimiz ayet-i kerimelerde ve hadis-i şeriflerde servetin, mal-mülkün, para ve ekonomik değerlerin, ihtiyaç maddelerinin harcanmasında israf yapılmaması istenmektedir. Ve bu davranışın, olgun müminin davranışları arasında yer aldığı belirtilmektedir.
Öyleyse biz müminlere düşen başta bayramlarda olmak üzere her zaman verilen nimete karşı mutedil bir yol takip edip, bu nimetleri yerinde ve boşa götürmeden harcamaktır.
Bayramları da birer israf günleri olmaktan çıkarıp ihtiyacımıza göre harcamak, ihtiyacımıza göre yiyip içmek ve giymek alışkanlığına çevirelim.
Bayramın size, ailenize ve de ümmeti İslama hayırlara vesile olması duası ile
Soru ve Cevaplar
Bayramda yapılması müstehap olanlar nelerdir?
Bayramda erken kalkmak, gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, karşılaşılan müminlere güler yüzle selam vermek, fakirlere sadaka vermek, dargınları barıştırmak, akrabayı, din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir. Allah'ın verdiği nimetlere şükretmek için sevinçli ve neşeli görünmek menduptur.
Bütün bunların dışında çocuklar, bilhassa öksüz ve fakir çocuklar sevindirilmeli, akraba eş ve dost ziyaretleri de yapılarak hâl hatır sorulmalıdır
Ramazan ayından sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmanın dindeki yeri nedir?
Ramazan ayı ve bayramından sonra şevval ayı içinde "altı gün orucu" adıyla bilinen orucu tutmak sünnettir. Şevvâl ayının ilk gününde -ki ramazan bayramının ilk günüdür- oruç tutulması haramdır. Bayramın diğer günlerinde ve şevvâl ayında kaza veya nafile oruç tutulabilir.
Oruç ayı ramazanın tamamlayıcısı durumunda olan şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruç, bir Müslüman'a bütün bir yıllık oruç sevabı kazandıracaktır. Bu altı günlük orucun bitişik olması, yani hiç ara vermeden tutulması mecburiyeti yoktur; aralıklarla da tutulabilir. Şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruçla, bir yıl oruç sevabının nasıl elde edileceği Alimlerce şöyle ifade edilir:
Dinimizde, bir iyilik yapana on sevap verileceği yolundaki hadis esas alındığında, bir Müslüman otuz günlük ramazan orucuna ilâveten şevvâl ayındaki altı günlük oruçla otuz altı gün tutmuş olmaktadır. Bu otuzaltı rakamı, hadiste ifade edilen on sevap ile çarpıldığı zaman 360 gün elde edilir. Böylece kamer ay hesabıyla bütün bir yıl oruçla geçirilmiş gibi olur.
Bayramda mezarlıklarda para karşılığında Kuran okumak caiz mi?
Ölüye faydası dokunan ibadetlerden bir tanesi de Kuran okumaktır. Kuran okuyup veya okutmakla sevabını ölen kişiye bağışlamak dinimizce uygun bir davranıştır.
Cumhuru ulemaya göre bir kimse hiçbir maddi menfaat beklemeden ve almadan Kuran-ı okur ve bunun sevabını ölüye bağışlarsa yaptığı bu davranış sünnete uygun ve faydalı bir davranıştır. Fakat pazarlıklı menfaat karşılığında başkalarına Kuran okumak dinen uygun değildir.
Ramazandan kaza orucu kalan kişi kaza orucu mu nafile orucu mu tutmalı?
Oruç, namaz gibi dinin farz kıldığı ibadetleri yerinde ve zamanında yerine getirmek gerekir. Bir özür olmadan bunları sonraya, kazaya bırakmak dinen büyük bir günahtır. Fakat bir özür varsa özre binaen geciktirilebilir.
Ama özür ortadan kalkınca en yakın zamanda kaza etmek gerekir. Oruç borcu olan (hastalıktan, yolculuktan) Ramazan ayının bitmesi ile bayramdan sonra bunları kaza etmesi gerekir.
Şayet kaza etmeden ölürse ahiret gününde bunlardan sorulur. Allah affetmezse azapta görür.
Buna göre kaza borcu olan kimse sorumlu olmadığı ve ahiret gününde azap görmesine vesile olmayacağı nafile orucu tutacağına, üzerinde borcu olan kaza orucunu tutmalıdır. Kaza oruçları bitince istediği kadar nafile orucu tutabilir.
Günün ayeti
Müminler ancak ve ancak kardeştir. O halde kardeşlerinizin arasını düzeltin.
Günün Hadisi
Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi
Günün Sözü
Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez,
Günün Duası
Allahım ramazan bayramını bize ülkemize ve de ümmeti İslama hayırlara vesile kıl.
Bunları Biliyor muyuz?
Ashabul- Kehf kimdir?
Mağara arkadaşları veya mağarada uyuyanlar olarak bilinen bir grup mümin genç hakkında kullanılan bir tabir. Kur'an-ı Kerîm'in 18.i suresinde anlatılan ve sureye adını veren bu olay, Allah inancına sırt çevirip putperestliğe saplanan kavimlerini terk ederek şehirden ayrılan ve bir mağaraya sığınan hâlleriyle insanlara ahiret inancı ve ölümden sonra dirilme hususunda ibret olan genç müminlerin hikâyesidir.
Günün Nüktesi
Ben kral değilim, içinizden bir insanım
Ebu Hüreyre ile birlikte, çarşıya alışverişe çıkmışlardır. Alış verişi bitirdikten sonra satıcıya tartması için para yerine kullanılan gümüş parçalarını uzatır ve:
Dikkatli ol, ağırca tart. der. Şaşırarak hiç bir müşterisinden böyle bir teklif duymadığını söyleyen satıcıya Ebu Hüreyre karşısındakinin peygamber olduğunu bildirir Satıcı derhal
Hz. Peygamberin ellerine kapanarak öpmek ister O izin vermez.
Bunu İranlılar krallarına karşı yaparlar. Ben kral değilim, içinizden bir insanım
Eve dönüş sırasında Ebu Hüreyre yükünü taşımaya yardımcı olmak ister. Ona da izin vermez.
Ebu Hüreyreye Kişi, eşyasını, taşıyabiliyorsa, sadece kendi taşımalıdır.der.