Bebeğe isim koyarken illaki Arapça ya da Kur’an’da olan bir ismi mi koymak gerekir?


  • Oluşturulma Tarihi : 22.11.2021 07:28
  • Güncelleme Tarihi :
Bebeğe isim koyarken illaki Arapça ya da Kur’an’da olan bir ismi mi koymak gerekir? yazının resmi

Çocuklara isim koyarken koyulan ismin illaki Arapça bir isim veya Kur’an da geçmiş olması gerekmez. Bir ismin manası güzel olduktan sonra Arapça, Türkçe, Farsça, Kürtçe olmasında dini bir sakınca yoktur. Ama isim koyarken Kur’an-ı Kerim’de geçen bir ismi veya peygamber, sahabe ve evliyaların ismini tercih etmek daha doğru ve güzeldir. Yani önemli olan hangi dilde olması değil, koyulan ismin mana olarak güzel olması ve çocuğu toplum içinde rencide etmemesi ve aynı zamanda dine muhalif bir ismin olmamasıdır.

Mesela: Kur’an’da Ebu Leheb’in ismi de geçmektedir ve Kur’an Ebu leheb hakkında hiç de iyi bahsetmemektedir. Kur’an’da geçiyor diye çocuğumuza Ebu Leheb ismini veremeyiz.

Unutmayalım ki kıyamet gününde herkes ismiyle çağrılacaktır. O halde isim koyarken bu hakikati göz önünde bulundurmak gerekir.

Ahiret gününde haşır nasıl olacaktır?

Haşır, Allah’ın insanları hesaba çekmek üzere tekrar dirilişten sonra bir araya toplamasıdır. İnsanların toplandıkları yere mahşer denilir. Kur’an-ı Kerim’de mahşerden ve bu sırada yaşanacak olaylardan bahseden pek çok ayet vardır. Bu ayetlerden birinde şöyle buyurulur: “Allah, onları sanki günün ancak bir saati kadar kaldıklarını sandıkları bir durumda yeniden diriltip toplayacağı gün aralarında birbirleriyle tanışırlar. Allah’ın huzuruna varmayı yalanlayanlar elbette zarara uğramışlardır. Çünkü onlar doğru yola gitmemişlerdi” (Yunus 10/45).

Haşir günü insanlar kendi dertlerini, hesaptan yüz akıyla çıkıp çıkmayacaklarını düşüneceklerinden yakınlarıyla bile ilgilenmeyeceklerdir. O gün müminlerin yüzleri parlayacak, kafirlerin ise kararacaktır.

Hz. Peygamber haşır ile ilgili olarak şöyle buyurur: “Her kul öldüğü durum üzere haşredilir. İyilik üzere ölmüşse iyi, kötülük üzere ölmüşse kötü olarak diriltilecek.”(Buhari, “Rikak”, 45).

Birinin malına zarar veren kimse malın sahibini bulamıyorsa nasıl tazmin eder?

İsteyerek veya istemeyerek olsun bir kişinin malına zarar veren bir insan, şayet o kişiyi tanıyor veya bulma imkanı varsa bulmalı ve ona hakkını helal ettirerek zararını tazmin etmeli. Kişi ölmüşse mirasçılarına hakkı tazmin etmeli ya da onlardan helallik istemeli.

Şayet o kişiyi veya ailesini, mirasçılarını bulma imkanı yok ise onun adına bir hayır kuruluşuna veya fakir bir kişiye para yardımı yaparak hayırda bulunmalı.

Günün Ayeti

Allah, size evlerinizi güvenlik ve huzur bulacağınız yerler kıldı. Nahl, 16/80.

Günün Hadisi

İki söz vardır ki, onlar Rahman’a sevgili, dile hafif, mizanda ise pek ağırdır. Bunlar: ‘Sübhanallahi ve bihamdihi, sübhanallahi’l-azim’ cümleleridir. Buhari, Daavat, 65

Günün Duası

Allah’ım sahip olduğumuz iman, sağlık, huzur ve nimetlerin kıymetini bilen kullarından eyle.

Günün Sözü

Verilen söz, vaktinde verilmesi gereken bir borçtur. Hz. Ali

Bunları biliyor muyuz?

Setri avret nedir?

Namazın şartlarından birisi olan setr-i avret, namazda örtülmesi gereken yerlerin örtülmesi anlamına gelmektedir.

Günün Nüktesi

Şeytan ve Uyku…
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
“Şeytan, sizden biriniz geceleyin uyuduğunda ensesine üç düğüm atar.

Her düğümle birlikte, “Senin üzerine haydi uzun gece var uyu dinlen der.”

O kimse uyanıp da Allah’ı zikrettiği zaman bir düğüm çözülür, abdest alırsa iki düğüm, namaz kılarsa bütün düğümler çözülür.

Artık o kimse zinde ve gönlü rahat olarak sabahlar. Aksi takdirde uyuşuk ve tembel olarak sabahı bulur. Buharı, Teheccüd, 12.

Bebeğe isim koyarken illaki Arapça ya da Kur’an’da olan bir ismi mi koymak gerekir?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık