Dinen helal olan bir malın veya hizmetin alım satımında aracı olan kişinin (komisyoncunun), yaptığı hizmetin karşılığında alıcı veya satıcıdan yahut her ikisinden tespit edilen oranda ücret alması caizdir. Ancak hizmetinin karşılığında alacağı ücretin önceden belirlenmesi uygun olur.
Ücretin önceden belirlenmemiş olması halinde ise, mevcut uygulama ve örfe göre hareket edilir.
Buna göre belli bir ücret (komisyon) karşılığında firmalara iş ya da müşteri bulan kişinin elde ettiği gelir dinen helaldir.
Yeni bir ev ya da araba alındığında kesilen kurban etinden kesen kimse yiyebiliyor mu?
Ev veya araba almak kan akıtmayı gerektirmez. Yani yeni bir ev ya da araba alındığında kurban kesmek gerekmez. Ancak bu konuda adak yapılmışsa adağın yerine getirilmesi gerekir. Örneğin ev alırsam ya da arabam olursa kan akıtacağım derse ve bunları alırsa, aldığında bu kanı akıtması gerekir. Yani bu kanı akıtması gerekir.
Aynı şekilde kişi adak adamamışsa dilerse bu mala ve nimete nail olduğu için şükür babından bir kurban kesebilir.
Bir diğer husus daha vardır ki o da şudur: Sadaka belaların define vesile olur Böyle bir nimetten dolayı kurban kesip tasadduk etmenin muhtemel bir takım kaza ve belaların define vesile olacağı da umulur. Fakat bütün bunların yapılmasında bir adak söz konusu değilse bir vaciplik yoktur.
Yeni bir ev ya da araba alındığında adanmamışsa kesilen kurban etinden kesen kişi ve çocukları yiyebilir. Ancak bu adak olarak adanmış ise kesilen kurban etinden kesen kişi ve ailesi yiyemez.
Bayanın tırnak uzatması caiz mi?
İslam dini temizlik dinidir ki efendimiz temizlik imandandır hadisi şerifi ile buna vurgu yapmaktadır. Onun için tırnakların uzayan kısımlarının kesilmesi, fıtratın gereği olan sünnetlerdendir. Nitekim Hz. Peygamber bir hadisi şerifinde, fıtrattan olan beş temizlikten birinin tırnakların kesilmesi olduğunu belirtmiştir.
Tırnaklar uzayınca etle tırnak arasına pis, mikroplu şeyler girer. Bilhassa el parmakları vücudun hemen her yerine, özellikle yemek yerken ağza değeceğinden, buralara mikropları bulaştırır. Abdest ve gusül esnasında suyun tırnak altlarına (uzayan kısmın altına) ulaşması şarttır. Pislik dolu olduğu için buralara su ulaşmazsa temizlik olmaz. Güzellik niyetiyle, temiz tutulsa da tırnak uzatmak yanlıştır. Aynı zamanda Hz Peygamberin sünnete aykırıdır.
Satılan malın kusuru gizlense bu kusur fark edildiğinde müşterinin malı iade etme hakkı var mı?
Ticarette malın kusurunu söylememek aldatmaktır. Aldatmak ise dinen uygun değildir. Nitekim sevgili Peygamberimiz bu hususta bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: Bizi aldatan bizden değildir"
Buna göre bir mal satarken, satılan malın bir kusuru varsa o kusura söylememek bir aldatmadır. Böyle bir aldatma ise dinen kul hakkı ve günahtır. Kul hakkı ise affedilmeyen günahlardan birisidir. Dolayısıyla kişi sattığı malda bir atıp, kusur, kırık, özür varsa sattığı kişiye söylemelidir. Söylemeden satarsa satıcı günaha girer müşterinin de malı geri iade etme hakkı olur
Günün Ayeti
Onlar (müminler), ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır.
Nur 37.
Günün Hadisi
Sizden biri içiyle dışıyla Müslüman olursa, yaptığı her bir hayır en az on mislinden, yedi yüz misline kadar sevabıyla yazılır. İşlediği her bir günah da sâdece misliyle yazılır. Bu hâl, Allah'a kavuşuncaya kadar böyle devam eder."
Buharî, İman 31
Günün Sözü
Senin gönlün değişirse dünya değişir.
Şemsi Tebrizi
Günün Duası
Allahım bugün gönlümüzden geçirdiğimizi ve dua da senden dilediğimizi hakkımızda hayırlı ise nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Takiyye Nedir?
Kendisine zor kullanılan kimsenin canını, malını ve koruması gerekli varlığını mutlak bir tehlikeden kurtarmak için gerçekte benimsediği görüş ve kanaatin aksini izhar etmesi, karşı tarafla aynı fikirde imiş gibi görünmesidir.
Günün Nüktesi
Evladın Baba Üzerindeki Hakları
Bir adam evladının itaatsizliğinden dolayı şikayet ediyordu. Adam, belki Halife bir çaresini bulur diye oğlunu, Halife Ömerin huzuruna getirdi. Çocuğa, babaya itaatin faziletlerinden bahseden Hz. Ömer:
Babana niçin itaat etmiyorsun? dedi. Çocuk, Hz. Ömeri dikkatle dinledikten sonra:
Ya Ömer! Babanın evlat üzerinde bu kadar hakkı var da, evladın baba üzerinde hiç mi hakkı yok, dedi.
Hz. Ömer:
Olmaz olur mu? Babanın vazifeleri de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Doğduğu zaman güzel bir isim koymak, dinini, diyanetini öğretmek, kitabullahı öğretmek, daha sonra, zamanı geldiğinde Müslüman ve iffetli bir hanımla evlendirmek, diye saydılar.
Bunları dinleyen evlât:
Ya Ömer sorar mısınız babama, bunlardan hangi birini bana yapmıştır, dedi.
Hz. Ömer, çocuğun babasına dönüp:
Bu vazifelerini yerine getirdin mi? diye sordu. Adam gayet mahcup bir vaziyette:
Hayır ya Ömer, yerine getirmedim, deyince Halife çok hiddetlendi ve:
Demek ki, oğlun sana değil, sen oğluna isyan etmişsin. Bir de gelmiş oğlum beni dinlemiyor, diyorsun