Sayfa Yükleniyor...
Kurban, bir ibadet olduğu için, kurbanlık hayvanların kusursuz olmaları gerekir. Bazı kusurlar vardır ki; bunlar, hayvanın kurban olmasına engeldir. Bu kusurların başlıcaları şunlardır:
İki veya bir gözü kör olan, kemiklerinde ilik kalmayacak derecede zayıflamış olan, kesim yerine yürüyerek gidemeyecek kadar topal olan, kulağının ve kuyruğunun üçte birinden fazlası kopmuş olan, dişlerinin yarıdan fazlası dökülmüş olan, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, ölüm derecesinde hasta olan... Hayvanlar kurban edilmezler.
Boynuzsuz veya boynuzu biraz kırılmış, dişlerinden birazı dökülmüş ve burulmuş hayvanların kurban edilmeleri caizdir.
Kişinin kurbanı kesilirken başında bulunması gerekir mi?
Kurban kesmekle yükümlü olan kişinin, keseceği kurbanı bizzat satın alması, kendisinin kesmesi veya kesilirken yanında bulunması- kurbanın sahih olması için - gerekli değildir. Bunlar vekalet yoluyla da yapılabilir. Çünkü kurban malî bir ibadettir. Malî ibadetlerde vekalet caizdir. Hiçbir mazeret olmadan da, kişi kendi adına kurbanını satın alıp kesmek üzere güvendiği bir kimseyi vekil tayin edebilir.
Ortaklaşa kurban edilecek bir hayvana ortaklar değişik niyetlerle katılmaları caiz mi?
Hanefi mezhebine göre kurbana ortak olanların yönleri değişik olsa bile kurbana kurban niyetiyle katılmak durumundadırlar. Mesela, ortaklardan biri vacip olan kurbanı, diğeri adak kurbanı, bir diğeri de nafile kurbanına niyet etmiş olsalar bu farklı niyetlerle bu kurbana ortak olmalarında bir sakınca yoktur. Çünkü hepsi de ibâdet niyetiyle katılmış bulunmaktadırlar. Fakat ortaklardan biri herhangi bir ibadet niyetiyle değil de, et almak maksadıyla katılmış olsa, bu sahih olmaz ve diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş sayılmazlar.
Ancak Şafii mezhebine göre isteyen istediği niyetle bu hayvana ortak olabilir. Kişi ister et almak için ister adak kurbanı için isterse normal kurban için isterse ticaret için fark etmeksizin hangi niyetle ortak olursa olsun geçerlidir. Kurban kesenin kurbanı da sahihtir.
Ailede bir kişinin kurban kesmesi yeterli mi?
İslam dininde; ailede ''mal birliği'' değil, ''mal ayrılığı'' prensibi vardır. Yani bir aile içinde de olsa, herkesin malı, kendisine aittir. Bir kimse, babasının, eşinin veya oğlunun servetiyle zengin sayılamaz. Baba fakir olduğu halde oğlu; koca fakir olduğu halde karısı zengin olabilir.
Bu bakımdan, aile içinde, diğer şartlarla beraber kimler dinen zenginse Hanefi mezhebine göre sadece onlar kurban kesmekle yükümlü olurlar. Hepsinin de kesme gücü varsa her birinin ayrı ayrı kurban kesmesi gerekir. Aile içinde zengin sayılan kimse yoksa hiçbiri kurban kesmekle yükümlü olmaz.
Şafii mezhebine göre kurban kesmek sünnet olduğundan kurban kesmek için zenginlik şart değildir. Kurban kesmek sünnet olduğundan fakir de zengin de kurban kesebilir.
Kurbanın derisi satılabilir mi?
Kurbanın derisini seccade veya evde kullanılacak bir şey yapmak caiz olduğu gibi, bir fakire veya hayır işlerine hizmet eden bir kuruluşa vermek de caizdir. Kurbanın derisi, kurbanın bir parçası olduğundan satılması caiz olmadığı gibi, kurbanı kesene kasap ücreti olarak da verilmez.
Günün Ayeti
Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah'a ulaşacaktır. Allah'a ulaşacak olan ancak sizin O'nun için yaptığınız gösterişten uzak amel ve ibadettir.
Günün Hadisi
Kim imkanı olduğu halde kurban kesmezse mescidimize yaklaşmasın
Günün Sözü
Bir insana tamamen güvendiğinizde iki sonuçtan birini elde edeceğiniz kesindir. Ya yaşam boyu dost, ya hayat boyu bir ders.
Günün Duası
Ya rabbi bizi bayrama kavuşan ve bayramda insanları güldürenlerden eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Kurban nedir?
İbâdet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. Arapça'da bu şekilde kesilen hayvana ayrıca udhiye de denir.
Günün Nüktesi
Hangi mümin?
Abdullah İbni Ömer diyor ki:
Bir gün Resûl-i Ekremin yanında bulunuyordum. Ensardan bir adam gelip selâm verdikten sonra:
- Yâ Resûlallah! Hangi mümin daha faziletlidir? diye sordu.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de:
- Ahlâkı en iyi olan mümin, diye cevap verdi.
O zât yine:
- Yâ Resûlallah! Hangi mümin daha zekidir? diye sorunca:
- Ölümü en çok hatırlayıp ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapanlar zeki adamlardır buyurdu.
(İbni Mâce, Zühd 31).