İşsizlik maaşı devletin işsiz kalan vatandaşına tanıdığı bir haktır. Ancak bu haktan yararlanabilmek için kişinin işsiz olması lazım. Yani hem resmi hem de gayri resmi olarak işsiz olması gerekir. Zira devlet, işsizlik maaşını gerçekten işsiz olanlara ödemektedir. İşten çıkarılan ya da işinden ayrılan bir kimse devletten işsizlik maaşı alırken başka bir yerde bir işe gayri resmi de olsa başlamışsa bu haktan yararlanması dinen caiz değildir. Gerçeğe aykırı bir beyan ile kendisini işsiz gibi gösterenlerin bu maaşı alması dinen caiz değildir. Böyle bir aldatma kul hakkı ihlalidir. Tüyü bitmemiş yetimlerin ve işsiz durumda olanların hakkını yemektir. Bundan kesinlikle sakınılması gerekir.
Kadınlar ayrı mekandan erkeklerin imamına uyarak namaz kılabilirler mi?
İmama uymakta ölçü şudur: İmama her bakımdan uyulmalıdır. İmam bütün cemaatin önünde olmalı, kadın ile erkek yan yana bitişik namaz kılmamalı, imamın intikal tekbirlerini, yani bir rükünden diğerine geçerken aldığı tekbirleri bütün cemaat duymalı, görerek veya görenleri görerek anlayabilmelidir. Yani imam kendisine tabi olunmak için vardır. İmama uymak demek onunla aynı mekanda ya da mekanın devamı ve dahili olan yerde namaz kılmak demektir. Bu sebeple ayrı bir binada namaz kıldıran imama uyulmuş olmaz. Buna göre aynı camiinin içinde erkeklerin tabi olduğu imama kadınlarda uyabilir hiçbir sakıncası yoktur. Ancak camii içinde ya da caminin avlusunda değil de camiden ayrı olarak başka bir binadan ya da mekandan imama uymak caiz değildir. Uyulsa da bu namaz geçersizdir. İmama uyan kişi ister erkek olsun isterse kadın olsun fark etmeksizin bu namaz geçersizdir.
Kaportacı gibi çalışanların çalıştıkları elbise ile namaz kılmalarında bir sakınca var mı?
Namazın şartlarından birisi de necasetten temizlenmektir. Namaz kılacak kişinin elbisesinde, bedeninde ve namaz kılacağı yerde, kan, idrar, şarap, dışkı... gibi namaza engel necasetler bulunmamalıdır. Tesettüre uymak ve temiz olmak şartı ile iş elbisesi ve pijama ile namaz kılınabilir. Bu itibarla, işin cinsine göre iş elbisesinde bulunan madeni yağlar, pas ve benzeri kirler namazın sıhhatine engel değildir. Ancak kişi, camiye veya mescide gidecekse temiz elbise giymesi Kur’an’ın emridir. Örf, adet ve medeniyet gereği olarak camiye veya cemaate giden kimsenin en güzel elbiselerini giymesi cemaate saygının bir gereğidir. Gerek evde, gerek diğer yerlerde tek başına da olsa namazların temiz ve güzel bir kıyafetle kılınması, şüphesiz daha iyidir. Ancak çalıştığından gerek vakit gerekse kıyafet bakımından böyle bir imkanı yoksa iş elbisesi ile namaz kılmasında bir mahzur yoktur.
Günün Ayeti
“Birbirinizin gıybetini yapmayınız.”
Hucurat, 49/12.
Günün Hadisi
İki haslet bir müminde bulunmaz. Cimrilik ve kötü ahlak.
(Tirmizî, “Birr”, 41)
Günün Sözü
“Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez.”
Shakespeare
Günün Duası
Allah’ım imansız bir ölümden, hayırsız bir yaşamdan bizi koru.
Bunları biliyor muyuz?
Ebrar kime denir?
İmanlarında sadık (doğru), Allah’ın yasak kıldığı şeylerden sakınıp, emirlerine uyan, bozuk inanışlardan, kötü ahlâktan ve çirkin işlerden uzak duranlar demektir.
Günün Nüktesi
Beş Kişiyle Arkadaş Olma…
Muhammed Bâkır şöyle buyurdu:
Babam İmam Zeynel Abidin bana:
“Beş sınıf insanla arkadaş olma” diye nasihatte bulundu.
“Babacığım, canım sana feda olsun! Beş sınıf insan kimdir? diye sordum. Buyurdular ki:
“Fasık (Allah’u Teâlâ’nın emirlerine uymayan) kimse ile arkadaş olma. Çünkü o seni bir lokma yemeğe, belki de bundan daha az bir menfaate satar.”
“Daha azı nedir?” diye sordum. “Daha azı, elde etmek için hırslı olup da elde edemediği şeydir.”
“Babacığım ikincisi kimdir?”
“Cimri ile arkadaş olma! Çünkü o, çok muhtaç olduğun bir zamanda, malını korumak için seninle alâkasını keser.
“Üçüncüsü kimdir?”
“Yalancı ile arkadaş olma! Çünkü o serap gibidir; yakın olanı sana uzak gösterir.”
“Dördüncüsü kimdir?”
“Ahmak ile arkadaş olma! Çünkü o, sana faydalı olmak isterken zarar verir.”
“Babacığım beşincisi kimdir?”
“Sıla-ı rahmi terk eden, yakın akrabalarıyla münasebeti kesen kimse ile arkadaş olma! Çünkü Kur’ân-ı Kerim’de tam üç yerde böyle kimsenin mel’ûn olduğunu gördüm.”